![]() |
| İskitler Kimdir? Türklerle Bağları ve Gizemli Tarihi |
Dedemizin dedesi İskitler sakalar ve bizimle bağları.
İskitler Kimdir? Türklerle Bağları ve Gizemli Tarihi
Şimdi kafalarda canlanması için hemen söyleyelim, atlı, okçu, göçebe, savaşçı bir millet İskitler, Bozkır'ın efendileri, tüm Avrasya steplerinde Karadeniz'in kuzeyinden Sibirya'ya kadar at koşturmuşlar, biz tarih kitaplarında İskit diye biliyoruz ama bizimkiler daha çok Saka ismini kullanıyor, aynı millet işte.İskitler Türklerle akraba mı.
İşte en can alıcı soruda bu şu iskitli benim dedem diye bir soy ağacına yazamayız belki ama kesinlikle amca oğlu falan gibiler, dilimiz Türkçe, onların dili de irani mi yoksa Türk mü tartışması var, ama kültür olarak aynı kalıbın içerisindeyiz, yani o Bozkurt kültürünün göçebe yaşam tarzının en eski ve en havalı temsilcilerinden biri İskitler.
Nasıl yaşıyorlardı, atlarıyla koyunları ile birlikte göçüyorlar, yazın serin yaylalara kışın ılık ovalara iniyorlardı, yani bizim Yörüklerin Türkmenlerin yaptığı gibi, at onlar için her şeydi savaşta ulaşımda ekonomide hatta sütünü içiyorlar etini yiyorlardı , savaş taktikleri de müthişti vur kaç takdirinin ustasıydılar, ağır zırhlı düşman ordularına at üstünde geri çekilirken attıkları oklarla delik deşik ediyorlardı.
Bu arada Amazon denilen kadın savaşçıların efsanesi de aslında İskit kadınlarından çıkmış olabilir, mezarlarında silahlarıyla gömülü kadın savaşçılar bulundu yani efsane değil gerçek.
İskitlerin altınları meşhurdur, İskit deyince akla altın işçiliği gelir, öyle mücevher değil hayvan figürleri ile süslü inanılmaz detaylı eserler yapmışlar, geyikler Kaplanlar panterler hayvan üslubu denilen bu tarz sonradan tüm bozkır kavimlerinde Bizim de kültürümüzde iz bırakmıştır. Bu altın eserler hem güzellik hem de güç simgesiydi.
Peki ne oldu bu İskitlere, zamanla diğer kavimlerle karıştılar, eridiler ama mirasları bozkırın Ruhu gibi dalga dalga yayıldı, Hunlar Göktürkler derken bizim atalarımız olan Oğuzlar hep aynı coğrafyada benzer yaşam tarzını sürdürdüler.
Sonuç olarak yani biz Türkler olarak Bozkır'dan geliyoruz, İskitler ise bu uzun yolculuğun en kadim en köklü duraklarından biri, onlara baktığımızda atalarımızın yaşam tarzına savaşçı ruhunu sanat anlayışını görüyoruz.
İskitlerin altınları meşhurdur, İskit deyince akla altın işçiliği gelir, öyle mücevher değil hayvan figürleri ile süslü inanılmaz detaylı eserler yapmışlar, geyikler Kaplanlar panterler hayvan üslubu denilen bu tarz sonradan tüm bozkır kavimlerinde Bizim de kültürümüzde iz bırakmıştır. Bu altın eserler hem güzellik hem de güç simgesiydi.
Peki ne oldu bu İskitlere, zamanla diğer kavimlerle karıştılar, eridiler ama mirasları bozkırın Ruhu gibi dalga dalga yayıldı, Hunlar Göktürkler derken bizim atalarımız olan Oğuzlar hep aynı coğrafyada benzer yaşam tarzını sürdürdüler.
Sonuç olarak yani biz Türkler olarak Bozkır'dan geliyoruz, İskitler ise bu uzun yolculuğun en kadim en köklü duraklarından biri, onlara baktığımızda atalarımızın yaşam tarzına savaşçı ruhunu sanat anlayışını görüyoruz.
Türk dendiğinde aklımıza gelen pek çok şeyin prototipini onlarda bulmak mümkün, Bu yüzden onları tanımak sadece tarih öğrenmek değil kendi köklerimizi biraz daha iyi anlamaktır.
Kısacası İskitler bizim için tarihin tozlu sayfalarındaki uzak bir akraba değil kültürel DNA'mızda izi olan bir dedemizin gibidirler.
İskitler, aynı zamanda Sakalar olarak da bilinir. Doğuda Çin Seddi'nden batıda Tuna Nehri'ne kadar, 40. ve 50. paraleller arasında, yaklaşık 7000 kilometrelik geniş bir alanda hüküm sürmüşlerdir. İskitler, etkili stratejilerle medeniyetlerini geniş topraklara yaymayı başarmışlardır ve Ön Türk Tarihi'nin önemli bir taşıyıcısı olarak kabul edilirler.
İskitlerin kökeni ve kültürü hakkında net bir bilgi bulunmamaktadır. Bazı kaynaklar İskitleri İran kökenli olarak tanımlarken, bazıları ise Türk kökenli olduklarını öne sürmektedir. İskitlerin genetik ve kültürel olarak Doğu Avrasya ile Batı Avrasya bileşenlerini içerdiği düşünülmektedir. İskitlerin dili de kesin olarak bilinmemekle birlikte, bazı araştırmacılar İskitçeyi Hint-Avrupa dil ailesine, bazıları ise Altay dil ailesine bağlamaktadır.
