Sultan II. Bayezid Han: Osmanlı'nın Adalet Timsali
Sultan II. Bayezid Han, Osmanlı İmparatorluğu'nun sekizinci padişahı olarak tahta çıkmış, adaleti ve hoşgörüsüyle tanınan büyük bir hükümdardır.
Fatih Sultan Mehmet Han'ın oğlu olan II. Bayezid, 1447 yılında Dimetoka'da doğdu ve 1481'den 1512'ye kadar 31 yıl boyunca Osmanlı tahtında kaldı.
Bu makalede, II. Bayezid Han'ın hayatı, dönemi ve mirası hakkında detaylı bilgiler bulabilirsiniz.
II. Bayezid Han'ın Tahta Çıkışı ve Saltanatı
II. Bayezid, babası Fatih Sultan Mehmet Han'ın vefatı üzerine tahta çıktı. Ancak tahta geçişi, kardeşi Cem Sultan ile yaşadığı taht mücadelesi nedeniyle zorlu oldu.
Cem Sultan, Bayezid'in hükümdarlığını tanımadı ve bir iç savaş başlattı.
Bu mücadele, Cem Sultan'ın Rodos Şövalyeleri'ne sığınması ve Avrupa'da bir "koz" olarak kullanılmasıyla sonuçlandı.
II. Bayezid, bu süreçte devletin birliğini korumak için diplomatik ve askeri açıdan büyük çabalar sarf etti.
II. Bayezid, bu süreçte devletin birliğini korumak için diplomatik ve askeri açıdan büyük çabalar sarf etti.
Cem Sultan meselesi, onun saltanatının önemli bir bölümünü etkiledi.
II. Bayezid Han'ın İcraatları ve Reformları
Adalet ve Hoşgörü: II. Bayezid, "Bayezid-i Veli" olarak anılır ve bu unvan, onun adaletli ve hoşgörülü yönetimini simgeler. Özellikle gayrimüslim tebaaya karşı adil davranması ve onların haklarını korumasıyla bilinir.
İmar Faaliyetleri: Bayezid Han, Osmanlı topraklarında birçok cami, medrese, han ve köprü inşa ettirdi. İstanbul'daki Bayezid Camii, onun döneminde yapılan en önemli eserlerden biridir.
Bilim ve Kültür: II. Bayezid, ilme ve sanata büyük önem verdi. Döneminde birçok âlim ve sanatkâr korundu, kütüphaneler genişletildi.
Askeri ve Siyasi Gelişmeler: Macaristan, Lehistan ve Venedik ile mücadeleler yaşandı. Ayrıca, Safevi tehlikesine karşı önlemler alındı.
II. Bayezid Han'ın Mirası
II. Bayezid Han, saltanatının son yıllarında oğulları arasında yaşanan taht kavgalarıyla uğraşmak zorunda kaldı.
Oğlu Yavuz Sultan Selim'in isyanı sonucu 1512 yılında tahttan feragat etti ve bir ay sonra vefat etti.
Onun dönemi, Osmanlı İmparatorluğu'nun hem içte hem de dışta zorluklarla mücadele ettiği, ancak adalet ve hoşgörü ilkelerinin ön planda tutulduğu bir dönem olarak tarihe geçti.
Onun dönemi, Osmanlı İmparatorluğu'nun hem içte hem de dışta zorluklarla mücadele ettiği, ancak adalet ve hoşgörü ilkelerinin ön planda tutulduğu bir dönem olarak tarihe geçti.
II. Bayezid Han, hem bir devlet adamı hem de bir âlim olarak Osmanlı tarihinde önemli bir yer edindi.
Ey şâh-ı cihân, Sultân Bayezîd-i Velî,
Adlünle doludur gökler ü yer, hem zemîn ü semâ.
Şânunla ferâh-bahş oldu âlem,
Kamu halka sensin şefkat ü merhamet mihribânı.
Ceddin Fâtih-i Âlî-şân, sen şâh-ı kerîm,
Adl ü dâd ile ettin cihanı âbâdân.
Cem Sultân’a karşı sabr u sebat eyledin,
Devlet-i Aliyye’yi eyledin bî-zevâl üstühân.
Kılıcınla değil, adlünle fethettin cihanı,
Hoşgörünle doldurdun gönülleri, ey şâh-ı devrân.
İstanbul’da yükseldi câmi ü medreseler,
Her biri şâhid-i aşkın, senindir bu hayr ü ihsân.
Halk içinde bir gizli define idin, ey şâh,
Âlimlerin yâri, fukaranın sığınağı idin.
Kütüphâneler doldu ilm ü hikmetle,
Her bir satırda nâmın yazıldı, ey şâh-ı âlî-şân.
Rûh-ı şerîfin şâd ola, kabrinde nûr ola,
Adın anıla dâim, sen olasın şâh-ı cihân.
Allah’ın rahmeti üstüne olsun, ey Velî,
Cennet’te makâmın yüce ola, ey Sultân-ı âdil ü ihsân.
Diyâr-ı Osmanî’de adın yâd ola,
Şefkatinle dolsun gönüller, ey şâh-ı devrân.
Kasîdemiz budur, ey Sultân Bayezîd-i Velî,
Rûhuna olsun bu na’t-ı şerîf, bir sadâ-yı rahmân.
Târîh-i şânına yazıldı bu satırlar,
Sultân Bayezîd-i Velî, nâmın ola ebedî yâdigâr.
Kasîde-i Sultan Bayezîd-i Velî Nât-ı Şerîf
Ey şâh-ı cihân, Sultân Bayezîd-i Velî,
Adlünle doludur gökler ü yer, hem zemîn ü semâ.
Şânunla ferâh-bahş oldu âlem,
Kamu halka sensin şefkat ü merhamet mihribânı.
Ceddin Fâtih-i Âlî-şân, sen şâh-ı kerîm,
Adl ü dâd ile ettin cihanı âbâdân.
Cem Sultân’a karşı sabr u sebat eyledin,
Devlet-i Aliyye’yi eyledin bî-zevâl üstühân.
Kılıcınla değil, adlünle fethettin cihanı,
Hoşgörünle doldurdun gönülleri, ey şâh-ı devrân.
İstanbul’da yükseldi câmi ü medreseler,
Her biri şâhid-i aşkın, senindir bu hayr ü ihsân.
Halk içinde bir gizli define idin, ey şâh,
Âlimlerin yâri, fukaranın sığınağı idin.
Kütüphâneler doldu ilm ü hikmetle,
Her bir satırda nâmın yazıldı, ey şâh-ı âlî-şân.
Rûh-ı şerîfin şâd ola, kabrinde nûr ola,
Adın anıla dâim, sen olasın şâh-ı cihân.
Allah’ın rahmeti üstüne olsun, ey Velî,
Cennet’te makâmın yüce ola, ey Sultân-ı âdil ü ihsân.
Diyâr-ı Osmanî’de adın yâd ola,
Şefkatinle dolsun gönüller, ey şâh-ı devrân.
Kasîdemiz budur, ey Sultân Bayezîd-i Velî,
Rûhuna olsun bu na’t-ı şerîf, bir sadâ-yı rahmân.
Târîh-i şânına yazıldı bu satırlar,
Sultân Bayezîd-i Velî, nâmın ola ebedî yâdigâr.
Yorum Gönder