Gıda krizi kapıda |
Türkiye'de gelecek yıllarda gıda krizi yaşanması olası mıdır? Türkiye yeniden gıdada kendine yeter bir ülke olabilir mi?
Gıda krizi
Bu soruların cevabını aramak için Türkiye'nin gıda sektöründeki mevcut durumunu ve gelecekteki olası senaryoları incelemek gerekiyor.
Türkiye, gıda üretiminde ve tüketiminde dünyanın önemli ülkelerinden biri.
Ancak son yıllarda yaşanan ekonomik, sosyal ve çevresel sorunlar, gıda güvenliği ve gıda egemenliği açısından ciddi tehditler oluşturuyor.
Türkiye'de gıda enflasyonu, son 15 yıldır kronik bir sorun haline geldi.
Dünya Bankası'na göre Türkiye, gıda enflasyonunda dünyada 5. Sırada, OECD ülkeleri arasında ise ilk sırada bulunuyor.
Gıda fiyatları neden artıyor
Gıda fiyatlarındaki artışın temel nedenleri arasında:
- Döviz kuru oynaklığı
- Enerji fiyatlarındaki yükseliş
- İklim krizi
- Tarım politikalarındaki yanlışlıklar
- Kentleşme ve
- Nüfus artışı sayılabilir.
Döviz kuru oynaklığı, çiftçilerin üretim maliyetlerini artırırken, tüketicilerin alım gücünü azaltıyor.
Enerji fiyatlarındaki yükseliş hem tarım üretimini hem de gıda işleme ve dağıtımını olumsuz etkiliyor.
İklim krizi, kuraklık, sel, don, dolu gibi aşırı hava olaylarının sıklığını ve şiddetini artırarak tarım alanlarını ve verimliliğini azaltıyor.
Tarım politikalarındaki yanlışlıklar, çiftçilerin desteklenmemesi, kooperatifleşmenin engellenmesi, ithalata bağımlılığın artması gibi sorunlara yol açıyor.
Kentleşme ve nüfus artışı ise gıda talebini ve tüketim kalıplarını değiştirerek gıda güvenliği açısından yeni zorluklar yaratıyor.
Tüm bu sorunlar karşısında Türkiye'nin gıdada kendine yeter bir ülke olması için radikal adımlar atması gerekiyor.
Bu adımlar arasında:
- Makroekonomik istikrarın sağlanması
- Çiftçilerin desteklenmesi
- Kooperatifleşmenin teşvik edilmesi
- Yerli üretimin artırılması
- İthalata bağımlılığın azaltılması
- Gıda israfının önlenmesi
- Sürdürülebilir tarım uygulamalarının yaygınlaştırılması sayılabilir.
Türkiye'nin bu adımları atması halinde gelecek yıllarda gıda krizi yaşanma olasılığı azalabilir. Aksi takdirde hem çiftçiler hem de tüketiciler için zor günler kapıda olabilir.
Gıda krizinin önlenmesi için radikal adımlar
Türkiye bir türlü tarım da üretim artışını ve verimliliği gerçekleştiremiyor, kendi kendine yeten bir konumdan, hemen her türlü gıda maddesini ithal eder hale gelmiştir, tarımda acilen kamulaştırmaya geçmek gerekir, çözüm 40 000 köy 40 000 çiftlik.Doğada hiçbir şeyin yaşamı sonsuz değildir
Canlılar ölür, madde şekil değiştirir, farklı şekillerde olsa da yaşam bir şeklide devam eder.
Kültürler yaşam şekilleri insan davranışları, değişen teknoloji, karşı karşıya gelen kültürlerin birbirleri ile etkileşimi sonucu hep değişir.
Çoğu zaman da şartlar değişir
Hiçbir şey durağan değildir.
Ne derler
Değişmeyen tek şey değişimdir
Değişime direnen, zamanın ve şartların getirisine uyum sağlayamayan önlem almakta geciken toplumlar,
Ya başka toplumların tahakkümüne girer.
Ya da yok olur.
