-->
zWZ3ZJ90R4zzhbql6NUZDSuEAK5vmsQ96TEJw5QR
Bookmark

Osmanlı Germiyanoğulları Birlikteliği Devlet Hatunun Düğünü

Osmanlı ve Germiyanoğulları
Osmanlı Germiyanoğulları Birlikteliği: Devlet Hatunun Düğünü

Altı yüz yıldır unutulmayan dillere destan bir düğün, Devlet hatun ile Yıldırım Beyazıt'ın düğünü, Osmanlı Devleti giderek güçlenmektedir ve bu nedenle Anadolu'daki beylikler, Osmanlı hanedanıyla ilişkilerini geliştirmek için çeşitli yollar aramaktadır. Kütahya ve çevresinde hüküm süren Germiyanoğlu Beyliği de Osmanlı Devleti ile iyi ve dostane ilişkiler kurmak istemektedir.


Osmanlı ve Germiyanoğulları:  Devlet Hatun düğünü:



Germiyan Beyi Süleyman Şah, oğlu Yakup Bey'e bazı tavsiyelerde bulunarak kızını Murad Hudâvendigâr'ın oğlu Şehzâde Bâyezid'e vermeyi ve çeyiz olarak da beyliğine bağlı bazı yerleri vermeyi teklif eder. 
Bu teklifini Sultan Murad'a iletmek üzere de İshak Fakih'i bir heyetle beraber Osmanlının o dönemdeki payitahtı olan Bursa'ya gönderir. Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî'nin torunu olan Arif Çelebi, 1312'den önce Denizli ve Kütahya'yı ziyaret ettiği zaman Germiyan Beyi I. Yakup ile görüştüğü ve onun üzerinde manevî nüfuz kurduğu bilinmektedir.

Arif Çelebi, Batı Anadolu beylikleri arasında Mevleviliğin yayılmasını sağlamak amacıyla çeşitli yolculuklar yapmıştır. Bazı araştırmacılar tarafından Mevleviliğin asıl kurucusu olarak kabul edilmektedir. 
Arif Çelebi, Germiyan Beyi Alişir oğlu Yakup Bey ile görüşmüş ve daha sonraki yıllarda Yakup Bey, kızıyla birlikte Arif Çelebi'ye mürit olmuştur. Bu dostane ilişkiler, daha sonra Yakup Bey'in torunu Germiyan Beyi Süleyman Şah ile, Sultan Veled'in kızı Mutahhara Hatun'un evliliğine dönüşmüştür. Ancak bazı kaynaklarda, Sultan Veled'in kızı olan Mutahhara Hatun'un, Süleyman Şah ile evlenmesinin zaman dilimi itibarıyla mümkün olmadığı belirtilmektedir.

Devlet Hatun: Mevlana'nın torunu:


Mutahhara Hatun'un Mevlâna soyundan geldiği düşünülmektedir. Devlet Hatun, Germiyan Beyi Süleyman Şah ve Mutahhara Hatun'un çocuğudur ve Şehzâde Bâyezid ile evlenecektir.
Osmanlı yazıtlarında adı geçmeyen Germiyan Beyi Süleyman Şah'ın kızının gerçek adı bilinmemektedir. 
Osmanlı padişahlarının eşleri ve diğer hükümdarlarla evlendirilen kızlarının çoğu zaman hükümdar lakaplarıyla anıldığı ve gerçek isimlerinin unutulduğu belirtilmektedir. Germiyan Beyliği, Osmanlı'dan ve Karamanoğulları'ndan gelen tehlikeleri bertaraf etmek amacıyla Osmanlılarla bir ittifak arayışına girmiştir. 
Bu ittifakı da akrabalık yoluyla oluşturmaya çalışmıştır. Germiyanoğlu Süleyman Şah, oğlu Yakup Bey'e Osmanoğlu'yla birlik olmasını ve kızının Bayezid'e verilmesini teklif etmiştir.
 

