![]() |
PKK Silah Bırakma Tiyatrosu İkinci Habur Komedisi |
Silah Bırakma Müsameresi: PKK Gömlek Değiştirir, Devlet Taviz Verir, Halk Yine Kandırılır mı!"🗡️
PKK silah mı bırakıyor? Peki, ABD'nin kayıp silah tırları nerede? 40 yaşını geçmiş teröristlere emeklilik maaşı mı var? Devlet gizli taviz mi veriyor
Silah Bırakıyoruz! diye nara atan terör örgütü ve onlara inandığını söyleyen devlet aklı(!).
Ama biz, sokaktaki adam, bu müsamerenin ikinci perdesini izliyoruz sanki.
Hatırlayın o "dönüş" törenlerini, terörist kıyafetleriyle poz verenleri...
Habur komedisini unutmuş olan kaldı mı?
Bu seferki daha mı "gerçekçi"?
Hadi oradan!
Silah bırakıyoruz lafı, PKK için "gömlek değiştiriyoruz" demenin nezaketli hali.
2014'ten beri Suriye'ye akan on binlerce TIR dolusu silah. Tanklar, roketatarlar, piyade tüfekleri...
Şimdi gelelim komedinin en can alıcı sahnesine: 40'lık, 50'lik çapulcular! Dağda 30 yıl eşkıyalık yapmış, ömrünü kan dökerek geçirmiş adam. "Hoş geldin" diyip, eline Türk bayrağı tutuşturduk diyelim.
En tüyler ürpertici kısım:
1. Yani kardeşim, bu "silahları bırakıyoruz" palyaçoluğu, Habur'dan bile vasat bir tekrar!
Bu müsamerede tek gerçekçi sonuç: Vatandaşın sabrı ve devlete olan güveni bir kez daha yerle bir oldu!
Sözde silah bıraktık!” dediler,
Kandil’de strateji kurultayı kurup,
Yeni bir gömlek tasarladılar.
Devlet nöbet tuttu,
Amerikan tırları buhar oldu,
Pazarlık masasında millete,
Kuzu postunda ki kurdu yutturdu.
Dağda kırk yıl eşkıyalık, emeklilik vakti geldi,
Hoş geldin kahramanlar!” dendi,
Yeni bir kimlik verildi.
SSK’ya da kaydolacak mı şimdi.
ABD’nin silah tırları nerede o kayıp kargolar?
Suriye çölünde kum oldu,
Devlet rapor yazdı: “Aldık yoldaşlar!”
PKK teslim olduysa, ben de Mars’a turist giderim,
Tavizler, gizli protokol, birileri aptal yerine konurken
İç kan ağlar, oturur seyrederim!
Perde kapandı mı sandın?
Bu ikinci perde HABUR,
Aynı oyuncular, aynı replik aynı nutuk!
Halk yine koltukta patlamış mısır, izliyor,
Zafer değil bu traji komik.
PKK Silah Bırakır mı? Dağdan İnen Ot Mu Yesin!
Silah bırakıyoruz lafı, PKK için "gömlek değiştiriyoruz" demenin nezaketli hali.
Silah onların
- Kimlik kartı,
- Pazarlık gücü,
- Varoluş sebebi!
Bıraktık dedikleri an, tarihin çöplüğüne atılırlar. Onun yerine ne yaparlar? Kuzu postuna bürünürler!
Dernek adı altında, siyaset maskesiyle, "gençlik örgütü" palavralarıyla yeniden piyasaya sürülürler.
Silah? Tabii ki yerinde durur.
Strateji değişir, isim değişir, hatta logo bile modernleşir; ama silah ve hedef değişmez.
Bu kadar basit.
ABD'nin Kayıp Silah Tırları: "Kargo Nerede Kardeşim?"
2014'ten beri Suriye'ye akan on binlerce TIR dolusu silah. Tanklar, roketatarlar, piyade tüfekleri...
Hepsi buharlaştı mı?
Yoksa PKK'nın (pardon YPG/SDG'nin) "terörle mücadele" stoklarında mı sergileniyor?
Bu silahların akıbetini soran yok. "Teslim aldık" hikayeleriyle avutuluyoruz.
Devlet aklı dediğin şey, bu silah trafiğini görmezden gelip, "bırakıyorlar" masalına inanıyorsa, aklınızı seveyim!
Emekli Terörist Krizi: "Devlet Baba Maaş Bağlayacak mı?"
Şimdi gelelim komedinin en can alıcı sahnesine: 40'lık, 50'lik çapulcular! Dağda 30 yıl eşkıyalık yapmış, ömrünü kan dökerek geçirmiş adam. "Hoş geldin" diyip, eline Türk bayrağı tutuşturduk diyelim.
Sonra?
- Ne iş yapacak?
- Emekli maaşı mı alacak?
- SSK prim borçları silinecek mi?
Devlet, "gel seni belediyeye işe alalım" mı diyecek? Yoksa "eski itirafçı" statüsünde aylık mı bağlanacak?
Bu adamların sivil hayata uyum sağlayacağını düşünen varsa, dünyanın en iyimser salatalığıdır!
Geçim kaynakları dağdı, silahtı, gaspı!
O ruhsatı kim verecek?
Tavizler Saklanıyor: Halk Aptal Sanılıyor!
En tüyler ürpertici kısım:
Perde arkasında ne pazarlıklar dönüyor?