Gıda stratejik bir öneme sahiptir
İnsan ihtiyaçları da hep değişim göstermekle beraber, en zaruri gereksinimleri, barınma ve yiyecek içecek ile giyinmedir.En teknolojik cep telefonunu, masaya menü olarak koyup yiyemezsiniz
Dünya da gıda krizi
Dünya nüfus olarak öyle bir yere gidiyor ki
Gıda üretimi artık stratejik bir öneme sahiptir
Yalnızca çiftçinin inisiyatifine bırakılamaz
Küresel bir siyasal ve sosyal kriz geliyor
İnsanın en olmazsa olmazı beslenmedir
Böyle bir kriz ortamında hiçbir ülke elindeki gıda stokunu satmaz, boşaltmaz.
Krizde en öncelikli ihtiyaç su ve gıda olacaktır
Küresel salgının da etkin olması sebebi ile üretim dağıtım ve tedarik zincirinin kırılması sonucu olarak yakın zamanda bir gıda temini problemi ile karşılaşması yüksek ihtimalSalgın, bu nedenle Türkiye'nin bir türlü gerçekleştiremediği tarımsal dönüşümün yolunu açabilir
Tarım Türkiye'de küçük çiftçilerin aile işletmesi olarak hayatiyet buluyor
Ne aileler tarımdan para kazanabiliyor
Ne devlet tarımdan gelir sağlayabiliyor
Ne de halk tarım ürünlerini ucuza alabiliyor
Tarım ve hayvancılığı kamulaştırın
Tarım alanlarını birleştirme yasası çıkarsanız da işlemiyor
Üç beş dönüm bahçe alan tel örgü ile çevirip birde konteynır koyarak ulusal üretimden çıkarıp kişisel hobi alanına çeviriyor.
Ülke olarak intihar ediyor, gıda da dış alıma mecbur hale geliyoruz
On dönüm arazisi olan banka kredisi ile traktör alıyor
Traktörün maliyeti o on dönümlük arazide üretilecek ürünün maliyetine biniyor
Ne üreten kazanıyor ne tüketici memnun oluyor.
Çoğu tarım alanı sahibi kendisi işlemiyor toprağı
Kimisi belli bir kira
Kimisi icar karşılığı veriyor
Tarım toprağının ıslah edilmesinden kimsenin haberi yok
Atıyor tohumu, Allah'a havale ediyor.
Babadan kalma yöntemler ile tarımdan para kazanmak dönemi bitti, tarım artık teknoloji kullanımını da gerektirir hale geldi.
Tarımda köklü değişimlerin zamanı geldi de geçiyor
Öncelikle, Yabancıya tarım arazisi satışını yasaklayın
Devlet olarak tüm tarım arazilerinin kamulaştırın.
Yüz dönüm arazisi kamulaştırılan çiftçiye devlette çalışma, memuriyet hakkı tanıyın.
Daha küçük araziler için hazine bonosu vs verin.
40.000 köyü 40 000 tarımsal işletme haline getirin, Tarımda merkezi planlama yapın
Tarımda üretimin yanında, tarımsal üretimin işlenmesi ve dağıtımı için kamusal yeni kurumlar dizayn edin.
Tarladan sofradaki tabağa,
Tarım ve hayvancılığı devlet tekeline alın
Devletlerin asli görevi öncelikle halkını doyurmak değil midir
İnsanoğlunun iki temel gereksinimi var
- Biri gıda
- Diğeri barınma
Et balık gurubunu yeniden hayata geçirin
Ne beş adet inek beş kişilik bir aileye beslemeye yeter
Ne de et ve süt maliyetinin düşürülmesine katkısı olur
En az biner baş hayvanlık besi çiftlikleri kurun
Kamulaştırılan arazilerin çiftçilerine burada istihdam sağlayın.
Tarım ve hayvancılık Önümüzdeki dönemde özel şirketlere ve onların inisiyatifine bırakılamayacak önemde ve stratejik değerdedir.
A.Atam
Yorum Gönder