Devlet Hatun'un çeyizi:


İshak Fakıh, Edirne'de bulunan Murad Han'a gider ve iyi cins atlar ile Denizli'nin meşhur bezlerinden oluşan hediyeler götürür. 
Elçi, Murad Han'a Germiyan Beyi Süleyman Şah'ın kızını Bâyezid'e vermek ve çeyiz olarak Kütahya, Simav, Eğrigöz ve Tavşanlı'yı vermek istediğini söyler. 
Murad Han, Anadolu'daki gücünü artırmak için bu teklifi kabul eder ve Edirne'de söz kesilir. Ayrıca, İshak Fakihin elçi olarak geldiğinde Germiyan atlası, Denizli bezleri ve altın-gümüş gibi değerli eşyalar da getirdiği rivayet edilir.

Devlet hatunun düğünü:


Süleyman Şah, yaşlılığında oğlu Yakup Bey'e kızını I. Murad'ın oğlu Bayezid'e vermeyi düşündüğünü söylemiş ve vasiyette bulunmuştur. I. Murad da Bursa Kadısı Koca Mahmud Efendi ve eşini, Emir-i âlem Aksungur Ağa ve eşini, Çavuşbaşı Demirhan'ı ve Bayezid'in dadısını kızı istemek üzere göndermiştir. 
Süleyman Şah da Cemaleddin İshak Fakıh'ı bir heyet ve hediyelerle I. Murad'a göndermiş ve bu şekilde söz kesilmiştir. 
Edirne'de söz kesildikten sonra Murad Hüdavendigar payitaht Bursa'ya gelmiş ve düğün hazırlıklarına başlanmıştır. İlk iş olarak:

  • Karamanoğlu.
  • Hamidoğlu.
  • Menteşeoğlu.
  • Tekeoğlu.
  • Saruhanoğlu.
  • Aydınoğlu.
  • Kastamonu beylerine:
  • Mısır sultanına.

Bu mutlu işe katılmaları için "okuyucular" gönderilmiştir. Düğüne Gazi Evrenos Bey ve hatta Rumeli'nden bazı Hristiyan prensleri de davet edilmiştir.

Devlet Hatun'un düğünü: Bahar mevsiminde, Bursa'da, cennet gibi bir yerde, eğlence ve sefa meclisleri kurulmaya başlandı. Yeşil çimenler üzerinde, bahçelerin güzel kızları gibi çiçekler açmıştı, Hoca Sadeddin, bu düğün şenliğini en detaylı şekilde aktarmıştır.

  • Bu neş'eli mecliste döşekler serildi.
  • Çeşitli yiyeceklerle dolu siniler, sofralar kuruldu.
  • Devlet erkânı, padişahın yakınları, rütbe ve görevlerine göre kendilerine ayrılan yerlere oturdular.
  • Çevredeki hükümdarlardan, krallardan çeşitli armağanlarla gelen elçiler her zamanki gibi ağırlandılar.
  • Mısır ve Suriye hükümdarının elçisi, bu sultanın sevgilerini bildiren mektupla gelip, boylu poslu kula ve yürük atlar getirmişti.
  • Bunlar, padişahın cihad yolunda kullanılmak üzere yetiştirilmiş olan cins atları arasına alındı. Ayrıca Arap işi nefis eşyalar ve sultana yakışan hediyeler sunulduğu zaman, onun deryaları dolduran hatırına hoş gelmiş, göndereni övmek ve aralarında öteden beri süre gelen dostluğu pekiştirmek için anılan elçi, pek çok iltifatlara, ikramlara mazhar olmuş, böylece öteki elçilerden daha üstün tutulmuştu.
  • Ondan sonra Hamid, Aydın, Saruhan, Menteşe, Kastamonu ve Karaman beylerinin elçileri hediyelerini sundular ve karşılığında armağanlarla sevindirildiler.
  • Bunların arkasından vezirler, saltanat makamının beyleri, devletin ileri gelenleri rütbeleri ve görevleri sırasınca, imkânları, kudretleri ölçüsünde ayrı ayrı peşkeşlerini çektiler.
  • Bunlar arasında Rumeli beylerinin önde geleni, baş tacı olan Evrenos Bey , Yusuf yaradılışlı yüz köle oğlan sunmuştu.
  • Bu delikanlıların her biri, boylarının uygunluğu, vücudlarının tazeliği ile servileri kıskandırmakta, yeni açılmış gülleri çileden çıkarmakta idiler.
  • On kişinin ellerinde halis altınla doldurulmuş gümüş tabaklar, onunun ellerinde de gümüş akçalarla dopdolu yine gümüşten yapılmış sahanlar vardı.
  • Seksen delikanlı ise ellerinde ham gümüşten işlenmiş kadehler, ayağlar, şamdanlar, maşrapalar, ibrikler, su kapları getiriyorlardı.
  • Böylece parıldayan bu neşeli toplantıyı gören ve gerçekleri söyleyen bir kimsenin gözünde Çevrelerinde, ebedî yaşamağa erdirilmiş gençler dolaşırlar.
  • Akıp giden şarap kaynağından doldurulmuş testiler, ibrikler ve kadehlerle, sevinç veren âyeti canlanırdı.
  • Bunların arkasından yüz adet işvebaz cariye sunulmuştu.
  • Bunların her biri de perhiz edenlerin gönüllerini çelecek kadar güzel, seçmede titizlenenlerin yüreklerini oynatacak kadar dilberdi.
  • Sultanları ve padişahları kıskandıran bu yüz köle delikanlı sunulduğu zaman, bilen bilmeyen herkes, bu yiğit beyin padişahlara lâyık peşkeşine aferin demiş, pek çok övgüler dizmişlerdir

