Çay artık İngilizlerin değil Türklerin milli içeceğidir

Toplumsal Sorunlar 

Toplumun bir kesimi olarak o kadar lüks ve gösteriş meraklısı olduk ki! Aman Ya Rabbi sanki Lale Devri'ni yaşıyoruz. Lüks Tüketimin ve gösterişin getirdiği toplumsal sorunlar. 

Tüketim sarmalında boğulan toplum:

Şöyle bir bakın neredeyse her köşe başına kafe, fast food adı verilen yerler, lokantalar açılır oldu. Hele hele marka haline getirilen yerler tıka basa insan dolu. 

Buralarda ödenen hesaplar öyle elli lira yüz lira falan değil. Bir grup insan otursa belki üç bin beş bin liraya yakın hesap ödeyerek kalkıyor.

Birileri sadece seyrederken, birileri  için dışarıda yemek, dışarıda kahve içmek, pasta yemek artık bir yaşam tarzı haline gelmeye başladı. 

Yeni nesil gençler maalesef bu şekilde büyüyorlar, sanayide çalışan çocuklar bile haftalıkların alır almaz bu tür yerlere gidiyorlar ve kazandıklarını bir akşamda tüketiyorlar, haftaya ise ceplerinde dolmuş parası olmadan başlıyorlar. 

Bu tür işletmelerin sosyal medyada sürekli insanların gözünün içine sokuluyor olması, hanımların, beylerin bunu gösteriş boyutunda paylaşması bu tür yerlere gidemeyen aileleri de, insanları da zor duruma sokuyor. 

Eşi kocasına ''Baak! falanlar kahvaltıyı şurada yapmışlar, akşam falan kafeye de  kahve içmeye gitmişler, sen bizi hiç götürmesin ki!'' baskısı altında aile reisleri de bu sosyal baskıya teslim olmak zorunda kalıyorlar, gelsin ardından kredi kartı borçları.

Parası olan bu günü, parası olmayan geleceğini yiyor buralarda.

Hele ki Adamda at elin heybe emanet, masanın görünür yerine koymuş ayfon telefon ile Marlboro sigarasını oturmuş kafeye caka satıyor.

Bu tür manzaralar hiç hayra alamet değil, bu manzaraları gördükçe ve duydukça lüks, ihtişam ve sefahatin arttığı Lale devri aklımıza geliyor ve Patrona Halil gibi bir toplumsal bir patlamanın meydana gelmesinden endişe ediyor ve hep şu duayı yapıyoruz : 

''Ya Rabbi! Bu milleti kıtlıkla, yoklukla imtihan etme''

Tüketim çılgınlığı:

Lüksün kölesi olmuş, aklı başından gitmiş, 

Cebindeki son parayı da gösterişe vermiş. 

Marka takıntısı, hayatının merkezi, 

Kendi değerini bilmez, küçümserken herkesi.

Ne lüks, ne gösteriş, ne de bu gaflet hali, 

Kafe, lokanta, birbiri ardına sıralı. 

Hesaplar uçuk, cepler boş, 

Lale Devri'nden sanki bu alışkanlık hali?

Sosyal medyada var bir yarış, kim daha havalı, 

Marka takıntısı, olmuş hayatın anahtarı. 

Kredi kartları zinciri, bükmüş boyunları, 

Lüksün esareti, olmuş hayatın oyunları.

Gençler kazancını, bir çırpıda tüketir, 

Sosyal medyada, bir beğeni için. 

Ya özenti altındaki ailelere, ne denir, 

Ay sonu o kartlar nasıl, nasıl ödenir.

 
Ayfon, Marlboro, gösteriş abidesi, 

Sefahat gösterir, lakin ardı arkası karanlık.. 

Ya Rab, koru bu milleti bu beladan, 

Lüks, gösterişin ve sefahat tuzağından,

Zengin bu günü, fakir yarını düşünmez, 

Bu gidiş pek hayra alamet değil.. 

Değerler yitirilmiş, vicdanlar uyuşmuş, 

Toplumun yarası derin, vallahi kopmuş koyuvermiş?.

Ey milletvekilleri, siz ne dersiniz bu duruma? 

Lüks içinde yaşıyorsunuz, bir kesim ise yoklukta. 

Vergilerle dolduruyorken kasalarınızı, 

Hiç duyuyor musunuz halkın gam ve tasasını.

Ahmet ATAM

Related Posts