Cumhuriyetin temel ilkeleri altı ok ne ifade eder:
CHP'nin amblemindeki 6 ok, partinin kuruluş ilkelerini temsil eden altı temel ilkeyi ifade eder. Bu ilkeler, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk tarafından belirlenmiştir ve CHP'nin 1931 yılında benimsediği bu ilkeler, aynı zamanda Türkiye'nin siyasal ve toplumsal dönüşüm sürecine rehberlik eden değerlerdir. İşte bu 6 ok ve temsil ettikleri ilkeler:
1. Cumhuriyetçilik: Türkiye'de Cumhuriyet'in benimsenmesi, monarşiden vazgeçilerek halk egemenliğine dayalı bir yönetim biçiminin kabul edilmesini ifade eder.
2. Milliyetçilik: Türk ulusunun bağımsızlığını, birliğini ve bütünlüğünü koruma anlayışını ifade eder.
3. Halkçılık: Sınıfsal ayrımların önlenmesini, tüm vatandaşların eşit haklara sahip olmasını ve halkın refahını önceleyen bir ilkeyi temsil eder.
4. Devletçilik: Ekonomik alanda devletin aktif bir rol oynamasını, temel sanayilerin ve altyapının devlet tarafından geliştirilmesini ifade eder.
5. Laiklik: Din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılmasını, tüm inançlara eşit mesafede olunmasını ve din özgürlüğünün korunmasını amaçlar.
6. İnkılapçılık (Devrimcilik): Toplumsal ve siyasal alanda yapılan köklü değişimlerin sürdürülmesini, sürekli yenilik ve çağdaşlaşma arayışını ifade eder.
Bu ilkeler, CHP'nin kurumsal kimliğinde ve Türkiye Cumhuriyeti'nin temel yapısında önemli bir yer tutar.
Günümüz CHP'sinin Cumhuriyetin temel ilkelerine bakış açısı benzerlikler farklılıklar:
Günümüz CHP’si, Atatürk tarafından belirlenen temel ilkeleri kurumsal kimliğinin ve söylemlerinin önemli bir parçası olarak muhafaza ettiğini beyan etmekle birlikte, çağın koşullarına uygun bir siyaset izlediğini beyan ederken bazı farklılıklara da sahiptir.
CHP, özellikle 2000'li yıllardan itibaren sosyal demokrat bir çizgide, daha geniş bir kitleye hitap etmeyi hedefleyen ve güncel talepler doğrultusunda evrilen bir yönetim anlayışı benimsediğini beyan etmektedir.
Bu durum, partinin bazı klasik ilkelerinin modern dünyadaki değişen siyasi, ekonomik ve toplumsal koşullara göre yeniden yorumlanmasına neden olmuştur. Günümüzde CHP’nin Atatürk'ün ilkeleriyle olan benzerlikleri ve farklılıklarına bakalım:
1. Cumhuriyetçilik
Benzerlikler: Günümüz CHP'si, sözde (!) cumhuriyetçi yönetim anlayışını ve parlamenter demokrasiyi savunmaya devam ediyor. Partinin halk egemenliğini, hukukun üstünlüğünü ve demokratik değerleri vurgulayan söylemleri, bu ilkenin CHP'nin temel dayanağı olduğunu gösteriyor.
Farklılıklar: Günümüzde CHP, sadece cumhuriyetin korunması değil, aynı zamanda daha kapsayıcı bir demokrasi inşa edilmesi gerektiğini savunurken. Bu doğrultuda, insan hakları, ifade özgürlüğü ve çoğulculuk konularına daha fazla vurgu yaparken, partinin demokratikleşme sürecinde daha reformcu ve çoğulcu bir çizgiye kaymasına yol açtığını söylerken, tek adam yönetiminde, bir anlamda monarşiye tekrar dönüldüğünün farkında bile değil.
2. Milliyetçilik
Benzerlikler: CHP, Atatürk’ün milliyetçilik anlayışını sözde (!) benimsemeye devam ediyor ve Türk ulusunun bağımsızlığını, birliğini ve bütünlüğünü savunuyor.
Farklılıklar: CHP'nin milliyetçilik anlayışı, günümüzde kendilerine göre daha kapsayıcı bir hale gelmiştir. Parti, sadece Kürtlerin etnik farklılıklarına ve kültürel çeşitliliğine daha fazla saygı gösteren bir milliyetçilik anlayışı benimsiyor görüntüsü veriyor. Türk milliyetçiliğini zafer partisine bırakırken, Kürt meselesi gibi etnik meselelerde daha esnek ve diyalog odaklı bir politika izlemeye çalıştığını zannediyor, Kürt sorununun ülkenin bölünme sorunu olduğunun farkına bile varmıyor, varamıyor.
