KENDİME YAZILARIM
Türkiye sosyolojisi siyaset ekonomi tarih felsefe ve genel kültür düzeyinde makaleler

ÇAVDAR ŞEYHİ KALBURCU PİR AHMET DEDE

Kalburcu pir ahmet dede


SUNULLAH GAYBİ EFENDİ'NİN BÜYÜK DEDESİ KALBURCU ŞEYHİ PİR AHMET DEDE, Sunullah Gaybi efendiyi çoğu Kütahyalı tanırda , pir Ahmet efendiyi tanıyan pek yoktur, kimdir Kalburcu Şeyhi pir Ahmet efendi.
Kısaca tanıtmaya çalışalım .

Kalburcu pir Ahmet dede

Kanuni Sultan Süleyman zamanı alimlerindendir Şeyh Ahmet Efendi Halk arasında ise kalburcu şeyhi pir Ahmet efendi olarak bilinmektedir
Çavdarlı şeyhi adıyla da bilinir.
Doğum tarihi tam olarak bilinmemektedir.
1570 (H.978) senesinde vefat etti.
Önce kendi memleketinin âlimlerinden ilim tahsil etti.
Sonra Şeyh Sinan Karamânî’nin hizmetinde bulundu.
Abdüllatif Efendinin sohbetlerinden çok istifade etti.
Manevi hâllere ve makamlara kavuştu. 

Ahmet dede hakkında şöyle bir hâdise anlatılır

Henüz talebeyken, arkadaşlarıyla derse gidip gelirlerdi.
Bir gün derse gittiklerinde, iki arkadaşıyla beraber her biri, gönüllerinden geçenlerin hâsıl olması için hocalarından dua istediler.
Hocaları bu talebelerini kırmadı.
Onlar için dua etti.
Hocalarının duası bereketiyle, o talebelerden biri Sultan Süleyman'ın ordusunda komutan, biri de ilim ehli alim bir kimse oldu.
Ahmet Dede ise; 
Hazret-i İbrahim gibi çok mâl ve mülke kavuştu, zengin oldu.
Daha sonra İstanbul’a geldi.
Burada büyük zatlardan olan Kütahyalı Merkez Efendinin yanında hizmet etti.
Merkez Efendinin yanında İslamiyet'in güzel ahlâkını ve Peygamber efendimizin (sallallahü aleyhi ve sellem) yolunu öğretmek için izin aldı.
Yine büyük zatlardan Kastamonulu Şâban Efendinin de iltifatlarına kavuştu.
İstanbul’dan ayrılıp memleketine geldi.
Burada yaptırdığı zaviyesinde ikamet eder, insanlara dünya ve ahiret saadetinin yollarını öğretirdi.
Hocasının duası bereketiyle çok mal ve mülke kavuştuğundan, herkese çok fazla ikrâmlarda bulunurdu.
Gece-gündüz, gelene geçene yemek yedirir, açları doyururdu.
Zaviyesinde sofra hiç eksik olmazdı.
Çok kerâmetleri görüldü.
Ömrü boyunca hiç kimseden hediye, maaş ve sadaka gibi şeyleri kabûl etmedi.
Çiftçilikle geçinirdi.
Tarlalarından elde ettiği ürünlerden, misafirlerine yedirmek ve ihtiyaç sâhiplerine vermek için bir miktar ayırmak âdetiydi.
Hatta hayvanlar ve kuşlar için bile yiyecek ve buğday ayırırdı.
Tarlaya ektiği buğday ve çavdarlar, normal tohumdan olmasına rağmen, çok güzel ve benzersiz olurdu.
Bu sebeple Ahmed Dede’ye halk arasında Çavdar Şeyhi de derlerdi.
Tarlalardan elde ettiği buğdayı bir ambara koyar, kapısını kapatırdı.
Buğdayı ambarın altındaki oluktan alırlardı.
Ambarın tamamen boşaldığı hiç görülmedi.
Bu sâyede hiçbir zaman zahire sıkıntısı çekilmezdi.
Ahmed Dede’ye civar köy ve kasabalardan çok misâfirler gelirdi.
Misâfirlere, ayrılırken birer çörek verir, onlar da bunu yol azığı yaparlardı.
Her zaman; “Bu nîmetlerin hepsi, Ahmed Dede’nin hocası Abdüllatîf Efendinin duâsı bereketi iledir” diye Allahü teâlâya şükrederlerdi.

Sultan İkinci Selim şehzâdeyken Ahmed Dede’yi ziyaret etmiş ve zaviyesi yakınında bir mescit yaptırmıştır.
Kalburcu Şeyhi Ahmed Dede 1570 (H.978) senesinde memleketinde vefât etti.
Kabri oradadır.
Alttaki linkten çok daha detaylı olarak okuyabilirsiniz

A.Atam