YÜKSEK FAİZ DÜŞÜK KUR UYGULAMASININ SONUCU; KUSURSUZ FIRTINA

Yüksek faiz–düşük kur politikasın sonuçları nelerdir.

Yüksek Faiz Düşük Kur Uygulamasının Sonucu; Kusursuz Fırtına
Yüksek Faiz Düşük Kur Uygulamasının Sonucu; Kusursuz Fırtına 

💸 Yüksek Faiz – Düşük Kur: Kazanan Kim, Bedel Ödeyen Kim?

🎭 Yüksek Faiz Düşük Kur Eski Oyun, Yeni Perde


1994’ü gördüm...
1997’yi yaşadım...
2001’in soğuk nefesini hâlâ hatırlıyorum, hepsinin ortak bir hikayesi vardı, yüksek faiz, düşük kur.

Devlet kasasına yabancı para girsin, döviz sakin kalsın diye, faiz oranları tavan yaptı.
Görünüşte akılcı bir politika gibiydi ama sonuç hep aynı oldu:
Sıcak para kazandı, halk kaybetti.

Bugün yine aynı oyunun daha sert, daha uzun, ve ne yazık ki daha yıkıcı versiyonunu yaşıyoruz.
2000 yılından bu yana süren bu “yüksek faiz düşük kur” sarmalı artık sadece ekonomiyi değil, toplumsal dokuyu da kemiriyor.
 

🧩 Görünen Denge, Gizli Çöküş


Yüksek faiz, ilk bakışta istikrar gibi görünür.
Dolar yerinde sayar, markette fiyatlar bir süre durur, insanlar “bak işe yaradı” der.

  • Ama perde arkasında olan biten aslında şudur:
  • Üretim durur çünkü kimse o faiz oranlarıyla yatırım yapmaz.
  • İşsizlik artar çünkü fabrika çarkları dönmez.
  • Devletin borcu katlanır çünkü yüksek faizle borçlanan bir ekonomi her gün biraz daha zincirlenir.

Bu sistem, tıpkı hastaya morfin vermek gibidir:
Ağrıyı keser ama hastalığı büyütür.
 

🧨 Dolar 100 TL Olursa Şaşırmam


Bugün yaşanan tabloyu 90’lar krizleriyle kıyaslarsam şunu net söyleyebilirim:
O dönemlerdeki tahribat bugün yaşanacak olanın fragmanıydı.
Çünkü o zamanlar bu politika birkaç yıl uygulanmıştı.
Şimdi ise 25 yıldır aynı reçete dayatılıyor.

Üretim zayıf, ithalat güçlü, faiz yüksek, yatırım düşük…
Bu tablo uzun süre sürdürülemez.
Ve eğer böyle devam ederse,
doların 100 TL’ye gitmesi hiç de uzak bir ihtimal değil.
 

⚙️ Kısır Döngü: Faiz, Kur ve Halk


Sistemin işleyişi basit aslında:
Vatandaş parasını faize yatırıyor.
Bankalar o parayı devlete satıyor.
Devlet bu parayla faiz ödüyor.
Sonra artan faiz yükü vergilere ve enflasyona dönüyor.

Vatandaş hem faizden kazandığını sanıyor
hem de aynı parayı vergiler ve pahalılıkla geri veriyor.
Yani kazanan finans sistemi, kaybeden emeğiyle yaşayan halk.
Modern kölelik işte tam da bu!

 
🔚 Sonuç: Paranın Zinciri, Halkın Ödeyeceği Bedel


Faiz ve döviz politikası, bugün sadece ekonomi değil; bir egemenlik aracı haline gelmiş durumda.
Faiz, üretmeden kazandırıyor.
Kur, üreteni cezalandırıyor.
Ve biz hâlâ “istikrar” masalına inanıyoruz.
Oysa sistemin özü değişmedikçe, faiz düşse de, kur artsa da, kaybeden yine biz olacağız.

Gerçek çözüm, üreten ekonomiye dönmek, paranın değil emeğin değerini yükseltmektir.
Yoksa bu kısır döngü, her seferinde bizi aynı sonuca götürecek:
Kâğıt üzerinde kazanan, gerçekte kaybeden bir toplum.

50 yıldır ticari hayatın içinde biri olarak ben bu filmi defalarca lakin siyasilerimiz bir türlü ders almıyor, şimdiden haber vereyim kusursuz bir fırtına geliyor, önlem alın paranıza dokuz düğüm atın.

Altın putlar dikilmiş, her gönül mihrap,
Nefsin imam olmuş, secdeye hitap.
Gümüş sesle çağırır faiz ezanı,
Yükseliyor göklere sahte nişanı.

Her rakam bir günah, her kâr bir yara,
Hakkın yerine geçti “bankalar” bu ara
Ah be insanoğlu, kârda hüsranda,
Kölelik sarmalı artık kendi cüzdanında

Dolar yeşil yaprak, kökse karanlık,
Sulayan ter değil, hileli mantık.
Bir damla nur kalmaz, kalp taş misali,
Kazanır görünür, kaybedenin de her hâli.

Bir dirhem faizle bir ömür yanar,
Zincirle süslenmiş umutlar her daim donar.
Şeytan fısıldar ki: “Al, bu senindir,”
Oysa Hak der: “Her nefes emanetindir.”

Yüksek faiz, düşük kur, bir morfin misali,
Ağrıyı dindirir belki, öldürür aslı hali.
Bir el susturur dövizi, öteki kandırır yoksulu,
Bu oyun çok eski oyun, adı modern kölelik oyunu.

Devlet aldı halkın malın, faiz diye sattı,
Halk da kendi zincirini, “gelir” diye taktı.
Dönüyor kısır bir çark, terle besleniyor,
Emekçinin alnındaki tuz bile vergileniyor.

 Ahmet ATAM


إرسال تعليق