Sultanın görevlisinin gücü, kudretli hükümdarının imkânlarını ve yüksek mevkisini gösterdi, böylece sohbetler, tatlı görüşmeler içinde gönlün istediği gibi sürdü, eğlenceler, neşeler ve gösterilerle sona erdi.
Düğüne gelen elçilere gerekli ilgi gösterildikten sonra, yurtlarına dönmeleri için izin verildi.

Gazi Evrenos Bey'in hediyesi Mısır Sultanına gönderildi. Diğer hükümdarlara da kendilerine layık hediyeler ve güzel armağanlar yollandı. Mısır Sultanı'nın gönderdiği cins atlar ve savaş aletleri Evrenos Gazi'ye armağan edildi. 
Sultan, sunulan diğer hediyeleri cihat yoldaşlarına, umera-yı ecnada ve halka, özellikle ulemaya dağıttırdı. 
Hazine-i Âmiresine bu gelenlerden bir parça bile koydurtmadı. Davetlilerin düğüne birçok hediyelerle geldiği, Gazi Evrenos Bey'in hediyelerinin çokluğuna özellikle dikkat çekilmektedir. Bursa'da yapılan düğün hazırlıklarından sonra gelini almak üzere gelin alayı Bursa'dan hareket etmiştir.

Hoca Sadettin'in anlatımı ile Devlet Hatun'un düğünü:


Hoca Sadreddin anlatıyor: Düğün yemeği ve büyük cemiyet gerçekleştirildikten sonra, Bursa kadısı Koca Efendi ve eşi, Emir-i âlem Aksungur Ağa ve eşi, Çavuşbaşı oğlu Timur Han Çavuş, padişahın hareminin bazı yakınları ve şehzâdenin dadısı başta olmak üzere binden fazla kişi Kütahya'ya gönderildi. Sultanın temsilcileri Kütahya'ya yaklaşınca, Germiyan Beyi ülkesinin ileri gelenlerini karşılamak üzere göndererek ağırlamada, ikram ve iltifatta titizlik göstermiş, gereken saygıyı eksiksiz yerine getirmiştir.

