Kılıç Hakkı İle Alınan Egemenlik Paylaşılmaz

Kılıç Hakkı İle Alınan Egemenlik Paylaşılmaz


Kürtler Anadolu’nun Yerli Halkı mı? Tarihi Gerçekler Ne Diyor?


🔍 "Türkler Anadolu’ya geldiğinde Kürtler zaten buradaydı" iddiasını sıkça duyuyoruz. Peki, bu iddia tarihi gerçeklerle ne kadar örtüşüyor?
 

1. Türkler Anadolu’ya Geldiğinde Karşılarında Kim Vardı?


🏛️ Türkler, 1071 Malazgirt Zaferi ile Anadolu’ya girerken karşılarında Doğu Roma (Bizans) İmparatorluğu vardı. 
Anadolu, o dönemde Roma’nın egemenliği altında bir coğrafyaydı. 
Peki, Kürtler bu tablonun neresindeydi?
Kürtler, Bizans’ın tebaası mıydı? Yoksa bağımsız bir devlet mi kurmuşlardı?

📜 Tarihi kayıtlara baktığımızda, Kürtlerin o dönemde bağımsız bir siyasi yapıya sahip olmadığı görülüyor. 
Bizans ve Sasani devletleri arasında yaşayan aşiretler olarak varlık gösteriyorlardı.

2. Türkler Anadolu’yu Kimden Aldı?


⚔️ Türkler, Anadolu’yu Roma İmparatorluğu ile savaşarak fethetti. Malazgirt’ten sonra Haçlı Seferleri, Miryokefalon Savaşı derken, Türkler bu toprakları savaşarak, kan dökerek vatan yaptı.

❓ Peki, Kürtler bu savaşlarda neredeydi?

  • Bizans’a karşı savaştılar mı?
  • Haçlılara karşı direndiler mi?
  • Anadolu’nun fethinde rol oynadılar mı?

🔎 Cevap: Hayır. Kürtler, Türklerin Anadolu’yu fethinde askeri veya siyasi bir aktör değildi.

3. Kürtlerin Tarihte Kazandığı Savaşlar Var mı?


🎖️ Tarih boyunca devlet kuran, büyük zaferler kazanan milletlerin izleri vardır. 
Peki, Kürtler:

  • Hangi büyük savaşları kazandı?
  • Hangi devleti kurdular?
  • Anadolu’da hangi kaleleri fethettiler?

📌 Cevap yine net: Kürtlerin tarihte kurduğu bağımsız bir devlet yoktur. İslam tarihinde Kürt kökenli komutanlar (Selahaddin Eyyubi gibi) olsa da, bunlar Kürt devleti değil, İslam devletleriydi.

4. Sonuç: Anadolu Kimin Vatanı?


🌍 Anadolu, binlerce yıldır birçok medeniyetin geçiş noktası oldu. 
  • Hititler, 
  • Frigler, 
  • Romalılar, 
  • Bizans derken 
  • Türkler bu toprakları vatan yaptı.
Kürtler, Anadolu’nun yerli halkı değil, İran kökenli bir topluluktur.
Türkler, bu toprakları savaşarak kazandı.
Kürtler ise sonradan bu coğrafyada yaşamaya başladı.

💡 Kısacası: "Anadolu Kürtlerin öz vatanıdır" iddiası tarihi gerçeklerle çelişiyor. 
Türkler, bu toprakları kanıyla, savaşıyla, medeniyetiyle vatan yaptı.

Tarih, gerçeklerle konuşmalı, duygularla değil. Anadolu'nun tapusu Malazgirt'te, Miryokefalon'da, Kosova'da, Çanakkale'de yazıldı. 
Türk milleti, bu toprakları savaşarak, şehit vererek, medeniyet kurarak vatan yaptı.

🔹 Unutmayalım: Tarihi romantik hikayelerle değil, belgelerle okumalıyız.
🔹 Bilelim ki: Kimse, "Biz buradaydık" diyerek tarih yazamaz. Tarih, zaferlerle, devletlerle, kültürle yazılır

Tarihte Kılıç Hakkı İle Kazanılan Egemenliği Paylaşan Devlet Var mıdır?


Tarihte "kılıç hakkı" ile fethedilen topraklarda egemenliği yerli azınlıklarla gönüllü paylaşan bir devlet modeli neredeyse yoktur. 
Ancak bazı istisnai yönetim biçimleri ve uzlaşı modelleri dikkat çeker:


🔍 Tarihte Öne Çıkan Modeller:


Osmanlı Millet Sistemi

Fethettiği Balkanlar, Ortadoğu ve Anadolu'da Hristiyan, Yahudi, Ermeni, Süryani topluluklarına:

  • ✓ Dini özerklik,
  • ✓ Hukuki muhtariyet,
  • ✓ Eğitim-kültür serbestiyeti tanıdı.

Farkı: Egemenlik (siyasi/askeri güç) paylaşılmadı; sadece "dini-kültürel haklar" verildi. Padişah mutlak hâkimdi.

Moğol İmparatorluğu

Cengiz Han'ın "Yasaklarıyla: Fethedilen halkların din/kültürüne karışılmadı.
Ancak: Yerel yöneticiler Moğol valilere bağlıydı. 
Gerçek iktidar Moğollar'daydı.

İspanya Endülüs Medeniyeti

Hristiyan ve Yahudilere "zimmi" statüsü verilerek inanç özgürlüğü tanındı.
Fakat: Siyasi katılım veya toprak paylaşımı söz konusu değildi.

⚖️ Gerçekçi Bir Tespit:

Tarih boyunca fatihler, kılıçla aldıkları topraklarda "mutlak egemenlik"ten taviz vermemiştir.
Azınlıklara tanınan haklar:
Pragmatik nedenlerle (vergi toplama, isyanı önleme),
İnsani kaygılardan ziyade siyasi çıkar amaçlıdır.
İstisnalar, modern dönemde insan hakları hukuku ve demokratik değerlerle ortaya çıkmıştır.

💡 Özlü Cevap:

Kılıçla kazanılan toprakları, yerli azınlıklarla siyasi iktidarı eşit paylaşarak yöneten bir devlet yoktur. 
Osmanlı'daki 'millet sistemi' bile dini cemaatlere özerklik tanırken, siyasi-askeri gücü padişahın tekelinde tutmuştur. 
Tarih, fetihle gelen egemenliğin 'gönüllü paylaşımına' değil, 'pragmatik yönetim' modellerine tanıklık eder.

Egemenlik Paylaşılmaz Şiiri


Çelikten bir nefesle geldik at üstünde,
Malazgirt’te bozduk Bizans’ın büyüsünü.
Toprak kanla yoğruldu  kılıç hakkı oldu,
Egemenlik asla pay edilmedi Türk'ün oldu.

Azınlığa verilen özgürlük Sultanın lütfudur!
Hüküm hep Yavuz,
Adâlet Kanuni’nindir,
Tapu al kanla yazılır vermezler altın tepside,
Gazinin hakkıdır: Pay etmek yok öyle her isteyene.

Millet dedikleri bir teba idi,
Özde din, özde lisan serbest, saltanat bizde idi!
Hoş göründü gözlere bu mülk ama,
Tâc-ı hâkimiyet asla ortak olmadı divana!

Şimdi dem vururlar: “Otonomi, barış, hürriyet”,
Katalan, Kelt, Bask’a verilirken koltuk değnek.
Lâkin bil ki ey akıl: Tarih döner yine başa,
Fâtihin hakkı pas tutmaz, vakti gelince çalar satırı başa!

Ahmet ATAM
Next Post Previous Post