Kütahya efsaneleri |
Bunların yanında bir tane hocaları varmış.
Bu karanlık evden başka bir yeri görmezlermiş.
Kemiksiz et yerlermiş. Başka bir ey yemezlermiş.
Kasap bir gün acele ederken kemikli et koymuş.
Büyük kız eti yerken bir kemik görmüş.
Asla kemiğin ne olduğunu bilmiyormuş.
Kemiğin her tarafına bakmış tanıyamamış.
Kemiği atıvermiş.
Kemik cama gelmiş.
Cam kırılmış.
Karlı bir günmüş.
Dışarıya çıkmış karın üzerine oturmuş.
Oraya iki tane karga gelmiş.
Biri beyaz biri siyahmış.
İkisi kavga yapmışlar.
Beyazlarını kanatmışlar.
Karganın bir tanesi demiş ki:
Senin üzerindeki tüy neye benziyor??, öbürü demiş ki:
İncili Padişahın oğlunun saçına ve gözüne benziyor? Demiş.
Peki şuran neye benziyor? Demiş.
İncili Padişahın oğlunun yanağına benziyor? Demiş.
Kızda bunu duymuş.
Kuşlar uçup gitmişler.
Hocası da çarşıya cigara almağa gitmiş.
Hocası gelince kızı aramış, taramış, bulamamış.
Padişah beni keser diye ağlıya ağlıya gözleri kör olmuş.
Kız az gitmiş, uz gitmiş dere tepe düz gitmiş, yolda bir çobana rastlamış.
Demiş ki:
Ne olur çoban senin elbiseni ben giyeyim, benim elbisemi sen giy? Demiş.
Çoban sevincinden elbisesini çıkarmış.
Kızın elbisesini giymiş.
Kız gide gide büyük bir şehre varmış.
Orada bir deli kız varmış.
Bu kız günde bir kız yermiş.
Orada bir kocakarı yün eğirirken görmüş. Kadına?
Nineciğim sen neden ağlayıp destanlar yazıyorsun? Demiş.
Nine de demiş ki:
Hayatımda hiç çocuğum olmadı.
Son zamanlarda bir kızım oldu.
Onu da bu şehirde bir deli kız var, günde bir kız yiyor.
Sıra benim kıza geldi de onun için ağlıyorum? Demiş.
Kızda demiş ki:
Nineciğim sen hiç merak etme.
Senin kızı yemesinde beni yesin? Demiş.
Nine de:
Hayır kızım sen bir padişah kızısın.
Padişah beni asar, keser.
Hayır kızım. Olmaz? Demiş.
Kız da:
Hayır nineciğim böyle söyleme? Demiş.
Kızı deli kızın yanına atmışlar.
Deli kız kızı görmemiş.
Kızda zincirle tavana çıkmış.
Yedi gün olmuş.
Yedi tane kız tavana çıkmışlar.
Hepsi de şarkı söylemeye başlamışlar.
Padişahın kızı uyumuş kalmış.
Rüyasında kız koşa koşa giderken on, on beş kadar dev, ayaklarını ateşe verip uyurlarken ortada büyük bir kazan içinde bir böbrek, bu böbrek deli kızın böbreği imiş.
Kız onların arasından geçip alayım derken kız korkusundan uyanmış.
Sabahleyin erken dağları aşa aşa devler uyurken deli kızın böbreklerini alıp gelmiş.
Kızlar uyurken yanlarına yatmış.
Deli kız uslu uslu dururken böbreği ağzına atmış ve yedi kız bağıra bağıra şarkı söylerken deli kız akıllanmış.
Demiş ki:
Kardeşlerim ne olur yanınıza beni de alın.
Bende sizinle şarkı söyleyeyim? Demiş.
Onlarda korkmuşlar.
Padişahın kızına, akıllanan kız demiş ki:
Kardeşim ne olursun gel sarılalım? Demiş.
Padişahın kızı korkarak? Hayır? Demiş ve sonra zincirden inerek? Geliyorum? Demiş.
İkisi sarılmışlar.
Padişahın kızı, akıllanan kızın babasına? Müjde, kızın akıllandı? Demiş.
Padişah:
Sen benim kızımı akıllandırdın, ne istersen vereyim? Demiş.
Kız da?
Ben senin oğlunu isterim? Demiş.
