Yaşlandıkça zaman sanki daha hızlı geçiyor
Yaş Alınca Zaman Neden Daha Hızlı Geçiyor? Herkesin Hissettiği O Garip Zaman Oyunu
Yaş altmış geçince kabul çoğumuz farkına varmıştır.
Bir bakmışız ilkbahar da yaz da geçmiş,
Daha yeni yıla yeni girmiştik derken, takvim yaprakları birer birer yerlere saçılmış…
Hatta bazen aynaya bakıyor ve yüzümüzdeki çizgilerin bile takvimden da hızlı ilerlemiş gibi hissediyoruz. Bilmiyorum sadece ben mi böyle hissediyorum.
Şimdi soruyorum sizede
Bu sadece bana mı böyle geliyor? Yâda gerçekten yaş aldıkça zaman hız mı kazanıyor?
Zaman gerçekten yaşlılıkta daha hızlı mı geçiyor yoksa bu his, insanoğlunun beynine yerleşmiş kadim bir yanılsama mı?
Zamanın Hızlanma Hissi Nereden Geliyor?
Biraz araştırdım, Bilim adamları da oturup bu meseleyi araştırmış. Çünkü öyle sokaktan geçen yaşlı teyzeye, amcaya sorsan hepsi aynı şeyi söylüyor:
"Eskiden günler bitmek bilmezdi, şimdi aylar, yıllar göz açıp kapayıncaya kadar geçiyor. "Peki neden? İşte cevabı:
1. Oran Meselesi: Yaş Büyüdükçe Yıl Küçülüyor
Şimdi bir füşünsenize, 10 yaşındaki bir çocuk için 1 yıl, hayatının %10’u demek. Fakat 60 yaşındaysan o 1 yıl, hayatının sadece %1,6'sı…
Oran değiştikçe, o zaman dilimi gözümüzde küçülüyor, kısalıyor, hızlanıyor.
Bir nevi, zaman takvimi gözümüzde farklı algılanmaya neden oluyor.
2. Rutinlerin Sessiz Tuzakları
Gençlikte her gün taze bir başlangıç ve her şey yeni, her köşe başı bir sürpriz…
Ama yaşşamdıkça hayat rutine biniyor. Aynı yollar, aynı insanlar, aynı sohbetler…
İnsan beyni de "zaten biliyorum" deyip detayları atlamaya başlıyor.
O detaylar yok olunca, sanki zaman da kısalmış gibi geliyor.
3. Beynin Zamanı Özetlemesi
Beyin, eski anıları geriye dönük özetliyor.
Hatırladığın anlar azsa, sanki o dönem kısacıkmış gibi geliyor.
O yüzden çocukluk yılları gözümüzde sonsuz uzunlukta kalıyor,
Ama son 10 yıl… Sanki dünkü gibi.
4. Yaşlanmanın Psikolojik Gölgeleri
Zamanın hızlandığını hissetmek, biraz da ölümlülüğü hatırlatıyor insana.
Bir telaş, bir kaygı…
Sanki zaman bir rüzgar olmuş, elini uzatsan bile tutamıyorsun.
Ve o rüzgar saçlarının arasından geçerken, aynadan sana bakan yüz daha tanıdık, daha yorgun oluyor.
Peki, Çözüm Var mı?
Tam anlamıyla zamanı yavaşlatmak mümkün değil belki…
Ama beynimizi kandırmak elimizde.
Yeni şeyler öğrenmek, farklı yerlere gitmek, alışılmışın dışına çıkmak,
Beyni meşgul edip, zaman algısını genişletiyor.
Biraz çocuk gibi meraklı olmak…
Biraz takvimin köşesini kıvırıp, anılara yer açmak…
İşte zamanın hızına karşı küçük bir direniş.
Son Söz:
Eğer sen de yılların su gibi akıp geçtiğini hissediyorsan, yalnız değilsin.Bu his, yaş almanın sessiz, ama evrensel şarkısı.
Kendine kızma, zamanı suçlama…
Sadece daha çok anı biriktir, daha çok merak et, daha çok yaşa.
Çünkü günler kaçıyor, ama anılar kalıyor
Günler, ince kum taneleri gibi,
Kayıp gidiyor avuçlarımın arasından…
Ne kadar sıksam, o kadar dökülüyor,
Döküldükçe, o kadar hızlanıyorlar.
Eskiden, sabah ile akşamın arasında
Bir ömür sığardı…
Şimdi, sabah göz kırpıyor,
Akşam kıs kıs gülüyor ardımdan.
Çocukken zaman,
Ayakkabısı olmayan bir kaplumbağaydı,
Yavaş yürürdü, inadına bekletirdi bizi,
Bayram gelsin, "kış bitsin" diye yalvarırdık.
Şimdi zaman,
Motor takmış bir martı misali,
Gökte çizdiği eğriyi göremeden kayboluyor.
Daha kahvaltının tadını alamadan,
Akşam haberlerine yetişiyoruz.
Yıllar, duvar takviminde birer yaprak,
Yaprak düşüyor, ses çıkmıyor,
Ama rüzgâr fısıldıyor kulağıma:
"Bak, yine unuttun yaşamayı…"
Eskiden sokak lambaları geç yanardı,
Şimdi onlar da telaşlı,
Bir bakmışsın gece,
Kapının önüne serilmiş örtü gibi.
Dün sandığım şey aslında on yıl önce,
On yıl dediğin, göz açıp kapama,
Kapattım, açtım…
Saçlarımın rengi değişmiş,
Bir de aynanın bakışı sertleşmiş.
Bir gün, zamanı yakalayıp,
Omzundan hafifçe sarsacağım,
"Dur hele" diyeceğim,
"Bir soluklanalım…"Ama biliyorum, zaman da bana bakıp,
Gülümseyerek diyecek:
"Sen zamanını çoktan koştun, haberin yok…
Otur artık, nihai günü bekle.