Siyasi ahlak nedir? Türkiye'de kırıntısı olsun var mıdır?
Nereyi deşsen öyle pis kokular çıkıyor ki, toplumsal olarak, ahlak abidesi bir görünüm sergileyen halk, bireysel olarak ele alındığında tencerenin dibini sıyırıyor adeta.
Rüşvet, iltimas, adam kayırma köşe dönme olağan hale gelmiş.
Götüren deveyi hamutu ile götürüyor.
Ahlak aşağılanmaya başlamış, çalmayı bilmediğinden.
Pıtrak gibi türemiş yeni zenginler, kimisine bir çıkın dolusu altın kalmış nineden, kimisi sözde zenginmiş dededen.
Ülkenin fotoğrafını çekecek olursanız kısacası bu.
Çözüm mü?
O kadar kolay bir çözümü var ki, lakin ne siyasetçi adını anıyor, ne halkta bir talep.
Tencere kapak misali.
Siyasetçilerin bu yozlaşmayı, bu çürümeyi durdurmak adına en küçük bir girişimleri yok, kimse ağzına dahi almıyor.
Neden derseniz halkan da bir talep yok çünkü.
Herkes alışmış bulanık suda balık avlamayı, berraklığın o muhteşem kokusunu unutmuş, gelsin de nereden gelirse gelsin hesabı.
Dört yasa gerek, sadece dört:
- Birisi belli bir miktar vergisi alınacak servet affı:
- Nereden buldun yasası:
- Tüm maaşlara temel olacak asgari ücret
- Vergi oranları:
Servet affı:
Gelirler ile izah edilemeyen öyle muhteşem yaşamlar var ki, arsızca halkın gözünün içine sokulan, çoğu da yurt dışına kaçırılan.
Her ne kadar adil bir çözüm gibi görünmese de bu günkü ekonomik şartlarda başka çıkar yok, servet vergisi koymaktan başka.
Fakir fukaranın sofrasına zam yapmaktansa, bu servetten vergi alarak servetleri ekonomiye dahil etmek daha akıllıcadır.
Nereden buldun yasası:
Servetler legalleştikten hemen sonra nereden buldun yasası.
Miras mı kaldı dededen, elli yıl öncesinin bile mirasını mahkemeler şak diye önüne koyuyor günümüzde.
Milyonluk ev mi aldın?
Yada muhteşem bir villa, yada rant için arazimi kapattın binlerce dönüm.
Vergisi ödenmiş bir para ile aldınsa helal olsun, güle güle kullan güle güle otur.
Herkesin bir kimlik numarası var, aldığın belli, verdiğin belli.
Fark varsa maliye çağıracak gestapo gibi.
Gel bakalım hemşerim.
Nereden buldun?
Asgari ücret:
Bu ülkede kimin sesi çok çıkıyor, kim daha örgütlü ise pastadan en büyük payı o alıyor.
Her yıl enflasyona göre bir asgari ücret belirlenecek.
Değil işçi memur, her kesim bu asgari ücretin katlarına göre maaş alacak, buna vekiller hatta Cumhurbaşkanı dahil olacak.
Vergi:
Elli yıllık esnafım, öyle çok vergi çeşitleri var ki, saysam sayfaya sığmaz, bu vergi çeşitlerini çoğaltmak, miktarları arttırmak çözüm olmaz, olmadı da.
Bu gün bir çok sanayici ve esnaf ödeyemediği vergilere nedeni ile iktidarların bir nevi rehinesi durumundadır.
Vergiler sadeleşecek, basitleşecek, kimlik kağıdı olan herkes, gıda, sağlık, eğitim giderlerini düştükten sonra gelir vergisi ödeyecek.
Azdan az, çoktan çok.
Şirketlerin karlarını vakıf ve derneklere aktardığında vergiden düşmesinin önüne geçilecek, şirket onun, vakıf ve dernekte onun, sağ cebinden çıkarıp sol cebine koyuyor adam.
Olur mu derseniz?
Benim hiç umudum yok.
Neden derseniz, bu ülkede idealist ve ahlaklı kişilere siyasette yer yok, kavga, sen çok götürdün birazda ben götüreyim kavgası.
Son günlerde Hatay'da yaşanan rüşvet olayı herkesin malumu, sadece bu güne mahsus değil dün de vardı, yarında olacak.
Yüzde altı oy aldığımız 1987 yılı Milletvekili seçimlerinde bir partiden milletvekili adayı idim, seçim listelerinin kesinleşeceği son gün bir çanta dolusu para kondu masamın üzerine, üç kişi çekilirsek parti o ilde seçime giremeyecekti, daha detaya girmeye lüzum yok, bilen biliyor zaten, kayda aldığım görüşmeyi yayınlamak dahi suç teşkil ettiğinden yayınlayamadım bile.
Bu anekdotu niye anlattım, dünden bu güne değişen bir şey yok, sadece ekonomik ahlak değil siyasi ahlakta yerlerde sürünüyor.
Vatan millet Sakarya, her seçim,
Tek gerçek iki el bir boğaz için.
Ahlak sözde değil özde olur.
Tencere dibin kara, Geçin..
Ahmet Atam
Yorum Gönder