Kölelerin kaderi |
Bundan çok uzun seneler önce çok uzak bir beldenin birinde, itibardan tasarruf olmaz diyen, savurganlığı ve lükse olan düşkünlüğü ile nam yapmış bir padişah yaşarmış , Ülkeyi sanki kendi malı sanır, har vurup harman savurur, üstelik halka zulüm etmekten zevk alır, koyduğu ağır vergiler ile halkı canından bezdirirmiş.
İtibardan tasarrufu etmeyi sevmeyen bir sultan öyküsü:
Lakin hazıra hazine dayanmaz derler, dayanmayan dağlar bitmiş tükenmiş ve ülkenin hazinesi halka bir tek kuruş dahi harcanmadan bitmiş gitmiş.
Sultanın her işini kendisine danıştığı emir kulu vezirlerini yanına gelip hazinenin durumunu anlatmış ve bir hal çare bulunması gerektiğini söylemiş.
Sultan baş vezirine;
- Yarından itibaren vergileri iki katına çıkarın” demiş.
Vezir:
Aman efendim halk yoksul ve zaten canı burnunda, vergiler de yeterince ağır, daha fazla arttıramayız, aksi halde bu halk ayaklanır.
Sultan
- Sen beni dinle der.
Vezir emri hemen uygular ve bakar ki halktan en ufak bir tepki almaz.
Aradan bir hafta geçmeden vezir yeniden sultanın yanına gelerek şaşkınlıkla halkın tepkisiz olduğunu ve hazinenin ise toparlanmaya başladığını söyler.
Sultan kendinden emin bir şekilde:
- İsyan eden falan yok değil mi der.
Vezir
- Hayır deyince, padişah.
- Peki öyleyse yarından tezi yok şehrin ortasında ki köprünün girişine asker koyun her geçenden 10 akçe alsın.
Vezir
- Aman sultanım halkın tamamı o köprüden her gün geçiyor böyle yaparsak bu kez isyan çıkar der ama emir demiri keser her zamanki gibi.
Aradan yine bir hafta geçmeden vezir şaşkınlıkla durumu aynısı gibi özetler ve hazinenin ağzına kadar dolup taştığını söyler.
Sultan ise:
- Tamam o zaman yarından itibaren köprünün diğer başına da asker koyun girişte 10 akçe veren herkesten çıkışta da 10 akçe alsınlar.
Baş Vezir şaşkın ve korkuludur, zira halk bu kez kesin ayaklanacaktır ona göre ve padişahın, ihtiyaçları olmadığı halde neden böyle yaptığına anlam veremez ama emir bu yine keser demiri der.
Kısa bir süre sonra yine aynı muhabbet, lakin bu kez halkın tepkisizliğine sultan da şaşırır ve biraz da sinirlenerek:
- Yarından itibaren köprünün ortasına da asker koyun, giren akça versin, ortada askerler her kese 10’ar tokat atsın ve çıkışta tekrar 10 akça versinler der.
Bu kez iyice tırsan vezir halkın canına kastetmenin sonunun kötü olacağını söyler ama nafile. sultan dinlemez bile
Aradan yine bir hafta geçmeden halktan bir tepki gelmediğini gören padişah iyice şaşkın ve bir o kadar da sinirli bir şekilde tüm şehri toplar ve onlara yaptıklarını kısaca anlattıktan sonra sonra,.
Sorar:
- Şimdi bu yaptıklarıma bir şey diyebilecek kimse yok mu?
Halkta çıt yok, yalnız arkalardan cılız bir ses
- Padişahım şehrin ortasındaki köprü var ya,
- Ee der padişah,
- O köprüde askerler var ya,
- Ee der padişah,
- Köprünün ortasında da askerler var ya,
Padişah karşı çıkacak diye beklerken, o cılız sesin sahibi;
- Vallahi sultanım biz hepimiz her gün işe gidiyoruz akşam yorgun dönüyoruz evlerimize, o köprünün ortasındaki askerlerin sayısını biraz artırsanız da, tokat yerken akşamları çok sıra beklemesek…
Kıssadan hisse, anlayan anladı.
Yorum Gönder