-->
zWZ3ZJ90R4zzhbql6NUZDSuEAK5vmsQ96TEJw5QR
Bookmark

HAYAT BİR SEÇİM Mİ TESADÜF MÜ TANRI YAZGISI MI

Hayat seçimmi tesadüfmü yazgımı
Hayat seçimmi tesadüfmü yazgımı


İnsanın hayatı bir seçim midir yoksa bir tesadüf müdür? Bu soru felsefe tarihi boyunca pek çok düşünürü meşgul etmiştir.
 

İnsan hayatını belirleyen unsurlar


Bazıları insanın kendi kaderini belirlediğini, hayatının sonucunun yaptığı seçimlere bağlı olduğunu savunurken, bazıları da insanın hayatının önceden belirlenmiş bir plana göre ilerlediğini, seçimlerinin tesadüfi olduğunu iddia etmiştir. Bu iki görüş arasında bir orta yol bulmak mümkün müdür?
 

İnsanın hayatı kendi seçimleri sonucu ile mi şekillenir? 


Bu soru felsefe tarihinin en eski ve en tartışmalı konularından biridir. 
Bazıları insanın kaderine inanır ve hayatının önceden belirlendiğini düşünür. 
Bazıları ise insanın özgür iradesine güvenir ve hayatının kendi kontrolünde olduğunu savunur. Peki gerçek nedir? 
Bu sorunun kesin bir cevabı var mıdır?

Bu soruya cevap vermek için önce insanın ne olduğunu tanımlamak gerekir. 
İnsan bir biyolojik varlık mıdır, yoksa bir kültürel varlık mıdır? 
İnsanın davranışları genlerine mi bağlıdır, yoksa çevresine mi? 
İnsanın doğuştan getirdiği bazı özellikleri mi vardır, yoksa sonradan kazandığı mı? 
Bu soruların her biri farklı bakış açıları ve teoriler ortaya çıkarmıştır.

Bir yandan, insanın hayatını kendi seçimleri sonucu ile şekillendirdiğini iddia edenler vardır. 
Bu görüşe göre insan akıllı, bilinçli ve sorumlu bir varlıktır. 
İnsan kendi kararlarını verir ve bunların sonuçlarını kabul eder. İnsan hayatının amacını ve anlamını kendisi belirler. 
İnsanın hayatını etkileyen faktörler vardır, ancak bunlar insanın seçimlerini belirlemez.
İnsan kendi kaderini yazar.

Diğer yandan, insanın hayatını kendi seçimleri sonucu ile şekillendirmediğini ileri sürenler de vardır. 
Bu görüşe göre insan sınırlı, zayıf ve bağımlı bir varlıktır. 
İnsan kendi kararlarını veremez ve bunların sonuçlarını değiştiremez. 
İnsan hayatının amacını ve anlamını başkalarından alır. 
İnsanın hayatını etkileyen faktörler vardır ve bunlar insanın seçimlerini belirler. 
İnsan kendi kaderine boyun eğer.

Bu iki görüş arasında bir orta yol bulmak mümkün müdür? 
Belki de insanın hayatı hem kendi seçimleri sonucu ile hem de başka faktörler sonucu ile şekillenir. 
Belki de insan hem özgür hem de bağımlıdır. 
Belki de insan hem akıllı hem de zayıftır. 
Belki de insan hem sorumlu hem de mağdurdur. 
Belki de insan hem kendini hem de başkalarını tanımaya çalışır.
İnsanın hayatı kendi seçimleri sonucu ile mi şekillenir?
Bu sorunun net bir cevabı yoktur, ancak bu soruyu sormak önemlidir.
Çünkü bu soru insanın kendisini tanımasına ve geliştirmesine yardımcı olur.

İnsanın hayatı tesadüflerle mi şekillenir? 


Bu soru, felsefenin ve ahlakın en temel meselelerinden biridir. 
Bazı filozoflar, insanın hayatının akıl ve özgürlük ile ilerlediğini ve tesadüflerin rolünün çok az olduğunu savunurlar. 
Bu görüşe göre, insanın hayatı bir bütünlük arayışıdır ve bu bütünlük ancak evrensel bir ahlak ilkesine uyarak sağlanabilir. 
Buna ödev ahlakı denir. 
Ödev ahlakı, insanın salt iyiyi gerçekleştirmek için akla ve yasaya uygun davranması gerektiğini öne sürer. 

