SİYASETİ ŞEKİLLENDİREN ALGI MIDIR

Siyaset ve ekonomiyi şekillendiren algı mıdır
Algı-ne-demektir 

Türkiye'de siyaset ve ekonomiyi şekillendiren algı mıdır, derler ki, algı her şeydir, gerçeklik hiçbir şey sözü doğru mudur

Algı her şeydir gerçeklik hiçbir şey


Bu cümle, algının gerçekliği nasıl şekillendirdiğini ve gerçekliğin algıdan bağımsız olmadığını savunan bir görüşü ifade eder.
Algı, bireyin çevresindeki olayları ve nesneleri yorumlama biçimidir. 
Gerçeklik ise, var olan ve kanıtlanabilir olan şeydir. 
Ancak, algı ve gerçeklik arasında mutlak bir ayrım yapmak mümkün değildir. 
Her bireyin algısı farklıdır ve algısıyla gerçekliği arasında bir uyum sağlamaya çalışır. 
Bu nedenle, algı her şeydir, gerçeklik hiçbir şey demek, bireyin kendi algısını gerçekliğin tek ölçütü olarak kabul ettiği ve başka algılara saygı duymadığı anlamına gelir. 
 

Siyasette algı her şeydir, gerçeklik hiçbir şey. 


Bu söz, siyasetin temel ilkesini ifade eder. 
Siyasetçiler, gerçekleri değil, insanların gerçekleri nasıl algıladıklarını önemserler. 
Algıyı yönetmek, siyasetin en önemli sanatıdır. 

Bir örnek vermek gerekirse, bir siyasi lider, ülkesinin ekonomik durumunu iyileştirmek için çok çalışsa bile, eğer halk bunu fark etmezse veya medya bunu yansıtmazsa, başarısız olarak görülebilir. 
Öte yandan, bir başka siyasi lider, ekonomiyi kötü yönetse bile, eğer halka güven verici bir imaj çizerse veya medya onu desteklerse, başarılı olarak algılanabilir. 
Bu nedenle, siyasette gerçeklik değil, algı belirleyicidir.

Türkiye'de siyaseti ve ekonomiyi şekillendiren başat aktör algı mıdır?

Bu sorunun cevabı için bölge siyasetinde etkili olan yapısal faktörler, siyasi aktörler ve konjonktürel faktörler (dönemsel bölgesel ve küresel dinamikler) gibi unsurları göz önünde bulundurmak gerekir.
Siyaset ile ekonomi ilişkisi birbirini etkileyen, oldukça karmaşık ve karşılıklı süreçleri içerir.
Zira siyasetin değişkenlerinin ekonomik değişkenleri etkilediği ya da ekonomik performansın siyasetin belirleyicilerinden olduğu da tartışma götürmezdir.
Ayrıca bu iki kurumun sahip olduğu nitelikler de ilişkinin profilini belirler.

Bu bağlamda Türkiye'de siyaset ve ekonomi arasındaki ilişkinin süreklilik arz etmediği, dönemin konjonktürüne bağlı siyasal alanın aktörleri tarafından şekillendiği iddia edilebilir.
Örneğin;
Cumhuriyetin kuruluşundan 1980 yılına kadar devletçi ekonomi anlayışının siyasal iktidarların amaçları ve konjonktürün gereklerine göre benimsenip benimsenmediği ve uygulanmasıyla iktidar paylaşımı süreçlerinde çoğulculuğu zedelediği ifade edilmektedir.

Diğer yandan, Türkiye'nin 2023 vizyonunu siyaseti ve ekonomisiyle dünyanın en büyükleri arasında yer alma hedefi üzerine inşa ettiği de belirtilmektedir.

Türkiye'de siyaseti ve ekonomiyi şekillendiren başat aktör algı mıdır?  
Bu sorunun cevabı, Türkiye'nin tarihi, kültürel, sosyal ve coğrafi bağlamına göre değişebilir. 
Ancak genel olarak, Türkiye'de siyaseti ve ekonomiyi etkileyen pek çok faktör olduğunu söylemek mümkündür. 
Bunlar arasında;

- Yapısal faktörler: 


Türkiye'nin coğrafi konumu, demografik yapısı, ekonomik potansiyeli, siyasi rejimi, anayasası, yasama, yürütme ve yargı organları gibi ülkenin temel özellikleri ve kurumlarıdır. 
Bu faktörler, Türkiye'nin iç ve dış politika tercihlerini belirleyen uzun vadeli ve sabit unsurlardır.


- Siyasi aktörler: 


Türkiye'de siyaseti ve ekonomiyi yönlendiren veya etkileyen kişi, grup veya kuruluşlardır. Bunlar arasında; Cumhurbaşkanı, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi, TBMM Başkanı, siyasi partiler, sivil toplum örgütleri, medya kuruluşları, iş dünyası temsilcileri, sendikalar, meslek odaları, akademisyenler, aydınlar, sanatçılar vb. Sayılabilir. 
Bu aktörlerin gücü, etkisi, itibarı ve algısı zaman içinde değişebilir.

- Konjonktürel faktörler: 


Türkiye'nin içinde bulunduğu dönemin bölgesel ve küresel dinamikleridir. 
Bu faktörler, Türkiye'nin karşı karşıya olduğu fırsatlar ve tehditler olarak tanımlanabilir. 
Bunlar arasında; Ortadoğu'da yaşanan siyasi krizler ve çatışmalar, Avrupa Birliği ile ilişkiler, ABD'nin politikaları, Rusya'nın bölgedeki rolü, Çin'in yükselişi, küresel salgınlar, iklim değişikliği vb. Sayılabilir. 
Bu faktörler, Türkiye'nin siyasetini ve ekonomisini kısa veya orta vadede etkileyebilir.


Algı her şeydir, gerçeklik hiçbir şey. Bu ifadeyi ekonomi bağlamında nasıl anlayabiliriz?


Ekonomi, insanların kaynakları nasıl dağıttıkları ve değerlendirdikleri ile ilgili bir bilimdir. 
Ancak insanlar her zaman rasyonel davranmazlar ve kararlarını etkileyen pek çok psikolojik ve sosyal faktör vardır. 
Bu faktörler algıyı şekillendirir ve algı da ekonomik sonuçları belirler. 
Örneğin;
Bir ürünün fiyatı yükseldiğinde, insanlar onun daha kaliteli olduğunu algılayabilir ve daha çok talep edebilirler. 
Bu da gerçekliği değiştirir, çünkü fiyat artışı arz ve talep dengesini bozar. 
Böylece algı ve gerçeklik arasında bir geri bildirim döngüsü oluşur. 
Bu örnek, algının ekonomide ne kadar önemli olduğunu göstermektedir.

Sonuç

Algılar gerçekliği yansıtmayabilir veya gerçekliği değiştirebilir. 
Bu nedenle Türkiye'de siyaseti ve ekonomiyi anlamak için hem yapısal hem de konjonktürel faktörleri iyi bilmek, anlamak, dikkate almak gerekir.
Yoksa algıya kurban gidersiniz.
----
Ahmet Atam


إرسال تعليق

Yorumlarda lütfen saygılı olun

أحدث أقدم