İskitlerin inanç sistemi oldukça ilginçtir. Herodot'a göre İskitler, yedi tanrı ve tanrıçadan oluşan bir panteona tapmış, sekizinci bir tanrı ise yalnızca İskit soyluları tarafından kutsal kabul edilmiştir. Tabiti, Herodot tarafından Yunan mitolojisindeki Hestia ile eşdeğer görülmüştür. Bu tanrıçayı İskitler "tanrıların kraliçesi" olarak adlandırmıştır. İskitlerin diğer tanrıları arasında Toprak Ana, Papaios, Thagimasidas, Api, Goitosyros ve Argimpasa bulunmaktadır.
İskit sanatı oldukça gelişmiş bir seviyedeydi. Metal işçiliğinde uzmanlaşan İskitler, hayvan figürleriyle süsledikleri kemer tokaları, kolyeler, bilezikler, kılıçlar, miğferler, zırhlar ve kadehler gibi eşyalar üretmişlerdir. İskit sanatının en tanınmış eserleri arasında Altın Elbiseli Adam, Pazyryk Halısı ve Kurgan Stelaları yer alır.
İskitlerin sanatı birçok tarihi olaya tanıklık etmiştir. MÖ 7. yüzyılda Asya'dan Avrupa'ya göç eden İskitler, Kimmerler'i yenerek Karadeniz'in kuzeyinde bir devlet kurmuşlardır. MÖ 6. yüzyılda Pers Kralı Kiros'un istilasına uğramış, ancak bu girişim başarısız olmuştur. Sonrasında Perslere karşı Yunanlarla ittifak yaparak Greko-Pers Savaşlarına katılmışlardır. MÖ 4. yüzyılda Büyük İskender'e karşı direnen İskitler, bu mücadelede yenilmiştir. MS 3. yüzyılda ise Sarmatlar tarafından yok edilmişlerdir.
Kısacası İskitler bizim için tarihin tozlu sayfalarındaki uzak bir akraba değil kültürel DNA'mızda izi olan bir dedemizin gibidirler.
İskitler: Ön Türkler
İskitler, aynı zamanda Sakalar olarak da bilinir. Doğuda Çin Seddi'nden batıda Tuna Nehri'ne kadar, 40. ve 50. paraleller arasında, yaklaşık 7000 kilometrelik geniş bir alanda hüküm sürmüşlerdir. İskitler, etkili stratejilerle medeniyetlerini geniş topraklara yaymayı başarmışlardır ve Ön Türk Tarihi'nin önemli bir taşıyıcısı olarak kabul edilirler.
İskitlerin kökeni ve kültürü hakkında net bir bilgi bulunmamaktadır. Bazı kaynaklar İskitleri İran kökenli olarak tanımlarken, bazıları ise Türk kökenli olduklarını öne sürmektedir. İskitlerin genetik ve kültürel olarak Doğu Avrasya ile Batı Avrasya bileşenlerini içerdiği düşünülmektedir. İskitlerin dili de kesin olarak bilinmemekle birlikte, bazı araştırmacılar İskitçeyi Hint-Avrupa dil ailesine, bazıları ise Altay dil ailesine bağlamaktadır.
İskitlerin inanç sistemi
İskitlerin inanç sistemi oldukça ilginçtir. Herodot'a göre İskitler, yedi tanrı ve tanrıçadan oluşan bir panteona tapmış, sekizinci bir tanrı ise yalnızca İskit soyluları tarafından kutsal kabul edilmiştir. Tabiti, Herodot tarafından Yunan mitolojisindeki Hestia ile eşdeğer görülmüştür. Bu tanrıçayı İskitler "tanrıların kraliçesi" olarak adlandırmıştır. İskitlerin diğer tanrıları arasında Toprak Ana, Papaios, Thagimasidas, Api, Goitosyros ve Argimpasa bulunmaktadır.
İskitlerin sanatı
İskit sanatı oldukça gelişmiş bir seviyedeydi. Metal işçiliğinde uzmanlaşan İskitler, hayvan figürleriyle süsledikleri kemer tokaları, kolyeler, bilezikler, kılıçlar, miğferler, zırhlar ve kadehler gibi eşyalar üretmişlerdir. İskit sanatının en tanınmış eserleri arasında Altın Elbiseli Adam, Pazyryk Halısı ve Kurgan Stelaları yer alır.
İskitlerin sanatı birçok tarihi olaya tanıklık etmiştir. MÖ 7. yüzyılda Asya'dan Avrupa'ya göç eden İskitler, Kimmerler'i yenerek Karadeniz'in kuzeyinde bir devlet kurmuşlardır. MÖ 6. yüzyılda Pers Kralı Kiros'un istilasına uğramış, ancak bu girişim başarısız olmuştur. Sonrasında Perslere karşı Yunanlarla ittifak yaparak Greko-Pers Savaşlarına katılmışlardır. MÖ 4. yüzyılda Büyük İskender'e karşı direnen İskitler, bu mücadelede yenilmiştir. MS 3. yüzyılda ise Sarmatlar tarafından yok edilmişlerdir.



Yorum Gönder