Kleptomani ile bürokrasi kelimelerinin birleştirilmesi ile ortaya çıkmış bir kelime imiş
Hizmetle sorumlu olduğu kişilerin faydasına değil, "bal tutan parmağını yalar" düşüncesi ile , ve denetim eksikliği nedeniyle devam edebilen , yasalara uydurulmuş bir yapıya verilen isim imiş Kleptokrasi, biraz araştırdım , nereden gelip nereye doğru evrilirmiş ..
Kleptokrasi nedir nasıl oluşur ?
Dikta ya dönüşen ülkelerde diktatör ve yardakçılarının götürme yeteneği ile doğru orantılı gelişip kök salan yönetim biçimi imiş .
Benim memurum işini bilir , çaldı ama iş yaptı ;
Gibi klişeler ile desteklenen bu yönetim biçimine kleptokrasi ;
Yönetenlere de kloptokrat deniyormuş !
Nereden geliyormuş bu Kleptokrasi ?
Kaynağı Oklokrasi imiş
Peki
Oklokrasi nedir ?
Oklokrasi ise , avam, cahil, dediğimiz kesimin yönetimi ele geçirmesi imiş ..
Belli bir eğitim düzeyinin altındaki ülkelerde demokrasinin denetleme mekanızması çalışmadığı çalıştırılmadığı zaman
Oklokrasi egemen oluyor
Ve demokrasi zamanla yozlaşarak kleptokrasi'ye dönüşüyormuş
Şöyle bir düşündüm ki !
Türkiye , 2013'ten beri de bu evreyi yaşamaktadır ..
Siyaset bilimi ve tarih , bize bu raddeden sonra Kleptokrasi'nin tekrar demokrasiye kendi kendine dönemeyeceğini, kleptokrasi'den kurtulmanın tek yolunun , devrim yada yeni bir yönetim sistemi olduğunu söylüyor.
Örnek mi !
Günümüzden verelim , bakın Venezuella'ya , halk açlıktan ölse dahi yönetimi değiştirebilmekten acizdir .
Ancak;
Türkiye'yi bu noktada özel kılan bir şey var , o da demokrasinin bu ülkenin hamuruna bir şekilde yedirilmiş olmasıdır.
Dünya'da darbe, ihtilal ve devrim ile başa gelen kim varsa , iş bu kişiler demokrasi ile değil, yine benzer bir şekilde yönetimden el çektirilerek baştan indirilmiştir.
Türkiye bu konuda ayrı bir yerdedir.
İki defa darbe ile yönetime el koyulmasına rağmen , yönetime gelenler seçimle koltuklarından inmişlerdir.
Dünya'da bunun örneği çok azdır.
Eğer kleptokrasi demokratik yollarla engellenemezse , yeterli sürenin sonucunda plütokrasiye dönüşür.
Plütokrasi ise zenginler yönetimi demektir.
Devleti başındaki Kloptokrasi egemenliği artık devletin bütün iş yapar tesislerini, şirketleri bir bir ele geçirir .
Ortaya artık tamamen zenginlerden müteşekkil bir yönetim biçimi olan Plütokrasi çıkar.
Bütün bu kavramlar yeni şeyler değil.
Belli bir eğitim düzeyinin altındaki ülkelerde demokrasinin denetleme mekanızması çalışmadığı çalıştırılmadığı zaman
Oklokrasi egemen oluyor
Ve demokrasi zamanla yozlaşarak kleptokrasi'ye dönüşüyormuş
Şöyle bir düşündüm ki !
Türkiye , 2013'ten beri de bu evreyi yaşamaktadır ..
Siyaset bilimi ve tarih , bize bu raddeden sonra Kleptokrasi'nin tekrar demokrasiye kendi kendine dönemeyeceğini, kleptokrasi'den kurtulmanın tek yolunun , devrim yada yeni bir yönetim sistemi olduğunu söylüyor.
Örnek mi !
Günümüzden verelim , bakın Venezuella'ya , halk açlıktan ölse dahi yönetimi değiştirebilmekten acizdir .
Ancak;
Türkiye'yi bu noktada özel kılan bir şey var , o da demokrasinin bu ülkenin hamuruna bir şekilde yedirilmiş olmasıdır.
Dünya'da darbe, ihtilal ve devrim ile başa gelen kim varsa , iş bu kişiler demokrasi ile değil, yine benzer bir şekilde yönetimden el çektirilerek baştan indirilmiştir.
Türkiye bu konuda ayrı bir yerdedir.
İki defa darbe ile yönetime el koyulmasına rağmen , yönetime gelenler seçimle koltuklarından inmişlerdir.
Dünya'da bunun örneği çok azdır.
Eğer kleptokrasi demokratik yollarla engellenemezse , yeterli sürenin sonucunda plütokrasiye dönüşür.
Plütokrasi ne demektir ?
Plütokrasi ise zenginler yönetimi demektir.
Devleti başındaki Kloptokrasi egemenliği artık devletin bütün iş yapar tesislerini, şirketleri bir bir ele geçirir .
Ortaya artık tamamen zenginlerden müteşekkil bir yönetim biçimi olan Plütokrasi çıkar.
Bütün bu kavramlar yeni şeyler değil.
Ta ki Aristo'dan beri dillendirilen şeyler.
Ancak işte cahilliğin nasıl korkunç bir şey olduğu da burada yatıyor.
Türkiye bu gün bir ölçüde demokrasi evresinde
Lakin o da kendi içerisinde parçalanıyor , çeşitli mihraklar vasıtası ile
Her ne kadar Türkiye'nin demokrasi zemini üçüncü dünya ülkelerindeki kadar pamuk ipliğine bağlı değilse de ;
Bu kitlesel cehalet ve liyakat yerine yandaşlık egemen olduğu ve totaliter kleptokratlık devam ettiği sürece , anarşi ya da bir tür devrimin , gün yüzüne çıkma ihtimali yok değil.
Mevcut hükümet bu tehlikenin farkına vardı ki !
Adalet reformu , ekonomide reformlar adı altında maalesef içini tam dolduramadığı bir dizi adımlar atmaya çalışıyor .
Her zaman söylediğim klişe lafı tekrar yazarak bitireyim
Bir yerde hata varsa
Bozuk sistemden , adil kişi ve adaletli bir yönetim çıkmaz .
Vesselam
Ahmet Atam
Ancak işte cahilliğin nasıl korkunç bir şey olduğu da burada yatıyor.
Türkiye bu gün bir ölçüde demokrasi evresinde
Lakin o da kendi içerisinde parçalanıyor , çeşitli mihraklar vasıtası ile
Her ne kadar Türkiye'nin demokrasi zemini üçüncü dünya ülkelerindeki kadar pamuk ipliğine bağlı değilse de ;
Bu kitlesel cehalet ve liyakat yerine yandaşlık egemen olduğu ve totaliter kleptokratlık devam ettiği sürece , anarşi ya da bir tür devrimin , gün yüzüne çıkma ihtimali yok değil.
Mevcut hükümet bu tehlikenin farkına vardı ki !
Adalet reformu , ekonomide reformlar adı altında maalesef içini tam dolduramadığı bir dizi adımlar atmaya çalışıyor .
Her zaman söylediğim klişe lafı tekrar yazarak bitireyim
Bir yerde hata varsa
- Hatanın %90 kısmı sistem
- Sadece %10 kısmı insan kaynaklıdır .
Bozuk sistemden , adil kişi ve adaletli bir yönetim çıkmaz .
Vesselam
Ahmet Atam
Yorum Gönder