Türkiye'de Siyasal İslamcılığın Gelişimi: Kökenlerden Günümüze

Türkiye'de Siyasal İslamcılığın Gelişimi: Kökenlerden Günümüze


Türkiye'de Siyasal İslamcılığın Gelişimi:


Kökenler:

Siyasal İslamcılığın kökenleri 19. yüzyıla kadar uzanır. Tanzimat ve Islahat Fermanları ile birlikte modernleşme ve batılılaşma çabaları başlar.
Lakin bazı Müslümanlar arasında oldukça sert tepkilere neden olur. 2. Mahmut dönemi, sarığın yerine fes şalvarın yerine pantolon giyilmesi, hatta 2. Mahmut'un adı gavur padişaha çıkmasına neden olur.
 

20. Yüzyılın ilk yarısı:

20. Yüzyılın ilk yarısında, laiklik ilkesinin benimsenmesiyle birlikte siyasal İslamcılar marjinalleşir. 
Bu dönemde, Said Nursi'nin Risale-i Nur gibi eserleriyle siyasal İslamcılık yeraltında varlığını sürdürür.

1970'ler ve 1980'ler:

1970'lerde siyasi İslamcılık, Refah Partisi'nin meclise girmesiyle başarılı olur. Ancak 1980 darbesi sonrasında Refah Partisi kapatılır ve siyasi İslamcılar tekrar baskı altına alınır.

1990'lar ve 2000'ler:

Refah Partisi'nin yerine 1990'larda Fazilet Partisi kurulur. Ancak Fazilet Partisi de 28 Şubat sürecinde kapatılır. 
2001 yılında Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) kurulur. AKP o zamandan beri iktidarda bulunmaktadır.

AKP Dönemi:

AKP döneminde siyasal İslamcılık güç kazanır. 
AKP, İslam'ın kamusal alanda daha belirgin olmasını sağlamak için çeşitli düzenlemeler yapar. Bu düzenlemeler, laik kesimden tepki alır.

Günümüz:

Siyasal İslamcılık, günümüz Türkiye'sinde önemli bir politik güç olarak varlığını sürdürmektedir. 
AKP'nin iktidarda olması, siyasal İslamcılığın Türkiye'nin siyasi ve sosyal yaşamında belirgin bir etkiye sahip olmasını sağlamaktadır. 
Siyasal İslamcılığın temel özellikleri şunlardır: 

  • İslam'ı siyasetin temel kaynağı olarak görür. 
  • Laikliğe karşı çıkar. 
  • Muhafazakar ve geleneksel değerleri savunur.
  • İslam birliği ve dayanışmasına önem verir.


Siyasal İslamcılığın Türkiye'deki Geleceği:


Türkiye'deki siyasal İslamcılığın geleceği, AKP'nin iktidarda kalıp kalmayacağına ve Türkiye'nin siyasi ve sosyal dinamiklerinin nasıl şekilleneceğine bağlı olacaktır.

Muhtemel Senaryolar:

1. AKP'nin Hakimiyeti:

AKP'nin iktidarda kalmaya devam etmesi ve siyasi İslamcı ideolojiyi daha da yaygınlaştırma çabaları, Türkiye'yi bir "İslamcı demokrasiye" dönüştürebilir. 
Bu durumda, laiklik ilkesi zayıflayabilir ve din, kamusal alanda daha görünür hale gelebilir.

2. Uyumlu İslamcılık:

AKP'nin daha ılımlı bir İslamcı çizgiye kayması ve laiklikle daha uyumlu bir siyaset izlemesi de mümkündür. 
CHP'nin muhafazakar kesim ile barışması bu anlamda dikkate değer bir yaklaşım olabilir.
Bu durumda, siyasal İslamcılık Türkiye'de daha geniş bir kabul görebilir.

3. Gerileme ve Marjinalleşme:

AKP'nin iktidardan düşmesi ve siyasi İslamcı ideolojinin çekiciliğini kaybetmesi, siyasal İslamcılığın Türkiye'de gerilemesine ve marjinalleşmesine yol açabilir.

4. Yeni İslamcı Hareketler:

AKP'nin yerine yeni İslamcı hareketlerin ortaya çıkması ve siyasi alanda etkinlik kazanması da mümkündür. 
Siyasal İslam hedef rota değil lider ve parti değişimine yönelebilir, AKP gider, Refah gelir, değişen bir şey olmaz.
Bu durumda, Türkiye'de siyasal İslamcılığın farklı yorumları ve versiyonları ortaya çıkabilir.

Sonuç:

Siyasal İslamcılığın Türkiye'deki geleceği belirsizdir. 
Yukarıda bahsedilen senaryoların her birinin gerçekleşme olasılığı mevcuttur. 
Her ne kadar geçmiş 20 yılda siyasal İslamcılar gerek ekonomik gerek uluslararası alanda kayda değer bir gelişme sağlayamamış olsa da!

Mart 2024 yerel seçimlerinde ağır bir kırılma yaşamış olsa da:
Türkiye'nin siyasi ve sosyal dinamiklerinin nasıl gelişeceği (Bilhassa ekonomide) ve siyasi aktörlerin tercihleri siyasal İslamcılığın geleceğini belirleyecek temel faktörler olacaktır.

Laiklik mirası, bir asırlık mücadele, Siyasal İslam'ın yükselişi, yeni bir fasıl. Tarikat, cemaat, ideolojinin gölgesinde,
Sanki bilinmeze yelken açıyor güzelim ülke.

Batı ve Doğu arasında, hep bir arayış, Modernleşme ve gelenek arasında bir savaş Deler mi bilinmez ışık, karanlığı, Yoksa karanlık mı söndürecek ışığı yavaş yavaş.

Bir hilal yükselir, minarelerden yankılanır ezgi,
Yeşile dönerken usul usul ülkenin rengi. Modernleşme ve laiklik, bir terazide tartılırken, Ne yöne evrilir bilinmez Türkiye'nin kaderi.

Ahmet ATAM

0 Yorumlar

Yorumlarda lütfen saygılı olun