Bu ahlak, insanlığı bir araç değil, bir amaç olarak görür ve herkes için geçerli olan kurallar koyar.

Diğer bazı filozoflar ise, insanın hayatının tesadüflerle dolu olduğunu ve bu tesadüflerin insanın iradesini ve seçimlerini etkilediğini iddia ederler. 
Bu görüşe göre, insanın hayatı bir oluş halidir ve bu oluş içinde insan kendini sürekli yeniden tanımlar ve geliştirir. 
Buna çağdaş erdem etiği denir. 
Çağdaş erdem etiği, insanın salt iyiyi gerçekleştirmek için değil, kendi potansiyelini gerçekleştirmek için yaşaması gerektiğini söyler. 

Bu ahlak, insanlığı bir amaç değil, bir imkân olarak kabul eder ve herkesin kendi kurallarını oluşturmasını ister.

İnsanın hayatı tesadüflerle mi şekillenir sorusunun kesin bir cevabı yoktur. 
Her iki görüş de insanın hayatına farklı bir anlam verir ve farklı bir ahlak sunar. 
Hangisi daha doğru veya daha iyi olduğunu söylemek zordur. 
Belki de insanın hayatı hem tesadüflerle hem de akıl ve özgürlükle şekillenir. 
Belki de insanın hayatı hem bütünlük hem de oluş arasında bir denge kurmaya çalışır. 
Belki de insanın hayatı hem ödev hem de erdem gerektirir.

İnsanın hayatı Tanrı yazgısı mıdır? 


Bu soru, insanlık tarihi boyunca pek çok felsefi ve dini tartışmanın konusu olmuştur. 
Bazıları insanın kendi iradesiyle hayatını şekillendirdiğini, bazıları ise insanın Tanrı'nın belirlediği bir kaderin içinde yaşadığını savunmuştur. 
Bu iki görüş arasında bir uzlaşma sağlamak mümkün müdür? 
Yoksa insanın hayatı bir paradoks mu içerir?

Bir yandan insanın özgür bir varlık olduğunu kabul etmek gerekir. 
İnsan, kendi kararlarını veren, eylemlerinin sorumluluğunu taşıyan ve hayatının anlamını arayan bir varlıktır. 
İnsanın özgürlüğü, onun Tanrı'ya benzemesi ve onunla ilişki kurması için verilmiş bir nimettir. İnsanın özgürlüğünü inkar etmek, onun Tanrı'yla olan bağını koparmak demektir.

Öte yandan insanın Tanrı'nın yaratıcılığına ve egemenliğine de saygı duymak gerekir. 
Tanrı, her şeyi bilen, her şeye gücü yeten ve her şeye hükmeden bir varlıktır. 
Tanrı'nın iradesi, insanın iradesinden daha üstündür. 
Tanrı'nın iradesine karşı gelmek, onun düzenine başkaldırmak demektir. 
İnsanın Tanrı'nın iradesini reddetmesi, onun kendi felaketini hazırlamasıdır.

İnsanın hayatı nasıl hem özgür hem de Tanrı'nın iradesine uygun olabilir? 


Bu sorunun cevabını bulmak için insanın hayatını iki boyutlu olarak düşünmek gerekir: 
Zaman içindeki boyutu ve zaman dışındaki boyutu. 
Zaman içindeki boyutu, insanın yaşadığı tarihsel süreçtir. 
Bu süreçte insan, kendi seçimlerini yapar ve sonuçlarını görür. 
Zaman dışındaki boyutu ise insanın Tanrı'nın bakış açısından göründüğü ebedi süreçtir
Bu süreçte insan, Tanrı'nın bilgisine ve planına dahildir.
Bu iki boyut arasında bir çelişki yoktur. 
Çünkü Tanrı zamanın dışındadır ve zaman içindeki olayları baştan sona görebilir. 

Tanrı, insanın özgürce yapacağı seçimleri önceden bilir ve ona göre bir plan hazırlar. 
Bu plan, hem insanın özgürlüğünü hem de Tanrı'nın iradesini korur. 
Böylece insanın hayatı hem kendi yazgısı hem de Tanrı yazgısı olur.
-----
A.Atam



Yorum Gönder

Yorum Gönder

Yorumlarda lütfen saygılı olun