Millet mi Ümmet mi |
Millet mi Ümmet mi? 1924 Anayasası'nda Türklük, elitist bir rejim, dayatmasız ve özgürce yaşanan inançlar doğrultusunda laiklik anlayışını içermektedir. Bu bağlamda millet ve ümmet kavramları önem kazanmaktadır.
Millet nedir? Aynı topraklar üzerinde yaşayan, dil, tarih, duygu, ülkü, gelenek ve görenek birliği olan insan topluluğudur, Ümmet nedir? Aynı dine ve peygambere inanıp onun yolunu seçen kimselerin tümüdür.
Anadolu, son zamanlarda Afrika, Orta Doğu ve Orta Asya'dan gelen sığınmacıların akınına uğramaktadır. Bu durum Anadolu'nun demografik yapısını bozarak Türk milletini azınlığa düşürecek ve sosyal patlamalara sebep olacaktır. Dil, tarih, duygu, ülkü, gelenek ve görenek birliği olmayan, farklı inanç ve kültür mozaiğinden gelen insanların millet birlikteliği ve millet kültürü oluşturma imkanı yoktur.
Millet olamayan devletler tarihin çöplüğüne atılır. İslam ülkelerinde iç savaşlar, kargaşalar, fakirlik ve yoksulluk bitmez, bunun sebebi mezhep savaşlarıdır. Türkiye'de son kırk yıldır yaşanan Kürt sorunu, Ümmet ve millet sorunuyla birleşmiştir. Suriye, Irak ve Afganistan'dan gelen milyonlarca göçmen, Türkiye'nin Ümmet merkezli evrilmesine ve kafa kesen selefi grupların bilinçli ithal edilmesine neden olmuştur.
Türk milletinin milli ve manevi değerlerine yönelik saldırılar giderek artmaktadır. Cumhurbaşkanı, Türk kimliğini sıradan bir etnik kimlik düzeyine indirmeye çalışmaktadır. Bu durum, toplumsal yapıyı bozmaya yönelik tehlikeli bir harekettir ve orta vadede ciddi sonuçlar doğurabilecektir.
Birileri Atatürk’ün köken-mezhep ayırmadan yaptığı ve 93 yıldır bizi birleştiren ve ayakta tutan Ne mutlu Türküm diyene Sözüne bu tür konuşmalarla karşı çıkıyor ve meydan okuyor adeta.
Millet ve Ümmet kavramları:
Millet nedir? Aynı topraklar üzerinde yaşayan, dil, tarih, duygu, ülkü, gelenek ve görenek birliği olan insan topluluğudur, Ümmet nedir? Aynı dine ve peygambere inanıp onun yolunu seçen kimselerin tümüdür.
Anadolu, son zamanlarda Afrika, Orta Doğu ve Orta Asya'dan gelen sığınmacıların akınına uğramaktadır. Bu durum Anadolu'nun demografik yapısını bozarak Türk milletini azınlığa düşürecek ve sosyal patlamalara sebep olacaktır. Dil, tarih, duygu, ülkü, gelenek ve görenek birliği olmayan, farklı inanç ve kültür mozaiğinden gelen insanların millet birlikteliği ve millet kültürü oluşturma imkanı yoktur.
Millet olamayan devletler tarihin çöplüğüne atılır. İslam ülkelerinde iç savaşlar, kargaşalar, fakirlik ve yoksulluk bitmez, bunun sebebi mezhep savaşlarıdır. Türkiye'de son kırk yıldır yaşanan Kürt sorunu, Ümmet ve millet sorunuyla birleşmiştir. Suriye, Irak ve Afganistan'dan gelen milyonlarca göçmen, Türkiye'nin Ümmet merkezli evrilmesine ve kafa kesen selefi grupların bilinçli ithal edilmesine neden olmuştur.
Türk milletinin milli ve manevi değerlerine yönelik saldırılar giderek artmaktadır. Cumhurbaşkanı, Türk kimliğini sıradan bir etnik kimlik düzeyine indirmeye çalışmaktadır. Bu durum, toplumsal yapıyı bozmaya yönelik tehlikeli bir harekettir ve orta vadede ciddi sonuçlar doğurabilecektir.
Ümmetçilik ve Millete meydan okuma:
Birileri Atatürk’ün köken-mezhep ayırmadan yaptığı ve 93 yıldır bizi birleştiren ve ayakta tutan Ne mutlu Türküm diyene Sözüne bu tür konuşmalarla karşı çıkıyor ve meydan okuyor adeta.
