Osmanlıda esnafa ceza sistemi
Erhan Afyoncu dünkü sabah gazetesindeki yazısında Osmanlı'da pahalı mal satanlara nasıl ve ne ceza verildiğini anlatıyor, mealen diyor ki para cezası yetmez basın sopayı! (İşin Şakası)Osmanlıda fiyatları devlet belirler idi, belirlen fiyattan pahalıya mal satan esnaf hem para cezası yer, hem de çarşı ortasında falakaya yatırılırdı.
Piyasada satılan malların devletin belirlediği fiyatın üzerinde satılıp satılmadığının denetlenmesi, padişahın vekili olan veziriazamların en önemli göreviydi.
Bu yüzden veziri Azam'lar, çarşamba günleri yanlarına İstanbul kadısı ile muhtesibi, yani dönemin zabıta müdürünü alarak esnafı denetler
Karaborsacılık yapan, pahalı mal satan ve kalitesiz mal üreten esnafı cezalandırırdı.
Başta bakkallar olmak üzere birçok esnaf aldığı mala en fazla yüzde 10-15 kâr koyabilirdi.
Yüzde 15'ten fazla kârla mal satan esnaf tespit edilirse, önce kadıya götürülür, ardından bir güzel sopa çekilirdi.
Terzilerin dikecekleri elbiselerin fiyatlarını da devlet, kumaşın cinsine ve üzerinde kullanılacak aksesuara göre belirlerdi.
Osmanlı İmparatorluğu'nda en fazla kontrolü yapılan iki ürün ekmek ve et idi.
Osmanlı İmparatorluğu'nda esnafın denetimi muhtesib, ihtisab ağası veya ihtisab emini adı verilen bir görevlinin emri altındaki teşkilatla yapılırdı.
Bunlar Osmanlı döneminin zabıtalarıdır.
Her kadılıkta, bir muhtesib bulunur ve kadının emriyle hareket ederdi.
Esnaf kanunnamesinde,
Başta bakkallar olmak üzere birçok esnaf aldığı mala en fazla yüzde 10-15 kâr koyabilirdi.
Yüzde 15'ten fazla kârla mal satan esnaf tespit edilirse, önce kadıya götürülür, ardından bir güzel sopa çekilirdi.
Terzilerin dikecekleri elbiselerin fiyatlarını da devlet, kumaşın cinsine ve üzerinde kullanılacak aksesuara göre belirlerdi.
Osmanlı İmparatorluğu'nda en fazla kontrolü yapılan iki ürün ekmek ve et idi.
Osmanlı İmparatorluğu'nda esnafın denetimi muhtesib, ihtisab ağası veya ihtisab emini adı verilen bir görevlinin emri altındaki teşkilatla yapılırdı.
Bunlar Osmanlı döneminin zabıtalarıdır.
Her kadılıkta, bir muhtesib bulunur ve kadının emriyle hareket ederdi.
Esnaf kanunnamesinde,
"Allah'ın yarattığı her şeyin hukukunun görülüp gözetilmesinden muhtesibin sorumlu olduğu"
Kaydı bulunur.
Muhtesib,Yalnız esnafı denetlemez,
Yeni iş yerlerinin açılması ve yol izni verilmesi gibi konulara da bakardı.
Muhtesib, emrindeki zabıtalarla esnafı teftişi sırasında suçu dayağı gerektiren bir kişiyi bulursa çarşı ortasında falakaya yatırtır
Muhtesib, emrindeki zabıtalarla esnafı teftişi sırasında suçu dayağı gerektiren bir kişiyi bulursa çarşı ortasında falakaya yatırtır
Eğer suçu hapis veya sürgünü gerektiren biri olursa idari makamlara bildirirdi.
Asırlar geçmiş olmasına rağmen
Değişen ne var ki
Yönetim erki kendi başarısızlığını günümüzde dahi en savunmasız ve zayıf olan kesimlere yıkmakta
Günah keçileri yaratmakta
Bir başkasının ürettiği mal ve hizmete narh koymak şu fiyattan yukarı satamazsın demek ticareti dolayısı ile üretimi tam anlamı ile baltalamaktır
Fiyatları kontrol altında tutmak üretim ile olur.
Rekabet şartları yaratarak, Serbest piyasa koşullarında üretimi teşvik ederek fiyatları kontrol edersin
Ya da
Üretim araçlarına sahip olan devlet tir
Kamu kaynakları ile üretim yaparsınız
Fiyatları da o zaman devlet belirler
Bu yüzden
Osmanlı da Devletin aşar vergisi ve fiyat narhlarını bilen, Çoğunluğu çiftçi olan Osmanlı tebaası, üretimi yalnızca kendi tüketimine yetecek kadar yapar.
Para kazanamayacağı bir ürüne neden emek harcasın ki.
Devlet ise
Sanayileşerek daha ucuz hizmet ve mal üretimi nasıl yapılır araştırması yapmak yerine
Halk dalkavukluğu yaparak belirlene fiyatların üzerine mal ve hizmet satanlara haltın önünde teşhir para cezası meydanlarda dayak uygular.
Bugün de değişen ne var'ki ..
Ahmet Atam
Yorum Gönder