KÜTAHYA MENKIBELERİ PAŞAM SULTAN MENKIBESİ

Kütahya menkıbeleri
Kütahya menkıbeleri


Kütahya menkıbeleri


Kütahya menkıbeleri
paşam sultan, Paşam Sultan menkıbesi, Kütahya ili ilçeleri ve köylerinde bile anlatılan bir menkıbedir, halen çoğu kimse tarafından anlatılır anlatılan menkıbe şöyledir.

Şu anki paşam Sultan Türbesinin bulunduğu yerde o zamanlar bir ayakkabı tamirci Dükkânı bulunmakta imiş.
Bu dükkânda ayakkabı tamiri ile uğraşan yaşlı bir zat varmış.
Bu da yaşlı olmasına rağmen camiye namaz kılmaya hiç gitmezmiş.
Çevre dükkanlardaki esnaf bu ayakkabı tamircisinin hiç camiye namaza gitmediğini görüp hakkında dedikodu yaparlarmış.


Bu dedikodu sonunda zamanın valisi olan Paşa'nın kulağına kadar gider, bunun üzerine Paşa bir gün tanınmamak için üzerine eski elbise giyer.
Ayağında eski ayakkabılar ayakkabıcının yanına varır.
Cuma namazına da 20 dakika kadar bir vakit kalmıştır.
Selam verir ve usta benim şu eski ayakkabıyı tamir eder misin der.
Ayakkabıcı olur diyerek Paşa'yı içeriye Buyur eder ve bir iskemleye oturtur.
Paşa'dan ayakkabısının da eline alıp başlar tamir etmeye aradan az zaman geçer cuma namazı yaklaşır.


Bu arada Paşa elini çabuk tutmasını yoksa Cuma namazına yetişemeyeceklerini hatırlatır.
Eskici oralı olmaz.
Artık Cuma vakti gelmiş ezan okunmak üzere
Paşa'nın ayakkabısının tamiri de biter, ayakkabıcı tamir ettiği ayakkabıyı Paşaya uzatarak.
Buyur ayakkabını
Abdestin var mı der.
Bunun üzerine Paşa Abdestim yok vakit doldu der.
Niye tam vakti buldurdun be mübarek, ne zaman abdest alıp yetiştireceğiz der.

Ayakkabıcı, paşam Kâbe'de abdest alıp cuma namazını orada kılmak İstemez misin der
Paşam Demekle de kendisini tanıdığını bildiğini anımsatır
Paşa şaşırarak
Usta Kâbe'de Kim namaz kılmak istemez der
Bunun üzerine ayakkabıcı ayağa kalkarak dükkânın içinde bulunan büyükçe dolaba yönelir dolabın kapağını açar
Paşa açılan dolabın kapağından Bakar
Bir de ne görsün
Kâbe karşılarında


Ayakkabıcı Paşaya
Buyur paşam abdest alalım
Saf tutan cemaate katılarak Cuma namazımızı da Eda edelim der
Ayakkabıları dolap kapısından geçirerek Kâbe'nin yanına varırlar
Paşa ile ayakkabıcı abdest alıp namazlarını Eda ederken


Ayakkabıcı
Haydi paşam gidelim der tekrar dolap kapağından içeri girerler ve yine dükkânda olurlar
Bunun üzerine yaşadığı olayın esrarengiz güzelliğinin etkisinde kalan Paşa ayakkabıcıya:
-- Ey usta sen bu mertebeye nasıl eriştin, ben de böyle bir mertebeye ulaşmak istiyorum der
Ayakkabıcı:
-- Eğer dediklerimi yaparsan sen de Erersin der.
-- Sakatatçıya varıp kokmuşundan ciğer, işkembe, bağırsak gibi sakatadlardan alacaksın ve sokaklarda halka satacaksın.
Bunun üzerine Paşa ayakkabıcının dediğini yapar.
Hemen ertesi gün şehrin Paşa Valisi sırığın ucuna dağıttığı ciğer İşkembe bağırsakları pazarda satmaya başlar.


Bu durumu gören insanlar
Vali delirmiş derler
Tasavvuf yolunda ilk olan
Nefsini öldürmek
Gurur ve kibrini Yok Etmek için bu işi yaptığını kimse bilmez.
Bir müddet sonra ermiş ayakkabıcı vefat eder ve Rabbine kavuşur
Cenazesini de vasiyeti üzerine çalıştığı dükkanına Defin ederler
Paşa'da öldüğünde buraya gömülmek ister
Çok geçmeden Paşa'da vefat eder vasiyeti üzerine onu da ayakkabıcının yanına gömerler


Paşa bazen ermişliğini belli etmiştir
Bunun farkına varanlar paşam Sultan Olmuş demişler
Böylece paşam Sultan olarak menkıbesi günümüze kadar dilden dile anlatılır hale gelmiş


Alıntı: 
Ali Günhan Kütahya folklorundan damlalar

0 Yorumlar

Yorumlarda lütfen saygılı olun