Kişi, kendi kimliğini sorgulamakta ve dine sarılarak ümmetçiliğe bağlanmaktadır.
Bu tür konuşmalarıyla Türk milletinin üst kimliği olan Türklüğü ve Türk milletini yok saymaya çalışmaktadır.
Ancak, Cumhurbaşkanı'nın bayrağımıza, milli devletimize, üniter yapımıza ve laik Cumhuriyet ilkelerine gönülden bağlı olması gerekmektedir.
Anayasamız, Türk vatandaşlarının farklı din, inanç ve mezheplere mensup olduğunu kabul etmektedir. Hepsi eşit hak ve sorumluluklara sahiptir. Bu nedenle, bu yurttaşları "ümmetçilikle" tanımlamak mümkün değildir.
Türkiye Cumhuriyeti'nde temel kurucu kimlik Türklüktür. Farklı köken, din veya kültürel unsurlar elbette vardır ve bu milletin zenginliğidir. Ancak Türk kimliği üst kimlik olup, diğer etnik unsurların bu kimlikle bütünleşmeleri milletleşme sürecinin doğasındadır. Türkçe, nüfusun en az yüzde 90'ının anladığı ve konuştuğu dildir.
Türkiye'nin etnik yapısı bilimsel olarak "etnik-mozaik" olarak tanımlanabilmesi için, ülkedeki etnik çeşitliliğin toplam nüfusun en az yüzde 35'ini oluşturması gerekir. Ancak, Türkiye'de tüm etnik grupların nüfusu yüzde 14 dolayındadır. Bu nedenle, Türkiye'yi bir etnik mozaik olarak nitelendirmek mümkün değildir. Ayrıca, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın etnik kökenler üzerinden yaptığı açıklamalar bilimsel ve sosyal bir temele dayanmamaktadır.
Mezhepçilik, İslam dünyasının uzun zamandır birbirini boğazlayan, vahşi katliamlar ve kıyımlar yapan, orta çağdan beri süren bir sorunu olmuştur. Bugün insanlığın ve İslam'ın en büyük tehdidi de IŞİD, Boko Haram, El-Nusra ve El-Kaide gibi terör örgütleridir. 1924 Anayasası'nda Türklük temel alınmıştır, Elitist bir rejim söz konusudur, baskı olmadan ve özgürce yaşanan inançlar doğrultusunda laiklik benimsenmiştir, bu, Türkiye ve Türklerin kurtuluşudur.
Anayasamız, Türk vatandaşlarının farklı din, inanç ve mezheplere mensup olduğunu kabul etmektedir. Hepsi eşit hak ve sorumluluklara sahiptir. Bu nedenle, bu yurttaşları "ümmetçilikle" tanımlamak mümkün değildir.
Türkiye Cumhuriyeti'nde temel kurucu kimlik Türklüktür. Farklı köken, din veya kültürel unsurlar elbette vardır ve bu milletin zenginliğidir. Ancak Türk kimliği üst kimlik olup, diğer etnik unsurların bu kimlikle bütünleşmeleri milletleşme sürecinin doğasındadır. Türkçe, nüfusun en az yüzde 90'ının anladığı ve konuştuğu dildir.
Türkiye Millet bağlamında etnik bir mozaik midir?
Türkiye'nin etnik yapısı bilimsel olarak "etnik-mozaik" olarak tanımlanabilmesi için, ülkedeki etnik çeşitliliğin toplam nüfusun en az yüzde 35'ini oluşturması gerekir. Ancak, Türkiye'de tüm etnik grupların nüfusu yüzde 14 dolayındadır. Bu nedenle, Türkiye'yi bir etnik mozaik olarak nitelendirmek mümkün değildir. Ayrıca, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın etnik kökenler üzerinden yaptığı açıklamalar bilimsel ve sosyal bir temele dayanmamaktadır.
Ümmet bağlamında mezhepçilik
Mezhepçilik, İslam dünyasının uzun zamandır birbirini boğazlayan, vahşi katliamlar ve kıyımlar yapan, orta çağdan beri süren bir sorunu olmuştur. Bugün insanlığın ve İslam'ın en büyük tehdidi de IŞİD, Boko Haram, El-Nusra ve El-Kaide gibi terör örgütleridir. 1924 Anayasası'nda Türklük temel alınmıştır, Elitist bir rejim söz konusudur, baskı olmadan ve özgürce yaşanan inançlar doğrultusunda laiklik benimsenmiştir, bu, Türkiye ve Türklerin kurtuluşudur.
Ümmetçilik Türklük düşmanlığının diğer adıdır.
Yorum Gönder