Halil Cibran Güzel ve Çirkin
Bir gün Güzellik ve Çirkinlik bir deniz kıyısında karşılaştılar.
Ve dediler.
Haydi, denize girelim.
Ve giysilerini çıkartıp sularda yüzdüler.
Ve bir süre sonra,
Çirkinlik kıyıya dönüp Güzelliğin giysilerine büründü ve yoluna gitti.
Ve Güzellik de denizden çıktı;
Ve kendi giysilerini bulamadı;
Ama çıplak olmak utandırıyordu onu;
Çaresiz Çirkinliğin giysilerine büründü.
Ve yoluna devam etti Güzellik.
O gün bugündür erkekler ve kadınlar onları birbirine karıştırır.
Ancak içlerinden Güzelliğin yüzünü önceden görmüş kimileri vardır ki, giysilerine bakmaksızın tanırlar onu.
Ve yine Çirkinliğin yüzünü bilen kimileri vardır ki, giysi onu gözlerinden gizleyemez.
Güzellik ve çirkinlik kavramları sadece dış görünüşle ilgili değildir.
Gerçek güzellik içsel bir durumdan kaynaklanır ve insanın ruhunda, karakterinde yansır.
Bu nedenle, bir kişinin dış görünüşü ne kadar çekici olursa olsun, eğer iç dünyası çirkinse gerçek bir güzellikten bahsedilemez.
Güzellik ve çirkinlik kavramları toplumsal normlar tarafından belirlenir, herkesin kendi iç dünyasına göre bu kavramları algılar.
Bu nedenle, bir kişi diğerine çirkin ya da güzel diyemez çünkü herkesin kendi bakış açısı ve değer yargıları vardır.
Bir Afrika atasözüne göre;
Dekor gerçeği yansıtmaz, gerçeğin de dekora ihtiyacı yoktur.
Bu nedenle, gözle değil gönülle bakmak gereklidir.
Çirkinlik, gücün arkasına saklandığı bir durumdur.
Bazen adaletin arkasına, bazen de inançların arkasına saklanır.
Ön planda olan güzellik elbisesi çıkarıldığında ise arkadaki çirkinlik ortaya çıkar.
Güzel görünmek için genellikle en güzel kıyafetleri, kokuları ve ayakkabıları seçeriz, özellikle karşı cins için.
Bazen onları etkilemek ve güzel şeylere başlamak için bunu yaparız.
Gerçek yüzümüzü saklayarak, çirkin ruhumuzu güzel kelimelerle örteriz.
Ancak bir süre sonra, çirkin yanımız bu yapay güzellikleri ve kelimeleri kaldıramaz ve acımasızca dökülür.
İçimizde sakladığımız çirkinlik perdesini açar ve kendini gösterir.
Her insanın içinde çirkinlik vardır, ancak bunu bastırabilenler toplumda değer kazanır.
Şekle ve etiketlere inanmayı bıraktığımızda, çirkinlik ortaya çıkacaktır. "Halbuki hazineler ve defineler yıkıntılar arasında olur.
Ne varsa harap bir kalpte var!.. Ne varsa yırtık pırtık elbiseler içinde var.
Çirkinliğin yüzünü bilenler vardır ki, giysiler onları gözlerden gizleyemez.
Güzelliğin yüzünü önceden bilenler, çirkini elbiselerine bakmadan da ayırmasını bilir.