💰 Döviz Susturulur, Altın Fısıldar

Döviz, Merkez’in yumuşak müdahalesiyle sessizliğe bürünmüşken, altın sahneye çıktı. Hem dünyada hem Türkiye’de “buradayım” diye sesini yükseltiyor. 

Bizim halk da bu çağrıyı duydu, hem de öyle bir duydu ki... Sanki altın, kayıp bir sevgiliymiş gibi peşinden koşuyoruz.  

Döviz mi? 

O artık eski sevgili. 

Ara sıra cüzdanların gizli köşelerine sıkıştırılsa da, kalpteki yerini altına devretti.  

🧿 Altınla Konuşan Halk: Modern Efsane

Bu topraklarda altın yalnızca bir yatırım değil, adeta bir sırdaş. Kuyumcu vitrinine bakan vatandaş, içinden şöyle der: 

Bugün biraz solgunsun gramcığım, yoksa ons mu seni üzdü?

Altınla konuşan halk, adeta ekonomik şamanlık seviyesine erişmiş durumda. 

Gram altın yükseldiğinde "beni seviyor" diye mutlu olur, 

Düştüğünde "beni terk etti" diye hüzünlenir. 

Ama mecbur kalmadıkça da asla satmaz, çünkü "aşk satılmaz." 

Altın bizimle konuşmasa da biz onunla konuşmayı sürdürüyoruz. Kimi zaman içimizden, kimi zaman kuyumcu önünde yüksek sesle. Bu yalnızca bir yatırım değil, bir bağ.

🪙 Altın Almak: Yeni Milli Ritüel

Eskiden tüp gaz kuyrukları varken, şimdi kuyumcu kuyrukları var. 

Sabah işe gitmeden önce gram altın fiyatını kontrol etmek, kahvaltıdan önceki bir refleks haline geldi. “Bugün altın ne yaptı?” sorusu, “Nasılsın? "an daha sık soruluyor. 

Altın almak artık bir ritüel gibi: önce fiyat kontrolü, ardından “daha da yükselir mi?” düşüncesi ve sonunda “bir tane daha alayım da içim rahat etsin” kararı.

🧠 Ekonomi mi? Hayır, Bu Bir Aşk Hikayesi

Altınla olan ilişkimizi yalnızca ekonomiyle açıklamak yetmez; bu tam anlamıyla bir aşk hikayesi. 

Altın, Türk halkının ekonomik yalnızlığında sarıldığı güvenli bir liman, adeta bir pelüş oyuncak. Kriz mi var? Altın al. 

Düğün mü var? Altın tak. 

Canın mı sıkkın? Altın fiyatlarına göz at.

Altın bizim için sadece bir metal değil, aynı zamanda bir yaşam tarzı. Ve bu aşk, gram gram büyümeye devam ediyor.

🧔‍♂️ Altınla Konuşan Adam: Halkın İçinden Bir Efsane

Her mahallenin bir Altınla Konuşan Adam’ı vardır. Kuyumcunun önünde durur, gram altına bakar ve “Bugün biraz yorgun görünüyorsun gramcığım” der. 

Bazıları onun deli olduğunu düşünür, bazıları ise ona “ekonomik şair” der. 

Onun dillere pelesenk olmuş sözleri:

Altın düşmez, sadece dinlenir.
Döviz baskılanır, altın konuşur.

Altınla Konuşan Adam aslında hepimiziz. Bazen içimizden konuşuruz, bazen de sosyal medyada paylaşırız. Ama hepimiz farkındayız: Altın bizimle konuşmasa da biz onunla konuşuyoruz. Eğer haşa yapanı bilmesek, Tanrı diye taparız.

----

Kuyumcu vitrininde yansıyan yüzü,
Bir gramlık umutla parlıyor.
Altınla konuşuyor sessizce,
Döviz susmuş, ons fısıldıyor.

Bir milletin kalbi,
Çeyrek çeyrek atar.
Her düşüşte bir ayrılık acısı,
Her yükselişte düğün havası.

Altın,
Kayıp sevgilinin penceresinden yansıyan aydınlık
Korkuları eriten sıcak tını
Krizli gecelerde yüreklere serilen battaniye

Sabahları kahvaltıdan önce,
Ey gram altın.
Bugün ne yaptın? diye sorarız,
Sanki altın bizimle işe gidiyor.

Bir adam var mahallede,
Altınla Konuşan Adam derler ona.
Vitrinle göz teması kurar,
Bugün biraz solgunsun gramcığım” der.

O adam biziz aslında,
Her biri ons kadar yalnız.
Altınla konuşuruz içimizden,
Çünkü başka kimse dinlemiyor.

Altın, bizimle konuşmasa da
Biz onunla konuşuyoruz.
Bir tür ekonomik şamanlık bu,
Bir tür sarı metal romantizmi.

Düğünlerde takılan bilezik değil,
Bir tür bağışıklık sistemi.
Altın bizde takı değil,
Takat, takat.

Ve biz,
Altınla konuşan sevişen bir halkız.
Gram gram büyüyen bir aşkın
Sessiz şairleriyiz.

Ahmet ATAM