KLEPTOKRASİ NEDİR ?



Kleptokrasi: Türkiye’nin ‘Elması’ Mı?  


Kleptokrasi nedir? Türkiye siyasetinde kamu kaynakları nasıl "özel mücevhere" dönüşüyor? İronik analizimizde yolsuzluk sanatını ve güncel benzerlikleri keşfedin

Kleptokrasi Nedir? (Veya: “Devlet Baba’nın Cebindeki Harçlık”)


Kleptokrasi, Yunanca klepto (hırsız) ve kratos (iktidar) kelimelerinin evliliğinden doğan, devlet imkanlarının "yaratıcı" şekilde kişisel servete dönüştürüldüğü bir yönetim biçimi. 
Tarihte Saddam Hüseyin’in altın klozeti veya Afrika’daki elmaslı diktatörlerle özdeşleşen bu sistem, günümüzde daha "ince" metodlarla varlığını sürdürüyor. 
Peki ya Türkiye? 
Demokrasinin cilalı yüzü altında, kleptokrasiye özgü sanatsal dokunuşlar görmek mümkün mü?

Kleptokrasinin İşleyişi: “Halk İçin Çalışıyoruz!”


  • Kaynakların Şaşırtıcı Buharlaşması: Vergiler, devlet bütçesi ve doğal kaynaklar, halkın refahı için "kutsal bir sis perdesi" ardında yönetiliyor.
  • Yakın Çevreye “Sanat Sponsoru” Rolü: Kamu ihaleleri, “en yetenekli” firmalara değil, “en sadık” olanlara veriliyor. Örneğin, bir AVM’ye dönüşen tarihi miras projeleri gibi.
  • Yasal Esneklik: Kanunlar, “acil ihtiyaçlar” için hızla değiştiriliyor. Mesela, “imar barışı” ile kaçak yapılar, milli piyango bileti gibi meşruiyet kazanabiliyor.

Türkiye ve Kleptokrasi: İroni ile Örtüşen 5 Benzerlik


  1. Şeffaflık Şöleni: Yolsuzluk iddiaları, “araştırılacak” denilerek rafa kaldırılırken, devlet kurumlarından yükselen “Biz tertemiziz!” nakaratı.
  2. Lüks Konutlar & Halkın Elektrik Faturası: Siyasetçilerin “mütevazı” sarayları, vatandaşın artan faturalarıyla tezat oluşturuyor.
  3. Kamu Bankaları: “Halkın Cebi, Dostun Kumbarası”: İflas eden şirketlere “stratejik kurtarma” adı altında aktarılan milyarlar, halkın “kredi yükü”ne dönüşüyor.
  4. Medya ve “Bağımsızlık”: Televizyon kanallarının “hükümete yakın” holdinglerce satın alınması, “özgür basın” tanımına yeni bir ironi katıyor.
  5. Kültürel Mirasın “Modernizasyonu”: Tarihi eserlerin üzerine inşa edilen oteller, kleptokrasinin kültürel mirası nasıl “değerlendirdiğini” gösteriyor.

Aman N’apalım, Dünya Düzeni Böyle! İronik Çözüm Önerileri


  • Klepto-Turizm: Yolsuzluk rotaları düzenleyip, “Saray Turu” ile devlet eliyle lüks yaşamı tanıtalım. Gelirler (belki) vatandaşa kalır.
  • Şeffaf Olmayan Şeffaflık Ödülleri: Kamu ihalelerine katılan firmalara, “En Yaratıcı Maliyet Gizleme” dalında plaket verelim.
  • Halkın “Klepto-Bütçe” Eğitimi: Vatandaşa, devlet bütçesinin “nasıl buharlaştığını” anlatan online kurslar sunalım.

Sonuç: “Kleptokrasi, Türkiye’nin Elması mı?”


Demokrasi ile kleptokrasi arasındaki ince çizgi, Türkiye’de zaman zaman bir Picasso tablosu gibi soyutlaşıyor. 
Halkın vergileriyle inşa edilen köprülerden geçerken, “Acaba bu proje kime hizmet ediyor?” diye sormak, ironinin daniskası. 
Belki de kleptokrasiyi, Türkiye’nin “özgün” siyasi sanatı olarak kabul edip, gelecek nesillere anlatmalıyız. 
Ne de olsa, kültürel mirasımız çeşitlilik ister!

Kleptokrasi Sanatı Şiiri:

Devlet elması parlarken, halkın kesesi delik,
Kanunlar "esnek", ihaleler "özel yetenek".
Saraylar yükselirken halk fakirleşir,
Şeffaflık sisinde, gerçekler körleşir!

Altın klozetlerde yıkanır "kutsal çıkar",
Vergiler buharlaşır, halka kalır "kıytırık kar".
Medya "özgür" der, ekranlar süslü yalan,
Kleptokrasidir: Türkiye'nin "şaheseri" olan!

Next Post Previous Post