Diz boyu kar olunca işler sarpa sarar, seyirci yoktur, seyirci olmayınca parada yoktur
Kaldıkları oteli parasını ödeyemezler
O günün parası ile beş lira lazımdır
Sadece beş lira
O vakitler beş lira bayağı iyi paradır
Kumpanya karalar bağlar herkes derin derin düşüncededir, otelin parasını nasıl ödeyeceğiz diye.
Kumpanya karalar bağlar herkes derin derin düşüncededir, otelin parasını nasıl ödeyeceğiz diye.
Atatürk Eskişehir gezisi
Derken bir mucize gerçekleşir, bir haber duyulur, Atatürk tren ile Eskişehir'e gelmektedir
O yıl peçe yasaklanmış şapka devrimi yapılmış, Atatürk il il şapkayı tanıtmakta aynı zamanda yurt gezileri yapmaktadır
Şapka devrimi, o yıl çıkan ve kadınlarda peçeyi kaldıran kanunla tamamlanmış..
Muhlis Sebahattin sevinç içinde arkadaşlarına seslenir
Şapka devrimi, o yıl çıkan ve kadınlarda peçeyi kaldıran kanunla tamamlanmış..
Muhlis Sebahattin sevinç içinde arkadaşlarına seslenir
Parayı bulduk, Atatürk geliyor
Kıyafet sandığını açar
Kıyafet sandığını açar
Sandıktan bir frak çıkarır Muhlis Sebahattin
Alelacele giyer
Dosdoğru Eskişehir garının yolunu tutar
Gardaki herkesin ilgi odağıdır artık Pebguen kılıklı Muhlis Sebahattin, Eskişehir halkı o güne dek böyle bir kıyafet giyen görmemiştir çünkü
Kalabalıktan birileri, yabancı bir elçi galiba der
Yol açarlar
Ve Muhlis bey en öne gelir
O esnada tren de yavaş yavaş gara girmektedir.
Vagonun camı açılır, Atatürk elinde bir şapka ile başını vagondan dışarı uzatarak halkı selamlar
Atatürk ve Muhlis Sebahattin
Yavaş yavaş merdivenlerden aşağı iner, kendisini karşılayanlara teşekkür etmek için
Bir bakar en önde yakın dostu Muhlis bey
Kollarını açar
-- Muhlis
-- Kemal
İki eski dost sarmaş dolaş olurlar.
Birkaç hoş beşten sonra Muhsin bey Atatürk'e döner
--Otelde rehin kaldık paşam beş lira lazım
Atatürk cüzdanına bakar para yok, ellerini cebine atar, sadece üç lira çıkar cebinden
--Üç lira param var Muhlis der
Muhsin bey ise
-- Valla beş lira lazım paşam, otelde rehiniz der
Mustafa Kemal Atatürk yanında refakatçi olan generallere döner
-- İki lirası olan var mı, iki lira eksik
Maiyetindeki paşaların cebinden de bir lira çıkar
-- Bizde de bu kadar var
Mustafa Kemal Atatürk Muhsin beye döner
-- Bizde de bu kadar var
Mustafa Kemal Atatürk Muhsin beye döner
-- Dört lira ile idare et artık Muhlis der.
Muhlis Sebahattin ise
-- Paşam bir lira içi rehin kalırız, beş lira lazım beş lira der
Mustafa Kemal Atatürk bu kez özel kalem müdürü Hasan Rıza Soyak'a döner
--Hasan bir lira bul
Hasan Rıza Soyak ceplerini karıştırmaya başlar, beş kuruşlar, on kuruşlar derken bir lirayı tamamlar.
Mustafa Kemal Atatürk zar zor tamamladıkları beş lirayı Muhsin Sebahattin'e verir
Bu anıyı anlatan Ali Poyrazoğlu O kumpanyada Don jose'yi canlandıran Celal Sururi'den bizzat dinlediğini aktarır
SONUÇ
Hani bazı kesimlerin yerin dibine soktukları o devrin güzelliğini anlayabiliyor musunuz ?
O bazılarını çok sövdüğü devri
İnanılacak gibi değil, değil mi
Ama o devir inanılmaz bir devirdi
İnanılmaz başarılara imza atan
İnanılmaz güzel bir adam vardı o devirde
Adı da Mustafa Kemal Atatürk idi
Şükranla
Şükranla
Minnetle
Alıntıdır
Alıntıdır
Fotoğraflar temsilidir
Yorum Gönder