Filistin Gazze Araplarını Ne Kadar Tanıyorsunuz
Filistin Halkının Dramı
Filistin'in Osmanlı Ve Türkiye ilişkileri
Filistinli Ümmet kardeşlerimizin hikayesini bir de buradan öğrenin. Filistin gerçekten dost mu, düşman mı? İşgal mi edilmiş, toprağını mı satmış? İşte detaylar...Yıl 1837...
Filistin'de nüfus sayımı yapılıyor ve o dönem Yahudi nüfusu toplamda 9 bin olarak kaydediliyor.
Filistinli Arapların Yahudilere toprak satmasıyla nüfus elli bine çıkar ve 1882 yılında ikinci Yahudi yerleşimi kurulur.
1908 yılına gelindiğinde Yahudi nüfusu yüz binin üzerine çıkmıştı.
Bu topraklar devlet tarafından değil, bölgede yaşayan Arap şeyhlerin şahsi mülkleri olarak satılıyordu.
Filistinli Araplar, bu toprakları ederinin çok üzerinde fiyatlarla satabilmek için adeta birbirleriyle yarışıyordu.
Oysa Osmanlı Padişahının bu konuda açık bir emri vardı:
Hiçbir Yahudi'ye toprak satılmayacaktı.
Her şeyi kendi yöntemleriyle halleden Yahudiler, Alman ve İngiliz kimlikleriyle toprak satın alıyorlardı.
- Filistinli Araplar ise durmak bilmiyordu.
- Yani her şey işgalle başlamadı!
- Parayı veren toprakları aldı.
Sonuç olarak, vatanın her bir karışı kutsaldır. Eğer kutsalını satarsan, başına bunlar gelir! Osmanlı’nın ardından Filistin İngiliz himayesine girince, toprak satış yasağı kalktı ve Yahudiler satın aldıkları toprakların tapularını kendi adlarına geçirdi.
- 1925'te 944 bin dönüm olan arazi satılmıştı!
- 1927'de 1 Milyon 124 bin dönüm arazi satılmıştı.
- 1930'da satılan arazi miktarı 1 Milyon 700 bin dönüme çıkmıştı.
Bunlar hep satın alınan arazilerdi. Tapulu belgeliydi!
1948 yılına gelindiğinde bir devlet kurabilecek kadar toprak satın alınmıştı!
Öyle bazılarının söylediği gibi Filistin işgal edilmiş falan değildi!
Peki, bu Filistinliler nasıl insanlar? Türkler ile bağları nedir...
Yıl 1915...
Filistin askerleri, Türk askerlerine cephe gerisinden saldırmış ve 14 bin Türk askerinin şehit düşmesine, birçok askerin de yaralanmasına neden olmuştur.
Arap ihanetiyle esir düşen 15 bin Türk askerinin gözleri asit kuyularında kör edilerek işkence edilmiştir. birisi de benim dedem di.
Kardeş Filistin, öyle mi...!
Yıl 1916...
Filistin bayrağı, Filistin halkını temsil etmek amacıyla kullanılan bir semboldür.
İlk kez Şerif Hüseyin tarafından, Osmanlı Devleti'ne karşı başlatılan 1916 Arap ayaklanmasının simgesi olarak tasarlanmıştır.
Siyah, beyaz, yeşil ve kırmızı renklerden oluşan dört renkli bir bayrak hazırlanmıştır.
- En üstteki siyah yatay çizgi, Abbasîleri;
- Ortadaki yeşil renk Şii Fatımileri;
- Alttaki beyaz renk Emevîler'i temsil eder...
Kırmızı üçgen, 1916 yılında Osmanlı Devleti'ne isyan eden Şerif Hüseyin’in kabilesi olan Haşimoğlularını temsil etmektedir. (Başka bir görüşe göre ise, Arapların Osmanlı Devleti'ne karşı bağımsızlık için döktüğü kanı simgelemektedir...)
Yıl 1917...
Filistinli Araplar, İngiliz Lawrence ile iş birliği yaparak tarihe Akabe Baskını olarak geçen ihaneti gerçekleştirdiler.
Akabe’deki tüm Türk askerleri katledildi.
Bugün Ürdün-Filistin arasındaki Wadi Rum Çölü’nde, Lawrence Rölyefi ile onun anısını taşlara kazımışlardır.
Aynı yıl, 1917’de, Kudüs Filistinliler tarafından İngilizlere teslim edilmiştir.
Bununla da kalmayıp, İngiliz General Edmund Allenby Kudüs’e girerken Filistinli Araplar tarafından "El-Nebi" yani peygamber olarak karşılanmıştır.
Türkiye Cumhuriyetinde bizzat beni şahit olduklarımı da yazayım…;
Yıl 1978...Filistin Kurtuluş Örgütü, terör örgütü PKK'ya kucak açıyor, PKK ile birlikte Türkiye aleyhine faaliyetlere başlıyor...
Yıl 1979...
Ankara'da bulunan Mısır Büyükelçiliği Filistinliler tarafından basılıyor bir polisimiz ve bir bekçimiz şehit oluyor...
Yıl 1980...
Filistin Halk Kurtuluş Cephesi lideri George Habash, Lübnan'ın Sidon şehrindeki kamplarını Asala terör örgütüne açıyor,.
Asala'nın diplomatlarımızı katlettiği eylemlerine bu Filistinli teröristler de destek veriyor...