3. Halkçılık
Benzerlikler: CHP, eşitlikçi bir anlayışa dayanarak toplumun tüm kesimlerinin hak ve refahını gözeten bir yönetim modelini destekliyor görünüyor. Özellikle sosyal haklar, emekçi hakları, adalet ve toplumsal eşitlik gibi konular hâlâ CHP'nin temel politikalarında yer alıyor.
Farklılıklar: Günümüz CHP'si, halkçılığı sosyal demokrasi ile birleştirerek, yoksullukla mücadele de sosyal adaleti güçlendirmeyi amaçlayan bir anlayışa sahip olması gerekirken.
Bu bağlamda, halkçılığı sadece sınıfsız bir toplum yaratmak olarak değil, aynı zamanda sosyal devlet ilkeleri çerçevesinde toplumun her kesiminin refahını yükseltme hedefi olarak görmesi gerekirken.
Bu konuda yaptığı icraat, yapısal sorunları dile getirmek olması gerekirken, CHP'de AKP'nin sadaka ekonomisine ayak uyduruyor.
4. Devletçilik
Benzerlikler: CHP, ekonomide devletin denetleyici bir rolü olması gerektiğini ara sıra dillendiriyor olsa da, özellikle stratejik sektörlerde kamu kontrolünün önemini vurguluyor olsa da, icraat bambaşka.
Farklılıklar: Sorarsanız günümüz CHP'si, devletçilik ilkesini daha liberal bir perspektif ile yeniden yorumluyor. Özel sektörün ekonomik büyümeye katkısını kabul ediyor ve piyasa ekonomisinin gerekliliklerine daha duyarlı bir duruş sergiliyor.
Devletin ekonomide belirleyici olması yerine, sosyal adalet ve dengeyi koruyan bir düzenleyici olarak konumlandırılmasını savunuyor. yani, Devletçilikten, kapitalizme ve liberalizme kayıyor.
Cumhuriyetin kazanımları bir bir elden çıkarken Kamu sektörü bir anlamda talan edilirken, haraç mezat satılırken CHP'nin suskun kalması manidardır.
5. Laiklik
Benzerlikler: CHP, laikliği savunmaya devam eden ve dinin devlet işlerine müdahalesine karşı çıkan sözde(!) bir çizgiyi sürdürüyor. Türkiye’de laiklik ilkesinin korunması ve geliştirilmesi konusunda kararlı bir duruş sergilediğini zannediyor.
Farklılıklar: Sorarsanız CHP, günümüzde laikliği daha esnek ve kapsayıcı bir biçimde uygulama eğiliminde. Dindar vatandaşlarla daha iyi ilişkiler kurmak adına, dini özgürlüklerin de korunmasını destekliyor ve dindar kesimlerle diyaloğu güçlendirmeye çalışıyor. Partinin laiklik söylemi, bu anlamda toplumun tüm inanç kesimlerini kucaklayıcı bir yapıya evrilmeye çalışıldığı söylenirken, laiklik kavramı daha geri planda kalıyor ve ülke hızla seküler yapıdan uzaklaşırken, siyasal İslam'dan Köktendinci bir yapıya kayıldığının farkına varamıyor.
6. İnkılapçılık (Devrimcilik)
Benzerlikler: Parti proğramına bakarsanız, CHP, Türkiye'nin modernleşme sürecinde yenilikçi bir rol oynamaya devam etmeyi, reformları desteklemeyi sürdürüyor. Parti, sosyal, ekonomik ve siyasi alanlarda daha ileri seviyede bir demokratikleşmeyi hedeflemektedir.
Farklılıklar: Lakin günümüz CHP'si, daha yumuşak ve uzlaşmacı bir anlayışıyla hareket etmeye çalıştığını zannederken. bu yolla toplumun daha büyük kesimlerinin desteğini kazanmayı umut ederken, DEM Partiye yakınlığının, teröre destek verici bir görünüm arzettiğinin farkına varamıyor
Sonuç
Sırf Kürt kökenli yurttaşlardan ve siyasal islamcılardan oy beklentisi ile Ulusal çizgisi her geçen gün erozyona uğrayan CHP'nin, kifayetsiz yöneticiler eli ile daha da küçülmeye gideceğini görmek için falcı olmaya gerek yoktur.
Siyasal İslamcıların ve Kürt milliyetçilerinin etkisi altına giren günümüz CHP'si Atatürk'ün partisi olmaktan çok ama çok uzaktır ve bir an önce fabrika ayarlarına dönmelidir.
Ahmet ATAM
Yorum Gönder