-->
zWZ3ZJ90R4zzhbql6NUZDSuEAK5vmsQ96TEJw5QR
Bookmark

İslam inancının felsefeye bakışı



İslam dininin felsefeye ve filozoflara bakış açısı, çok çeşitli ve karmaşıktır. İslam felsefesi, Müslüman düşünürler tarafından "kainat, yaratıcı, var oluş, düşünce, ruh" gibi konuların ele alındığı felsefeye verilen genel addır¹. 
İslam felsefesi, hem İslam dininin temel kaynakları olan Kur'an ve Sünnet' ten, hem de Antik Yunan, Hint ve İran felsefelerinden etkilenmiştir. 
İslam felsefesi, hem akıl hem de vahiy arasında bir uyum aramış, hem de bu ikisi arasında bir gerilim yaşamıştır.


İslam inancının felsefeye bakışı


İslam dininin felsefeye ve filozoflara bakışı


İslam dininin felsefeye ve filozoflara bakışı, zaman içinde değişiklik göstermiştir. 
Bazı dönemlerde felsefe desteklenmiş, bazı dönemlerde ise reddedilmiş veya eleştirilmiştir. Bazı Müslümanlar, felsefenin dinin anlaşılmasına ve yorumlanmasına katkı sağladığını düşünmüş, bazıları ise felsefenin dinin temellerini sarsacağından korkmuştur. 
Bazı Müslümanlar, felsefenin akli bir faaliyet olduğunu ve dinin ötesine geçemediğini savunmuş, bazıları ise felsefenin vahyi bir bilgi kaynağı olduğunu ve dinin içinde yer aldığını iddia etmiştir.

İslam felsefesinin temsilcileri arasında en önemli isimlerden biri İbn-i Sina'dır (ö. 428/1037). İbn-i Sina, Aristotelesçi mantık ve metafizik ile İslami teoloji ve mistisizmi birleştirmeye çalışmıştır. 
Ona göre Allah, varlığın mutlak kaynağıdır ve akıl yoluyla bilinebilir. 
Allah'ın varlığından hareketle kainatın varlığını ispat etmeye çalışmıştır. 
Kainatın Allah tarafından sürekli yaratıldığını ve Allah'ın kainata müdahale etmediğini ileri sürmüştür. 
Ruhun ölümsüz olduğunu ve bedenden ayrıldıktan sonra Allah'a döneceğini savunmuştur.

İbn-i Sina'nın felsefesi, hem takdir edilmiş hem de eleştirilmiştir. 
Onun en büyük eleştirmenlerinden biri Gazali'dir (ö. 505/1111). 
Gazali, İbn-i Sina'nın felsefesini Filozofların Tutarsızlığı adlı eserinde çürütmeye çalışmıştır. Ona göre İbn-i Sina'nın felsefesi, akla dayanarak vahyi reddetmektedir. 
Gazali, kainatın sürekli yaratılması yerine başlangıcı olduğunu, Allah'ın kainata müdahale ettiğini ve mucizelerin gerçekleştiğini savunmuştur.
Ruhun bedene bağlı olduğunu ve ancak Allah'ın iradesiyle ölümsüz olabileceğini iddia etmiştir.
İslam inancı, felsefeyi hem faydalı hem de zararlı bir araç olarak görebilir. 
Bir yandan, felsefi düşünce, dini inançları daha iyi anlamamıza ve daha sağlam bir temele oturtmamıza yardımcı olabilir. 
Öte yandan, felsefe, insanları Allah'ın emirlerinden ve yasaklarından uzaklaştırabilir.

Felsefenin faydaları


İslam inancına göre, felsefe, insan zihninin doğal bir yeteneğidir. 
Bu yetenek, bize dünyayı ve içindekileri daha iyi anlamamızı sağlar. 
Felsefi düşünce, bize şu konularda yardımcı olabilir:

Dinin temel kavramlarını anlamak: 

Felsefe, bize Tanrı, insan, evren ve bunların arasındaki ilişki gibi dini kavramları daha iyi anlamamızı sağlar.

Dini inançlarımızı savunmak: 

Felsefi düşünce, bize dini inançlarımızı eleştirel bir şekilde düşünmemize ve bunları savunacak argümanlar geliştirmemize yardımcı olur.

Daha iyi bir insan olmak: 

Felsefe, bize doğru ve yanlışı ayırt etmemizi, ahlaki bir yaşam sürmemizi ve daha iyi bir insan olmamızı sağlar.

Felsefenin zararları


İslam inancına göre, felsefe, yanlış yollara sapmamıza neden olabilir. 
Felsefi düşünce, bize şu konularda zarar verebilir:

Allah'a olan inancımızı zayıflatmak

Felsefi şüphecilik, Allah'ın varlığına ve birliğine olan inancımızı zayıflatabilir.

Dini emirlerden ve yasaklardan uzaklaşmak: 

Felsefi özgürlük, bizi dini emirlerden ve yasaklardan uzaklaştırabilir.

Toplumsal düzeni bozmak: 

Felsefi düşünce, toplumsal düzeni bozucu ve yıkıcı fikirlere yol açabilir.

İslam felsefesinin gelişimi


İslam tarihinde, felsefenin hem faydalı hem de zararlı yönleri tartışılmıştır. 
İlk dönem İslam düşünürleri, felsefeyi dini inançları desteklemek için bir araç olarak kullanmışlardır. 
Ancak, daha sonraki dönemlerde, felsefe ile din arasında bir çatışma olduğu fikri ortaya çıkmıştır.

Bu çatışma, İslam dünyasında felsefe çalışmalarının bir süreliğine kesintiye uğramasına neden olmuştur. 
Ancak, 19. yüzyılda, İslam dünyasında yeni bir felsefe hareketi ortaya çıkmıştır. 
Bu hareket, felsefeyi İslami geleneklerle uyumlu hale getirmeye çalışmıştır.

Günümüzde İslam felsefesinin durumu


Günümüzde, İslam dünyasında felsefi düşüncenin yeniden canlandığını görmekteyiz. 
İslami felsefecilerden bazıları, geleneksel İslami doktrinleri eleştirel bir şekilde ele alarak yeni fikirler ortaya koymaktadırlar. 
Bu durum, İslam inancının felsefeye bakış açısının daha da karmaşıklaşmasına neden olmaktadır.

Sonuç olarak:
İslam inancının felsefeye bakış açısı, hem olumlu hem de olumsuz yönleri olan bir bakış açısıdır. 
İslam inancına göre, felsefe, doğru yoldan sapmamamız için dikkatli bir şekilde kullanılması gereken bir araçtır.



Kaynak:

(1) İslam felsefesi - Vikipedi. https://tr.wikipedia.org/wiki/%C4%B0slam_Felsefesi.

(2) Şehristânî’nin Felsefeye ve Filozoflara Bakışı Felsefe Tarihinden .... https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/109484.(3) İslam Felsefesi nedir? İslam Felsefesi temel kavramları ve temsilcileri .... https://www.hurriyet.com.tr/egitim/islam-felsefesi-nedir-islam-felsefesi-temel-kavramlari-ve-temsilcileri-hakkinda-bilgi-41687703.
Yorum Gönder

Yorum Gönder

Yorumlarda lütfen saygılı olun