Pandemi günleri geri mi geliyor Frankenstein varyantı

Frankenstein Varyanti Kapida 

🧟‍♂️ Avrupa’da “Frankenstein Varyantı” Alarmı: Gerçek mi, Abartı mı?

📌 Covid Salgını geri mi geliyor?

Son günlerde kiminle karşılaşsam ya öksürüyor ya tıksırıyor, aile hekimleri ve hastaneler tıklım tıklım, Twitter, “Frankenstein varyantı Avrupa’yı sardı!” gibi paylaşımlar çoğalıyor. Peki bu ne kadar doğru? Gerçekten yeni bir Covid dalgası mı geliyor? biraz araştırma yaptım işte sonuçlar.

🔍 Frankenstein varyantı aslında Covid'in alt türü imiş. Farklı alt varyantların birleşiminden oluştuğu için bu ismi almış. Yani virüs, adeta parçalar birleştirilmiş gibi, tıpkı Frankenstein’ın hikâyesindeki gibi.

🌍 Frankenstein Varyantı  Avrupa’da Neler Oluyor?

Fransa’da acil servislere Covid şüphesiyle başvuranların sayısı bir haftada %37 artmış
Vaka artışı özellikle yetişkinlerde gözleniyormuş
Çocuklarda ise düşüş varmış
Sonbaharın gelişiyle birlikte solunum yolu enfeksiyonları da artışta olduğu söyleniyor

🌐 DSÖ Frankenstein Varyantını Tanıyor mu?

Evet. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), 25 Haziran 2025’te Frankeştayn varyantını “izlenen varyantlar” listesine almış. Bu, varyantın dikkatle takip edildiği ama henüz “endişe verici” kategorisine girmediği anlamına geliyor.

🇺🇸 Frankeştayn Varyantı Sadece Avrupa mı?

Hayır. ABD’de de görülmeye başlamış. Dünya Sağlık Örgütü göre ülkedeki Covid vakalarının %14’ü bu varyanttan kaynaklanıyormuş. Yani sadece Avrupa değil, dünya genelinde dikkatle izleniyormuş.

💉 Frankenstein Varyantına Karşı Ne Yapmalı?

Risk grubundakiler için aşı kampanyaları hızlandırılmalı
Maske, mesafe, temizlik gibi önlemler yeniden hatırlanmalı
Özellikle yaşlılar ve kronik hastalığı olanlar dikkatli olmalı

Pandemi Şiiri

Bir ülke vardı, kapılarını içeriye kilitleyen. 

Gökyüzü hâlâ maviydi, 

Ama.

Kimse başını dışarı çıkaramıyordu.

Karantina, bir kelime değil, 

Bir duvar oldu önce,

Görünmeyen, 

Ama hissedilen yaşanılan..

Çocuklar büyüdü, 

Pencerelerin arkasında; 

Oyunlar sessizleşti, 

Gülüşler maskelendi.

Yaşlılar, 

Bir takvim gibi sarardı,

Her gün bir yaprak, 

Ama kimse çevirmedi.

Hastalar, 

Bir dosya numarasına dönüştü; 

Adları unutuldu, 

Sesleri yankı yapmadı.

Toplum, 

Bir akvaryum gibi oldu: 

Herkes birbirini gördü, 

Ama kimse dokunamadı.

Ve biz, 

Bir virüs değil, 

Bir yalnızlık salgınına yakalanmıştık.

Ahmet ATAM.