Padişah: Hayır, ne vereyim? Demiş.
Kız da ondan bir at istemiş.
Kız ata binmiş. Yola çıkmış.
Gide gide büyük bir şehre gelmişler.
O şehirde büyük bir balina varmış.
Bu binanın içinde 180 tane merdiven varmış.
Buradan bin kişi iner, bin kişi çıkarmış.
Kızda bunu görmüş.
Kız yüzüncü merdivenden çıkarken bir kocakarıyı yemek pişirirken görmüş ve demiş ki nineciğim bu yemek ne olacak? Nine de? Kızım sen korkarsın git? Demiş.
Kız: Hayır nine ben korkmam, sen söyle?
Kocakarı da: Kızım burada padişahın atlarından günde birer at kayboluyor.? Demiş.
Kız da: peki ben şu merdivenin altına gireyim oradaki delikten atları kim alıyor göreyim.
Ve padişaha söyleyeyim? Demiş.
Nine de? Peki? Demiş.
Akşam olmuş.
Padişahın karısı dev olarak aşağıya inmiş.
Yemeklere bakmış.
Burnunu yılıktırmış.
Yemekleri beğenmemiş.
Atların yanına inmiş.
Atların birini yemeğe başlamış.
Kız hemen merdivenin altından çıkmış.
Padişaha koşmuş.
Padişah yerinden kalkmış.
Aşağıya inmiş.
Karısını atı yerken görmüş.
Yerine yatmış.
Kızda merdivenin altına yatmış.
Kadın atı yemiş.
Yerine yatmış.
Padişah kadından korkmuş.
Sabah olmuş.
Kız padişahı uzak bir yere götürmüş.
Orada padişaha demiş ki:
Aman karıcığım bugün bayram varmış.
Seni oradaki koltuğa oturtacağım.
Orada sen seyredeceksin? Dersin? Demiş.
Padişah karısına aynen böyle söylemiş.
Kadın da? Peki? Demiş.
Sabah olmuş.
Kadını götürmüşler.
Padişah demiş ki: Aman karıcığım sana kıyamıyorum şu koltukta otur? Demiş.
Kadın oturmuş. Üzerinden kilitlemişler.
Gelen geçen demir tokmakla vurmuş.
Leşini çaya atmışlar.
Padişah böylece kurtulmuş.
Padişah kıza demiş ki: kızım sen beni kurtardın, sana ne istersen vereyim? Demiş.
Kız da hayır padişah babacığım? Demiş.
Padişah? Hayır kızım, söyle ne istersen vereyim? Demiş.
Kız da senin pıtraklı yüzüğünü istiyorum demiş.
Padişah yüzüğü vermiş.
Kız bir yalamış.
Melekler çıkmış. Ne istersin sultanım? Demişler.
Kız İncili Padişahın oğlunun evine gitmiş.
Oğlan uyuyormuş.
Kız gelince uyanmış.
Kıza. Kız gelince uyanmış.
Kıza: İn misin cin misin? Demiş.
Kız da ne inim ne cinim senin gibi bir ademim? Demiş.
Oğlanı melekler almaya gelmişler.
Her yeri kapalı görünce gitmişler.
Kız demiş ki: Ben seninle evlenecem sen benimle gel? Demiş.
Oğlan hayır? Demiş.
Kız da demiş ki. Gelmezsen ben uzaklaşınca terler içinde kal boğul demiş.
Atına binmiş, gitmiş.
Kız uzaklaşınca oğlan terlerde kalmış.
Neredeyse boğulacakmış.
Hemen atına binmiş kıza yetişmiş.
Kızla beraber kızların evine gitmiş.
Kızın bir tane daha kardeşi varmış.
Babası bunların ikisini de imtihan yapacakmış.
İmtihan yapmış.
Oğlanla gelen kız imtihanı kazanmış.
Babası kızım ne istersin* imtihanı kazandın? Demiş.
Babacığım senin sağlığını isterim? Demiş.
Babası hayır ne istersin? Diye tekrarlamış.
Kız da işte bu incili padişahın oğluna varmak istiyorum? Demiş.
Babası peki demiş.
Düğünleri olmuş.
Top gibi bir de çocukları olmuş.
Geçinip gitmişler.
Alıntı; https://kutahya.ktb.gov.tr/TR-69374/anlatmalar.html
Yorum Gönder