Kardeşe bak kardeşe, siz bu kardeşin ihanetini unutabilirsiniz!
Ben hayatım boyunca bunları düşüne düşüne yaşadım...
Yıl 1989...
Yaser Arafat, "Ermenistan'ın haklı davasını destekliyoruz" açıklamalarında bulunuyor. Karabağ işgaline ve Ermeni katliamlarına destek veriyor.
Kardeşin ihaneti bitmiyor.
Yıl 1993...
Filistinli Araplar, Mesud Barzani'nin "Bağımsız Kürdistan" fikrine destek veriyor.
Türk milletine ihanetten vazgeçmiyorlar.
Yıl 2002...
Binbaşı Cengiz Toytunç, Batı Şeria'da Barış Gücü'nde görev yaparken aracı durdurularak şehit ediliyor.
Yıl 2009...
Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas, Kıbrıs'ta Türklerin işgalci olduğunu ve Rumların tezlerini desteklediğini dünyaya açıklıyor.
Siz Filistin için ağlarken, Anadolu’da Filistinlilerin sırtından hançerledikleri Türklerin anası ağlıyor.
Yahu, sizin gözünüzdeki bu perde ne zaman kalkacak!
Bitmedi... İhanetin devamı var...
Yıl 2012... Filistin Devleti, Al Nakba Kupası adı altında bir organizasyon düzenleyip sözde Kürdistan takımını davet ediyor ve Kürdistan Futbol Takımı ile maç yapıyor.
İyi seyirler futbolseverler, bundan doğal ne olabilir, değil mi?
Yıl 2019... Türkiye'nin Suriye'de başlattığı Barış Pınarı Harekâtı için Filistin’in de dahil olduğu Arap Birliği kınama mesajı yayınladı.
Tabii bunu da duymadınız...
Yıl 2020... Filistin, Türkiye'nin Doğu Akdeniz’deki hak iddialarına karşı kurulan Doğu Akdeniz Gaz Forumu'na üye oluyor.
- Yunanistan,
- Mısır,
- Kıbrıs Rum Kesimi ve
- İsrail ile birlikte.
Aynı yıl, yani 2020'de, Filistin Çin'in Uygur Türkeri'ne yönelik soykırımını desteklediğini ve Çin'in Uygur Türkleri politikasına onay verdiğini açıkladı.
Siz ümmet kardeşleriniz için gözyaşı dökerken, onlar Türk milletinin evlatlarının katline onay veriyordu.
Bugün ise ülkemizin sokaklarında, üzerinde Türk kanının da temsil edildiği Filistin bayrağını dalgalandıran bir kesim var.
Onların ne amaçladığını bilmiyorum.
Ancak Türkiye'de, İtalyan, Alman, İngiliz şirketleri adı altında İsrail'in binlerce dönüm tarım arazisini satın aldığını herkes biliyor.
Tıpkı vakti zamanında Filistinli Arap şeyhlerin topraklarını sattığı gibi, bizler de maalesef topraklarımızı yabancılara sattık ve satmaya devam ediyoruz!..
400 bin dolar ödeyen herkes Türk vatandaşı olabiliyor...
Filistinleşiyoruz, farkında bile değilsiniz!
Çocuklarınızın sizi nasıl anacağını ben biliyorum ama siz bilmiyorsunuz!
Evinizi, toprağınızı, yerinizi yurdunuzu yabancılara satarken Filistinliler gibi hatıra fotoğrafı çektirmeyi unutmayın!
Belki sizin de vakti zamanında İsraillilere toprak satarken çekilen Filistinliler gibi bir fotoğrafınız tarihe geçer.
Torunlarınız da bugünkü Filistinli çocuklar gibi enkaz altından kurtulmayı beklerken dedelerinin tarihi olaylardan ders almamasının bedelini öder.
Babaların günahını çocuklar çeker diye Türkçe'mde bir söz vardır, evet ne yazık ki babaların ve dedelerinin günahlarını bu gün Gazze halkının masum çocukları çekiyor.
Küllerle Konuşan Kadınlar
Bir kadın yürüyor,
Ayaklarının altında tarih değil,
Çatlamış bir annenin kalbi vardır.
Gökyüzü,
Başörtüsüne dolanmış bir ağıt gibi sarkar omuzlarına.
Çocuklar sessizdir.
Sesleri, molozların altında unutulmuş bir ninninin yankısıdır.
Gözleri,
Konuşmayan bir dilin en keskin harfidir.
Kadınlar, ellerinde taş değil,
Zamana direnen birer çiçek taşır.
Kökleri bombalanmış sokaklara uzanır,
Her yaprak bir kayıp, her tomurcuk bir umut.
Bir çocuk,
Oyuncak yerine gölgesini tutar avuçlarında.
Gölgesi büyür, bir ülkenin haritasına dönüşür.
Ama sınırları gözyaşıyla çizilmiştir.
Kadınlar konuşmaz, ağıt yakar,
Çünkü kelimeler bir duvarın dibinde vurulmuştur.
Ama gözleriyle yazdıkları bir destandır,
Okunmaz ama hissedilir.
Ve Gazze, bir rüya değil artık,
Uyanılamayan bir gecedir.
Kadınlar o gecede mum değil, ateş olur.
Çocuklar o ateşte sessizce büyür.
Ahmet ATAM