İnsan insanın kurdudur ne demektir?
Bu sorunun cevabını aramak için önce bu sözün nereden geldiğini ve kimler tarafından kullanıldığını bilmek gerekir.
İnsan insanını kurdudur sözünün kaynağı nedir
Bu sözün anlamı, insanların birbirlerine karşı acımasız, yırtıcı ve zalim davrandıklarıdır. İnsanlar, tanımadıkları veya güvenmedikleri kişilere karşı birer kurt gibi davranırlar.
Bu söz, insanların doğal durumda savaş halinde olduklarını ve barış için bir sözleşme yapmaları gerektiğini savunan bir felsefesinin temelini oluşturur.
Bu sözün aksine, bazı düşünürler insanların birbirlerine karşı kutsal ve arkadaş olduklarını iddia etmişlerdir, insanların doğal durumda birbirlerine düşman olduklarını ve güçlü olanın zayıfı ezdiğini savunmuştur.
İnsan doğasını anlamak gerekirs insanlar doğal durumda birbirleriyle savaş halindedir ve herkesin her şeyi yapabilir
Bu durumda insanlar, hayatta kalmak için başkalarına zarar vermekten çekinmezler.
Bu yüzden "İnsan insanın kurdudur
İsanlar bu doğal durumdan kurtulmak için akıllarını kullanarak bir sözleşme yaparlar, bu sözleşmeyle, bireysel haklarını ve özgürlüklerini bir egemen güce devrederler.
Bu egemen güç, insanları korumak ve düzeni sağlamak için yasalar koyar ve uygular.
Böylece insanlar, barış ve güvenlik içinde yaşayabilirler
Ve bizler bu düzene devlet deriz.
Bu soru, siyaset felsefesinin temel meselelerinden biridir.
Devletin varlığı, insanların doğal haklarını korumak ve toplumsal düzeni sağlamak için gerekli midir?
Yoksa devlet, insanların özgürlüğünü kısıtlayan ve baskı uygulayan bir kurum mudur?
Bu soruya farklı cevaplar veren düşünürler, devletin meşruiyetini, işlevini ve sınırlarını tartışmışlardır.
Devletin olmadığı bir durumu hayal etmek zor değildir.
Tarih boyunca pek çok toplum, devletsiz bir şekilde yaşamış veya devlet otoritesinin zayıf olduğu dönemler geçirmiştir.
Bu toplumlarda insanlar, aile, klan, kabile, din veya gelenek gibi farklı bağlarla bir arada durmuşlardır.
Bazıları, devletsiz toplumların daha barışçıl, eşitlikçi ve özgür olduğunu savunurken, bazıları da bunların daha şiddetli, adaletsiz ve güvensiz olduğunu iddia etmişlerdir.
Devletin olmadığı bir durumda insanların nasıl yaşayacağı, devletin ne olduğuna ve ne işe yaradığına bağlıdır.
Devleti, insanların rızasıyla kurdukları bir sözleşme olarak görenler, devlet sizliği kaos ve anarşi olarak görürler.
Devleti, insanların üzerinde egemenlik kuran bir güç olarak görenler ise, devletsizliği özgürlük ve demokrasi olarak görürler.
Devletin olmadığı bir durumda insanların nasıl yaşayacağına dair kesin bir cevap vermek mümkün değildir.
Ancak devletin olup olmamasından ziyade, devletin nasıl olması gerektiği üzerinde düşünmek daha önemlidir.
İnsan insanını kurdudur sözünün kaynağı nedir
Bu sözün anlamı, insanların birbirlerine karşı acımasız, yırtıcı ve zalim davrandıklarıdır. İnsanlar, tanımadıkları veya güvenmedikleri kişilere karşı birer kurt gibi davranırlar.
Bu söz, insanların doğal durumda savaş halinde olduklarını ve barış için bir sözleşme yapmaları gerektiğini savunan bir felsefesinin temelini oluşturur.
Bu sözün aksine, bazı düşünürler insanların birbirlerine karşı kutsal ve arkadaş olduklarını iddia etmişlerdir, insanların doğal durumda birbirlerine düşman olduklarını ve güçlü olanın zayıfı ezdiğini savunmuştur.
İnsan doğasını anlamak gerekirs insanlar doğal durumda birbirleriyle savaş halindedir ve herkesin her şeyi yapabilir
Bu durumda insanlar, hayatta kalmak için başkalarına zarar vermekten çekinmezler.
Bu yüzden "İnsan insanın kurdudur
İsanlar bu doğal durumdan kurtulmak için akıllarını kullanarak bir sözleşme yaparlar, bu sözleşmeyle, bireysel haklarını ve özgürlüklerini bir egemen güce devrederler.
Bu egemen güç, insanları korumak ve düzeni sağlamak için yasalar koyar ve uygular.
Böylece insanlar, barış ve güvenlik içinde yaşayabilirler
Ve bizler bu düzene devlet deriz.
Devlet diye bir yapı olmasa insanlar nasıl yaşar?
Bu soru, siyaset felsefesinin temel meselelerinden biridir.
Devletin varlığı, insanların doğal haklarını korumak ve toplumsal düzeni sağlamak için gerekli midir?
Yoksa devlet, insanların özgürlüğünü kısıtlayan ve baskı uygulayan bir kurum mudur?
Bu soruya farklı cevaplar veren düşünürler, devletin meşruiyetini, işlevini ve sınırlarını tartışmışlardır.
Devletin olmadığı bir durumu hayal etmek zor değildir.
Tarih boyunca pek çok toplum, devletsiz bir şekilde yaşamış veya devlet otoritesinin zayıf olduğu dönemler geçirmiştir.
Bu toplumlarda insanlar, aile, klan, kabile, din veya gelenek gibi farklı bağlarla bir arada durmuşlardır.
Bazıları, devletsiz toplumların daha barışçıl, eşitlikçi ve özgür olduğunu savunurken, bazıları da bunların daha şiddetli, adaletsiz ve güvensiz olduğunu iddia etmişlerdir.
Devletin olmadığı bir durumda insanların nasıl yaşayacağı, devletin ne olduğuna ve ne işe yaradığına bağlıdır.
Devleti, insanların rızasıyla kurdukları bir sözleşme olarak görenler, devlet sizliği kaos ve anarşi olarak görürler.
Devleti, insanların üzerinde egemenlik kuran bir güç olarak görenler ise, devletsizliği özgürlük ve demokrasi olarak görürler.
Devletin olmadığı bir durumda insanların nasıl yaşayacağına dair kesin bir cevap vermek mümkün değildir.
Ancak devletin olup olmamasından ziyade, devletin nasıl olması gerektiği üzerinde düşünmek daha önemlidir.
Devlet bir anlamda Kurtları kontrol eden sistemdir, devlet yoksa insan insanın kurdu olur.
Yorum Gönder