Hayalimdeki Özgür Ülke

Hayalimdeki Özgür Ülke
Hayalimdeki Özgür Ülke
 

Yaşamak İstediğim O Ülke:

Demokrasi Rüyası: Adaletin Çiçek Açtığı, Yolsuzluğun Olmadığı Bir Ülke Manifestosu

Li̇yakatin güneş olduğu, inancın renk çemberi̇ne dönüştüğü bir vatan hayali̇: Yolsuzlukların kökü̇ kurumuş, adaleti̇n çi̇çekleri̇ rengarenk açmış, insan onurunun özgürce soluk aldığı bi̇r Türki̇ye manifestosu

Bilal kardeş,(Kimi kasteddiğimi anlayan anladı) otur şöyle yanıma. 
Sana içimi dökeceğim bugün. 
Yüreğimde bir ülke taşıyorum ben, gözümü her kapattığımda gördüğüm.
Bir resim değil, bir his bu. 
Serin bir sabah vakti gibi, temiz hava ciğerlerine dolduğunda hissettiğin o ferahlık gibi. bazen "Çok mu şey mi istiyorum?" diye soruyorum içimden, kendi kendime biliyorum.
Bir dinle beni, sonra karar ver.

Düşün ki Bilal, devlet dediğimiz makine, tıkır tıkır işliyor. 
Demokratik, laik ve hukukun üstün olduğu bir makine bu.
Çarkları pas tutmamış, gıcırtısız.
Yolsuzluk denen o kara leke, bu makinede yok.
Yağ yok, kir yok.pas yok.
Her dişli, hakkı olan yerde duruyor.
Adam kayırma, rüşvet, iltimas...
Bunlar eski, tozlu masallarda kalmış.
Bir işin mi olacak?
Yeteneğinle, hakkınla olacak. "Tanıdık" diye bir şey, sadece çay içmeye yararayacak orada.

Yoksulluk dediğimiz o içimizi kemiren korku, sokaklarda dolaşmıyor.
Aç gözler, boş tencereler yok.
Her sofrada, insan onuruna yakışır bir nimet var.
Kimse, "Bugün ne yiyeceğiz?" endişesiyle uyumuyor.
Tok bir mide, güvenli bir yatak.
Temel değil mi Bilal?
Bu hayalin temeli işte.

Şimdi gel, inanç bahçesine girelim.
Burası rengarenk.
Kimisi gül yetiştiriyor bahçesinde, kimisi zeytin, kimisi sadece gölgesine sığındığı sessiz bir çınar.
Herkesin din ve vicdan hürriyeti var.
İnancını serbestçe yaşıyor.
Camide ezan da okunuyor evlerde dualar da yükseliyor.
Önemli olan, senin gülünü benim bahçeme dikmeye kalkmaman.
Benim çınarıma, "Sen de gül olmalısın!" diye zorlamaman.
İnancı bir başkasına dayatmak yok. "Benim yolum en doğrusu" diye bağıran, başkasının yolunu karartmaya çalışan da yok.
Yobazlık dediğimiz o zehirli sarmaşık, bu bahçenin duvarlarını saramıyor.
Akıl ve sevgi, güneş gibi her yeri aydınlatıyor.
Korku değil, huzur hakim.

Özgür diyorum ya Bilal?
Gerçekten özgür.
Her ne kadar özgürlüğü sadece kendine ve yandaşına hak görsen de.  
Özgürlük, sadece bağırıp çağırmak değil.
Sokakta yürürken korkmamak özgürlük.
SaBah ezanında evinden apar topar alınmak değil özgürlük.
  
Fikrini söylerken hesap vermemek özgürlük.
Kim olduğun için, neye inandığın için ötelenmemek, hor görülmemek özgürlük.
Adalet terazisi hep dengede.
Güçlü de, zayıf da aynı terazinin önünde.
Hukuk, herkese eşit mesafede, bir dağ gibi dimdik ve tarafsız ise vardır özgürlük.

Çok mu şey istiyorum? diye sormuştum.
Bak Bilal, bunları düşünürken içimde bir sızı var.
Çünkü biliyorum ki, bu bir manifesto değil çok daha ötesinde ve senin baskıcı yönetimin altında sadece, bir özlem.
  • Temiz bir nehir gibi akan adalet, 
  • Herkesin karnının tok olduğu bir sofra, 
  • İnancın renginin sorulmadığı bir bahçe...
Bunlar insan olmanın asgari şartları değil mi? "Lüks" mü bunlar?
Hayır.
Onurlu yaşamın tuğlaları bunlar.

Belki uzak bir hayal gibi görünüyor.
Belki zor.
Ama inanıyorum ki, bu topraklarda da böyle bir gün doğabilir.
Bu hayal bize emanet.
Bu özlem, yolumuzu aydınlatan bir meşale.
Susmayacağız. "Olmaz" demeyeceğiz.
Adaleti, eşitliği, gerçek özgürlüğü, inanç saygısını her yerde savunacağız.
Küçük adımlarla, inatla, umutla.

Çünkü Bilal, yaşamak istediğim ülke, insan onurunun çiğnenmediği yerdir. 
Oraya giden yol, hep birlikte, hep dimdik yürüyeceğimiz yoldur.
Bu hayal, benim nefesim. Söndürmeye de kimsenin gücü yetmez, bilesin.

Hayalimdeki Özgür Ülke Şiiri


Bir sabah uyandığımda
Paslanmış çarkların gıcırtısı değil
Demokrasinin sessiz dişlileri dönecek tüm kentlerde
Zamanın yağıyla beslenmiş, temiz, tertemiz!

Yolsuzluğun o kemirgen yandaş trolleri
Sökülmüş olacak kaldırımlardan.
Rüşvetin çamuru kurumuş,
İltimasın gölgesi erimiş,
Güneş, her pencereye
Li̇yakatle girecek artık!

Yoksulluğun o karanlık bohçası.
Hiç açılmayacak 
Bir kapıda hiçbir mide. 
Tokluğun ışığını sormayacak geceye…

İnançlar bir bahçe olacak:
Kimi gül, kimi servi, kimi sarmaşık
Kökler özgür, dallar göğe karışık!
Camların ışığı, minarelerin hüznü
Herkesin, her kesimin duası,
Aynı gökyüzüne bakacak…

Dayatmanın dikeni batmayacak hiçbir ele,
Yobazlığın sisi çökmeyecek akıllara!
Çünkü her soluk,
Hürriyetin tuzunu taşıyacak ciğerlerde…

Adalet; dik duran bir dağ!
Eteğinde,
Güçlü de, zayıf da aynı çeşmeden su içecek…
Hukuk; gölgesi serin bir çınar
Herkese eşit mesafede duracak!

Bana “rüya” deyin,
Çocukça bir hayal” deyin!
Ben yine de,
O ülkenin haritasını yüreğimin duvarına çizeceğim:
Adı; insan olsun
Yolları; ahlak ve adalet.

Bu şiir; vicdanı paslanmayan, adaletin haritasını kalbinde taşıyanlar için yazıldı
Bu hayallerin peşinden koşmak asla ‘çok şey istemek’ değil... İnsanca yaşamanın manifestosudur!

Ahmet ATAM 
Next Post Previous Post