![]() |
Erdoğan'ın Selçuklu Modeli: Tarihsel Birlik Çağrısı mı, Üniter Yapıya Tarihi Bir Kostüm mü |
🌾 Erdoğan'ın Selçuklu Modeli 2.0: Üniter Devletin Yeni Kostümü mü, Yoksa Tarihi Bir Reenkarne mi? 🌾
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Meclis konuşmasında sunduğu “Selçuklu Modeli”, Türk-Kürt-Arap ittifakı ve ortak gelecek söylemiyle dikkat çekti. Erdoğan'ın meclis açılış konuşmasında yaptığı
Bir zamanlar bir imparatorluk vardı; herkes kendi dilini konuşur, kendi mezhebini yaşar, ama aynı çadırda gölgelenirdi. Bugün ise herkes aynı dili konuşmalı, aynı gölgede durmalı, ama çadırın kumaşı biraz dar.Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Meclis konuşmasında ortaya koyduğu “Selçuklu Modeli”, tarihsel bir birlik idealine gönderme yapıyor.
Ancak bu çağrı, mevcut üniter ulus-devlet yapısında sanki biraz büyük bir elbise gibi duruyor.
Elbise şık, fakat bu düğmeler kapanmakta zorlanır.
🏰 Selçuklu Modeli: Tarihten Günümüze Bir Transfer Denemesi
Selçuklu, çok etnikli, çok mezhepli ve çok dilli bir siyasi yapıya sahipti.Bugünün Türkiye’si ise 1924 Anayasası’ndan bu yana “tek millet, tek devlet, tek bayrak” anlayışıyla şekillenmiş üniter bir yapıdır.
Erdoğan’ın önerisi, bu yapıya tarihsel bir kostüm giydirme çabası gibi görünüyor: “Bakın, geçmişte birlikte yaşamıştık, şimdi de birlikte yürüyebiliriz.”
Ancak sorun şu ki, Selçuklu ’da yürüyenler farklı ayakkabılar giyiyordu, bugün ise herkesin aynı postal içinde yürümesi bekleniyor..
Selçuklu, farklı etnik grupları kendi bölgelerinde yönetimlerine bırakırdı.
🧭 Uygulanabilirlik Testi: Tarihsel Model, Güncel Gerçeklik
1. 🧬 Etnik ve Mezhepsel Çeşitlilik
Selçuklu, farklı etnik grupları kendi bölgelerinde yönetimlerine bırakırdı.
Bugün ise merkeziyetçi bir yaklaşım hâkim.
Kürt kimliği, Alevi inancı ve Arap kültürü gibi unsurlar hâlâ “farklılık” yerine “sorun” olarak algılanıyor.
Selçuklu modeli yerinden yönetimle işlerken, günümüz sistemi “her şey Ankara’dan” anlayışını benimsiyor.
2. 🏛️ Hukuki ve İdari Yapı
Selçuklu döneminde kadılar, yerel kültüre uygun şekilde kararlar verirdi.Günümüzde ise "tek hukuk, tek norm" anlayışı hakim.
Bu yüzden Selçuklu modeli, bugünkü anayasal çerçeveyle uyuşmaz.
Uyum sağlanmaya çalışılırsa ya model bozulur ya da çerçeve zarar görür.
3. 🗣️ Dil ve Kültür
Selçuklu döneminde Farsça, Arapça ve Türkçe bir arada kullanılırdı.Bugün ise “resmi dil Türkçedir” anlayışı, diğer dillerin kamusal alandaki varlığını kısıtlıyor. Selçuklunun yaklaşımı, çok dilliliği bir zenginlik olarak görürken, günümüz sistemi “tek dili birlik için zorunlu kabul ediyor.
🪶 Selçuklu Modeli Üniter Devlete Nasıl Giydirilir?
Önce modelin kolları kesilir, çünkü yerinden yönetim fazla gelir.
Sonra etnik motifler silinir, çünkü “ayrımcılık olur” denir.
Mezhepsel desenler sadeleştirilir, çünkü “laiklik” hassas bir kumaştır.
En sonunda, modelin üzerine bir “tek bayrak” rozeti dikilir.Ve işte: Üniter devletin Selçuklu modeli hazır.Ama bu model, artık Selçuklu ’ya değil, 2025 Türkiye’sine benzer.
🐎 Erdoğan’ın Çağrısı: Gerçek Bir Reform mu, Siyasi Bir Dekor mu?
Erdoğan’ın konuşması, tarihsel bir birlik idealine atıfta bulunuyor.Ancak bu ideal, mevcut sistemin sınırlarına takılıyor.
Selçuklu modeli birleştirici olabilir; fakat önce sistemin kendisi farklılıkları kabul etmeli.
Aksi halde bu model, yalnızca seçim dönemlerinde kullanılan bir “tarihi kostüm” olarak kalacaktır.
🌻 Son Söz: Tarihsel Gömlek Güzel, Ama Düğmeler Gerçeklikten
Selçuklu modeli, tarihi açıdan ilham verici bir örnek. Ancak günümüz Türkiye'sinde uygulanabilirliği, sistemin esnekliğine bağlı.Gömlek güzel, kumaşı sağlam, ama düğmelerin iliklenmesi için daha demokratik bir terziye ihtiyaç var. Bu da Reis değil herhalde.
🪶 Selçuklu Modeli Şiiri “Kaftan Dar, Kumaş Geniş”
Bir sancak dikildi rüzgâra,Üzerinde sekiz kollu bir yıldız,
Altında binlerce ses,
Ama hepsi aynı sultana bakıyor..
Bir çadır kuruldu meydanda,
Bir çadır kuruldu meydanda,
Selçuklunun gölgesinden ödünç,
Ama direkleri beton,
Ve kumaşı, tek renkli bir bayrak.
Kürtçe bir ezgi dolanıyor etrafta,
Kürtçe bir ezgi dolanıyor etrafta,
Ama hoparlör Türkçeye ayarlı.
Alevi bir mum yanıyor köşede,
Ama rüzgâr Sünni dualarla esiyor.
Bir kaftan dikiliyor Ankara’da,
Bir kaftan dikiliyor Ankara’da,
Altın ipliklerle, tarih kokulu,
Ama beden ölçüsü “tek millet”
Ve terzi, farklılıkları kesip atıyor.
Bir harita açılıyor masaya,
Bir harita açılıyor masaya,
Renkler çok, sınırlar eski,
Ama kalem, sadece kırmızıyla çiziyor.
Bir çocuk çiziyor geleceği,
Bir çocuk çiziyor geleceği,
Türk, Kürt, Arap… hepsi aynı güneşin altında,
Ama öğretmen,
Sadece bir güneşi tanıyor.
Bir model sunuluyor halka,
Bir model sunuluyor halka,
Selçuklu’dan ilhamla,
Ama vitrin camı üniter,
Ve içerideki manken, ulus.
Ahmet ATAM