![]() |
| Friedrich Merz'den Türkiye-AB İlişkileri İçin Tarihi Açıklama: "Türkiye'yi AB'de İstiyorum" |
Almanya'dan Türkiye'ye AB Desteği: Friedrich Merz'den Kritik Açıklama | Analiz.
AB Rüyası Geri Mi Dönüyor? Merz'in Sözleri Türkiye İçin Bir Dönüm Noktası Mı?
Almanya'nın güçlü ismi başbakan Friedrich Merz'den çarpıcı sözler: "Türkiye'yi AB'de görmek istiyorum." 🚀 Bu açıklama AB kapılarını açar mı? Kriterler dışında neler etkiliyor? Türk halkının uzun zamandır duymaya alışık olmadığı bir cümle Türkiye'yi Avrupa Birliği'nde görmek istiyorum ve bu cümle rüzgar gibi esip geçen sıradan bir politikacının ağzından değil Almanya'nın güçlü ismi Hristiyan demokrat parti lideri ev başbakan Frederic Merz'ten geldi.İnsan duyduğunda kulaklarına inanamıyor, peki bu sözler yıllardır çekmecede unutulmuş olan Avrupa birliği üyeliği için Bir dönüm noktası olabilir mi?
Almanya Başbakanı Merz Neden Şimdi Türkiye'nin AB Üyeliğine "Evet" Dedi? 🤔
bu söz Elbette resmi bir hükümet politikası değil ama Almanya başbakanının söylediği hiçbir şey de laf olsun torba dolsun değildir. Peki bu sözün arka planında neler dönüyor Bence birkaç önemli sebep var.
1. Göç ve güvenlik sorunu: Avrupa özellikle Suriye krizi sonrasında Türkiye'nin coğrafi konumunun ve göçmen anlaşmasının kendileri için ne kadar Hayati ve bir güvenlik vanası olduğunu gördü bu işbirliğinin devamı için havuç politikası uyguluyor olabilir.
2. Ekonomik işbirliği : Almanya için Türkiye devasa bir pazardır ve önemli bir ticari ortaktır aynı zamanda istikrarlı ve güçlü bir ilişkiye her iki tarafın da işine gelir.
3. Jeopolitik satranç: Rusya Ukrayna savaşı derken Türkiye gibi güçlü bir NATO müttefikini yanlarında tutmak Almanya ve batı için oldukça kritik bir hale geldi.
Yani kısacası biz istemesek biraz Real politik yani gerçekçi bir politikanın bir yansıması ama yine de olumlu bir ses duymaya alışık olmadığımız bir destek Bu açıdan oldukça önemli.
AB Kriterleri Tamam Ama... "O" Kriter Dışı Kıstaslar Neler? 📜❌
Evet Elbette hepimiz biliyoruz ki, Kopenhag kriterleri, demokrasi, hukukun üstünlüğü, insan hakları, bunlar zaten formülün bilinen malzemeleri, peki ya resmi olmayan, kimsenin açık açık konuşmadığı, ama masanın altında dönen o kriter dışı kıstaslar neler, işte benim gözümde o gizli maddeler.
1. Kıbrıs meselesi: Bu mesele belki en büyük ve en çetrefilli bir engel, Avrupa Birliği üyesi olan Kıbrıs Rum kesiminin vetosundan çekiniyoruz, bu mesele çözülmeden diğer tüm kapılar kesinlikle açılmayacaktır.
2. Kültürel uyum ve ön yargılar: Maalesef bazı Avrupa için siyasi çevrelerde Türkiye'nin Müslüman ve büyük bir ülke olmasından kaynaklı bir çekince var, bu hiç yazılmayan ama hep taraflarca hissedilen bir kriter.
3. Yunanistan ile ilişkiler: Ege'deki sorunlar kıta sahanlığı hava sahası gibi meseleler Yunanistan'ın da bir Avrupa Birliği üyesi olduğu düşünülürse, süreci en baştan direkt etkileyen önemli bir diğer aktör.
4. Avrupa Birliği'nin kendi iç sorunları: Avrupa Birliği şu an için kendi içinde göç, enflasyon aşırı, sağın yükselişi gibi bir sürü sorunla boğuşuyor ,Türkiye gibi büyük ve karmaşık bir dosyayı masaya yatırmak onlar için de pek kolay olmayan bir iş.
Peki, Sonuç? Kapılar Açılır Mı? 🗝️
Benim şahsi fikrim Almanya başbakanının bu açıklaması tek başına kapıları açar mı?
Hayır açmaz.
Ama önemli bir zihniyet değişikliğini ve pencere aralığının da habercisi olabilir, bu sözler Türkiye'nin stratejik öneminin Avrupa'da tekrar hatırlandığının bir göstergesi, eğer Türkiye demokrasi ve hukuk alanındaki reformları hız verir ve Kıbrıs gibi çözülmesi zor meselelerde diyalog başlayabilir, yani ışığı yeşil yakan aslında biz olacağız.
Yol uzun virajlar Keskin ama en azından yolda yeni bir işaret daha belirdi
Gerisi Hem bizim hem onların samimiyetine Bir siyasi iradeye bağlı.
Kısa bir cevap vermek gerekirse hayır, tam üyelik otomatik olarak bu sorunları çözmez, hatta bu sorunlar çözülmeden tam üyelikte neredeyse imkansızdır.
Sorunlara sırası ile bakmak gerekirse şöyle işliyor.
Gerisi Hem bizim hem onların samimiyetine Bir siyasi iradeye bağlı.
Avrupa birliğine tam üye olan Türkiye'nin, Yunanistan ile Kıbrıs ve Doğu Akdeniz sorunları da çözülmüş olmaz mı ?
Kısa bir cevap vermek gerekirse hayır, tam üyelik otomatik olarak bu sorunları çözmez, hatta bu sorunlar çözülmeden tam üyelikte neredeyse imkansızdır.
Sorunlara sırası ile bakmak gerekirse şöyle işliyor.
Önce Kıbrıs ve Ege, Doğu Akdeniz'de en azından ana hatları ile bir çözüm ve diyalog süreci, sonra Avrupa Birliği'ne tam üyelik yolunda ciddi bir hareketlenme, yani Avrupa'ya birliğine girersek sorunlar çözülür değil, bu sorunlar çözülmeden Avrupa birliğine girmemiz çok zor, bu yüzden Almanya başbakanı gibi isimlerin olumlu açıklamaları bile bu temel siyasi dengeleri değiştirmeye yetmez.
Benim görüşüme göre, daha sert ve gerçekçi bir sonuç yazısı yazmak gerekirse, Türkiye kriterleri belki yerine getirebilir, lakin, Türkiye Kıbrıs'tan asker çekmez, Doğu Akdeniz'deki haklarından taviz vermez, dolayısı ile Avrupa birliği Türkiye için, Avrupa'nın alacağız, Türkiye'nin gireceğiz söylemi üzerinde bir elli yıl daha devam eder.
Benim görüşüme göre, daha sert ve gerçekçi bir sonuç yazısı yazmak gerekirse, Türkiye kriterleri belki yerine getirebilir, lakin, Türkiye Kıbrıs'tan asker çekmez, Doğu Akdeniz'deki haklarından taviz vermez, dolayısı ile Avrupa birliği Türkiye için, Avrupa'nın alacağız, Türkiye'nin gireceğiz söylemi üzerinde bir elli yıl daha devam eder.



Yorum Gönder