Hangi topraklar, hangi siyasi haklar, hangi aflar gizlice masaya sürülüyor?
Halka "zafer" diye yutturulan, aslında neler içeriyor? "Şeffafız" diyenler, karton perdenin arkasında koca bir karanlık var!
Bu müzakerelerin tek bir sayfası bile meydana çıkmadı. "Güvenlik" bahanesiyle, millet koyun gibi güdülüyor!
Sonuç: Tiyatro Bitti, Seyirci Aptal Yerine Konuyor!
1. Yani kardeşim, bu "silahları bırakıyoruz" palyaçoluğu, Habur'dan bile vasat bir tekrar!
2. PKK silah bırakmaz; yeniden markalaşır.
3. ABD silahları buharlaşmaz; hedef değiştirir.
4. Yaşlı militanlar barış çiçeği olmaz; sosyal patlamaya dönüşür.
5. Tavizler açıklanmaz; halkın sırtına yük olur.
İroninin Bile Tükendiği Yerdeyiz:
Bu müsamerede tek gerçekçi sonuç: Vatandaşın sabrı ve devlete olan güveni bir kez daha yerle bir oldu!
- Teslim aldık diye geveleyenlere, "tırları aldınız da silahları ne yaptınız?" diye sormak lazım.
- Dağdan inenlere, "emeklilik ikramiyesi nereden ödenecek?" diye gülmek lazım.
Final Sözü:
Bu oyunu sahneleyenler, seyircinin bu kadar aptal olduğunu sanıyorsa, perdeyi kendi yalanlarına gömsünler!
Biz, Habur'un tozunu ciğerlerine çekmiş bir milletiz. Aynı oyunu ikinci kez sahnelemeye kalkanlar, tarihin çöplüğünde yerlerini alacak!
Silah tiyatrosu bitti; gerçekler acı, mizahımız karadır!
PKK Silah Bırakma Tiyatrosu Şiiri
Sözde silah bıraktık!” dediler,
Kandil’de strateji kurultayı kurup,
Yeni bir gömlek tasarladılar.
Devlet nöbet tuttu,
Amerikan tırları buhar oldu,
Pazarlık masasında millete,
Kuzu postunda ki kurdu yutturdu.
Dağda kırk yıl eşkıyalık, emeklilik vakti geldi,
Hoş geldin kahramanlar!” dendi,
Yeni bir kimlik verildi.
SSK’ya da kaydolacak mı şimdi.
ABD’nin silah tırları nerede o kayıp kargolar?
Suriye çölünde kum oldu,
Devlet rapor yazdı: “Aldık yoldaşlar!”
PKK teslim olduysa, ben de Mars’a turist giderim,
Tavizler, gizli protokol, birileri aptal yerine konurken
İç kan ağlar, oturur seyrederim!
Perde kapandı mı sandın?
Bu ikinci perde HABUR,
Aynı oyuncular, aynı replik aynı nutuk!
Halk yine koltukta patlamış mısır, izliyor,
Zafer değil bu traji komik.
Son Notlar:
Şimdi Bilal kardeşim, oturup düşünüyorum da...Süleymaniye'deki 'Sembolik silah bırakma' dedikleri şey aslında PKK'nın 'Ankara'ya pas atma' oyunu gibi.
PKK elindeki kozları bırakmıyor,
Siz taleplerimizi TBMM'ye götürün, anayasayı değiştirin, biz de ikinci adıma bakarız' diyor.
Yani asıl mesele şu:
Bu anayasa değişikliğinin içinde ne var?
İşin kilit noktası burası:
İşin kilit noktası burası:
Eğer değişiklik;
- ➤ Üniter yapıyı koruyarak,
- ➤ Yerel yönetimlere gerçek yetki veren,
- ➤ Ayırım gözetmeden tüm vatandaşın kültürel haklarını güvence altına alan,
- ➤ Terörle pazarlık değil, demokratikleşme odaklı bir adım olursa...
O zaman iş değişir! Lakin merkezi hükümet (Tayyip Erdoğan) elindeki yetkileri yerel yönetimlere devreder mi? kocaman bir soru işareti (!)
Halk da 'Tamam, bu değişiklik ülkeyi bölmeden, hepimizin hakkını koruyor' derse, verilecek tavizler (af, sosyal uyum vs.) de 'Vatan bütünlüğü pahasına değil' diye kabullenilebilir.
Ama dikkat!
Ama dikkat!
- ► Eğer 'özerklik', 'kantonal yapı', 'federe bölge' gibi Türkiye'nin tapusunu değiştirecek maddeler sızarsa...
- ► Veya PKK’ya siyasi alan açmak için kılıf yaratılırsa...
- İşte o zaman 'silah bırakma' değil, 'devleti bırakma' tiyatrosu olur! Halkın tepkisi fırtınaya döner.
Kısacası:
- ✔️ Adil bir anayasa ve Hukuka uymak = Demokrasiye nefes aldırır.
- ✔️ PKK’ya verilen sınırlı tavizler = 'Barış için katlanılabilir' denebilir.
- ❌ Anayasa ile taviz = Milletin sabrını taşırır.
Diyeceğim o ki:
Devlet aklı, terörle pazarlık masasına oturacaksa; elindeki kâğıt 'demokratik anayasa' olsun, PKK’nın kumpası olmasın!Yoksa bu süreç, Habur’dan beter bir kumpas olarak tarihe geçer.
Yorum Gönder