Misafirler, değerlerine göre konaklama yerlerine yerleştirilmiş, ev sahipliği görevleri yerine getirilmiş, ardından düğün ve nikâh töreni başlamıştır. Padişahın temsilcileri, en üst düzeyden en alt düzeye kadar, ağır elbiseler ve bol armağanlarla memnun edilmiştir. 
Nikâh, şer'i şerif gereğince kıyıldıktan sonra, Germiyan Beyi, nişanlı kızını Bursa Efendisinin huzurunda hanımefendilere teslim etmiştir. 
Çeyiz olarak kızına verdiği kalelerin devir tarihini de belirlemiştir. 
Germiyan Beyi, Çaşnigirbaşısı olan Paşacık Ağa'yı düğün kafilesiyle beraber yollamış, onun hatununu da geline yenge olarak yoldaş eylemiştir.

Aksungur Ağa, teslim alınacak kalelerin korunma tedbirlerini aldıktan sonra, hep birlikte Padişahın başşehrine doğru yola çıktılar. Kafile Bursa'ya yaklaştığında, devletin ileri gelenleri ve padişahın yakınları, sevinçler ve mutluluklar içinde onları karşılayıp, gelini Kasr-ı Kayseriye (sultanın sarayındaki harem dairesine) indirdiler.

Akşam olup da Rum ülkesinin gelini; gün kızıl ışıklarla donanmış eteklerini süpürerek gecenin istirahat hanesine çekildiğinde.
Temiz hurilerin nurdan yapılmış penceresinden, bu neş'eler saçan düğünün seyrine, kendisini özünden sırdaş etmek üzere cihanın gecesi gezmeye çıkmış, abanos gibi kara perde üzerinde binlerce gelin mumlarını uyandırmış, felek kubbesini nur kandilleri, neş'e meş'aleleri ile donatmıştı ki.

Devletli gelin de Yıldırım Han 'ın güvenle dolu kucağında cilve satmaya başlamıştır.
İşin sonunda o utangaç, nazlı gerdeğe girerek, başlara tâc olan şehzâde ile evlenmiş, su ile şekerin kaynaştığı gibi anlaşmış ve Şehzâde doğmakta olan güneş gibi, en yükseklerde Feridun'un takı misali parıldarken, dolunayı andıran o güzele bağlanmış, birleşmiş ve onda kaynaşmıştı.

Devlet Hatun'un düğünü Türk âdetlerine göre yapılmış, davetliler arasında diplomatik anlaşmalar yapılmıştır. 
Germiyan Beyi'nin kızına verdiği çeyiz, Bayezid'e verilmiş ve o da sancak beyi olmuştur. I. Murad, kızı Nefise Hatun ile Karamanoğlu Alâeddin Ali Bey'in nişanlarını yapmıştır. 
Murad Hüdavendigar, düğünü Anadolu beylerine üstünlüğünü ispatlama diplomasisi olarak kullanmış, Mısır elçisine önem vererek Memluk sultanının nüfuz arzusunu kendi lehine çevirmeye çalışmıştır. Ayrıca Lazar'a karşı sefere çıkmadan önce Anadolu beyliklerinden emin olmak istemiş, akrabalık yoluyla ve arazi satın alarak tehlikeleri bertaraf etmiştir. 

Devlet Hatun Çelebi Mehmet'in Annesi midir?


Çelebi Mehmed'in annesi Devlet Hatun binti Abdullah'tır. Uzunçarşılı'nın daha sonraki bir makalesinde Çelebi Mehmed'in Devlet Hatun'un oğlu olmadığını ifade ettiği, ancak Başbakanlık Osmanlı Arşivi'ndeki vakfiyede Çelebi Mehmed'in annesi olarak Devlet Hatun binti Abdullah'ın açıkça görüldüğü belirtilmektedir. 

Ayrıca Bursa'daki Hundi Hatun (Devlet Hatun) türbesinde metfun olan ve H. 816 (M. 1414) tarihinde vefat ettiği belirtilen Devlet Hatun ile Yıldırım'ın eşi Germiyan Beyi'nin kızı Sultan Hatun'un aynı kişi olup olmadığının bilinmediği ifade edilmektedir.
Yıldırım Bayezid ile evlenen ve Osmanlı kroniklerinde dillere destan düğünü yapılan Germiyanoğlu Süleyman Şah'ın kızı Devlet Hatun'un mezarının yeri bilinmemektedir. 

