Kalbin bilindiği halde kullanılmayan ilacı
Kalbin En Etkili İlacı
İnsanoğlunun İkinci bir kalbi var, lakin her gün onu görmezden geliyoruz🧵
Çoğu insan kalbine sebze meyva ile bakar.
Bazıları ise avuç avuç ilaçlarla.
Lakşn çok az kişi de bunu en basit yolla yapar:
Nasıl mı, çok basit yürüyerek.
Ama yine de ellerinde tuttukları bu gücün farkında olmayarak
İşte hikaye de burada başlıyor.
Kan akışının çok önemli bir kusuru vardır.
Aşağı inmesi kolaydır.
Ama yukarı çıkması…
O biraz zor ve bambaşka bir meseledir.
Kalp iter, evet.
Ama her şeyi de tek başına yapamaz.
Hele ki kanın ayaklardan yukarı çıkması gerekiyorsa.
İşte burada unutulmuş bir uzuv devreye girer.
Bacakların, kelimenin tam anlamıyla.
Tıpta buna “baldır kaslarının kas pompası” diyorlar.
Bazıları ise avuç avuç ilaçlarla.
Lakşn çok az kişi de bunu en basit yolla yapar:
Nasıl mı, çok basit yürüyerek.
Ama yine de ellerinde tuttukları bu gücün farkında olmayarak
İşte hikaye de burada başlıyor.
Kan akışının çok önemli bir kusuru vardır.
Aşağı inmesi kolaydır.
Ama yukarı çıkması…
O biraz zor ve bambaşka bir meseledir.
Kalp iter, evet.
Ama her şeyi de tek başına yapamaz.
Hele ki kanın ayaklardan yukarı çıkması gerekiyorsa.
İşte burada unutulmuş bir uzuv devreye girer.
Bacakların, kelimenin tam anlamıyla.
Tıpta buna “baldır kaslarının kas pompası” diyorlar.
Kalbin motoru yürümek;
Her yürüyüş esnasında, bacak kasların kasılır.
Toplardamarları bir süngeri sıkar gibi sıkar bırakır.
Sonuç mu: Kan kalbe daha güçlü bir şekilde akar, kan pompalanır.
Bacakların,
Yani ikinci kalbin olmasa, kan ayak bileklerinde birikir.
Varisler ortaya çıkar.
Bacaklar ağırlaşır.
Kaslar gerilir.
Yorgunluk çöker…
Tüm bu belirtiler tek blr şeyi söyler:
Sistem artık kanı doğru pompalamıyor.
Yürüyüş bu içsel motoru harekete geçirir.
Ve eğer bacaklarını da güçlendirirsen, etkisi de çok muazzam olur.
Bu yüzden bazı insanlar, sevdikleri içecek ve yiyeceklerden vazgeçmeden bile yağ kaybederken kas kazanırlar.
Çünkü insan bedeni çok basit bir mantıkla çalışır:
Kullanmadığın şeyi kaybedersin ve bu ikinci kalbin için bacak kasların için de geçerli.
Attığın her adım, kazandığın bir kas ve bir nabızdır.
En şaşırtıcı kısmı mı?
Koşmana hiç gerek yok.
Günde 30 dakika yürümek yeter.
Haftada bir kaç kez bacaklarına yüklenmek.
Merdiven çıkmak…
Bu damarların için saf bir ilaçtır.
Ücretsiz.
Anında etkili.
Belki de şöyle düşünüyorsun: “İyiyim, benim buna ihtiyacım yok…”
Öyleyse şu rakamlara bak:
40 yaşından önce her 3 yetişkinden 1’i kötü dolaşımdan şikâyetçi, bazen ayaklarında ödemler oluşuyor
3 kişiden 2’si kronik yorgunluk yaşadığını söylüyor nedenini bilmeden.
İkizimiz, yani bacaklarımız, herhangi bir takviyeden çok daha fazlasını hak ediyor.
Her türlü sağlık küründen çok daha etkili.
Onlar bizim doğal pompalarımız.
İç sistemin.
Güçlü. Özgür.
Ama çok sık ihmal ettiğimiz.
Her gün onları harekete geçirmek gerek.
Çünkü önce bacaklar ölüyor
Ve sadece daha enerjik bir hayat yaşamakla kalmaz.
Aynı zamanda az kişinin başardığı bir şeyi gerçekleştirebiliriz.
Kalbine en temelden, bacaklardan bakmak.
Unuttuğumuz kalbin motorunu yenlden hatırlamak .