Yıldırım Bayezid vefat ettiğinde, Ertuğrul Bey'den başka Emir Süleyman, Mehmed, İsa, Musa ve Kasım adlarında beş oğlu kalmıştır. 
Neşrî ise Yedi oğlu olduğunu, bunlara Mustafa (Düzme) adlı bir şehzâdeyi de ilave etmiş ve hepsinin de cariyeden doğma olduğunu yazmıştır. 
Oğullarından İsa ve Musa Çelebi adlı şehzâdelerin Germiyan Beyi'nin kızı Devlet Hatun'un çocukları olduğu bazı yazarlar tarafından kabul edilmektedir.

Devlet Hatun Türbesi


Bursa'da Devlet Hatun adına yapılmış bir türbe bulunmaktadır. Bu türbenin Germiyanoğlu Süleyman Şah'ın kızı ve Sultan Çelebi Mehmed'in annesi Devlet Hatun'a ait olduğu söylenmektedir. 
Ancak Çelebi Mehmed'in annesinin Germiyan Beyi'nin kızı değil, mühtediye bir kadın olduğu kabul edilse bile, Devlet Hatun ismi etrafında oluşan kayıt ve bulguları değerlendirmek adına bu türbeye de kısmen değinmek gerekmektedir. 
Devlet Hatun'un defnedildiği Bursa'daki türbesi, Yeşil Külliye yakınlarındaki Meydancık Mahallesinde, "aşağı şehir ucu" olarak tanımlanan bir yerdedir.

Hatuniyye Türbesi olarak bilinen bu türbe, Çelebi Sultan Mehmed'in annesi için vakfedilmiştir. Vakfiyede, türbenin külliyenin alt tarafında yer aldığı ve türbedara günde 4 dirhem ücret verilmesi gerektiği belirtilmektedir. 
Ayrıca, türbede her biri birer cüz okumak üzere altı hâfız görevlendirilmiş ve her birine günde birer dirhem ücret verilmesi şart koşulmuştur. 
Türbenin aydınlatılması için de günde 2 dirhem ödenek ayrılmıştır. 
Vakfiyede, türbede ve zaviyede her gece kandilleri yakacak olan iki "mesircî" görevliden bahsedilmektedir ve her birine günde birer dirhem ücret tayin edilmiştir. 
Türbe, sivri külahlı, içten kubbeli ve yanları açık bir yapıdır. Osmanlılar döneminde yapılan son örnek olması bakımından önem taşımaktadır. Türbede, Devlet Hatun'un sandukası yer almaktadır ve sanduka üzerinde "Âyetü'l-Kürsî" ile Âl-i İmrân süresinin 18. ve 19. ayetleri yazılıdır.

Devlet Hatun'un ismi ile ilişkili olarak Edirne'de onun adını taşıyan bir mahalle bulunmaktadır. Çelebi Mehmed'in annesi ve Germiyanoğlu Süleyman Şah'ın kızı olan Devlet Hatun'dan alındığı belirtilmektedir. 
Ayrıca mahallede Devlet şah Mescidi de yer almaktadır. 
Yıldırım Bayezid ile Devlet Hatun'un düğünü Osmanlı kroniklerde anlatılmaktadır. Germiyan Beyi Süleyman Şah'ın kızı Mutahhara Hatun'un Mevlana'nın oğlu Sultan Veledin kızı olup olmadığı konusu da tartışmalıdır.
 

Kaynak:
Başbakanlık Osmanlı Arşivi, Ev. VKF., Dosya no:6, Gömlek no:53, (23 R
825). BOA, Cevdet Evkaf, no: 16933. Çelebi Sultan Mehmed Vakfiyesi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Atatürk Kitaplığı İstanbul Kitaplığı Bölümü, Muallim Cevdet, Fermanlar, nu:5.
Fotoğraf yapay zeka ile oluşturulmuş ve temsilidir.

Yorum Gönder

Yorum Gönder

Yorumlarda lütfen saygılı olun