Ülkeyi bir tek utanmak kurtarır
![]() |
Ülkeyi bir tek utanmak kurtarır |
Türkiye’yi Kurtaracak Son Kahramanlar Utangaç Ve Yüzü Kızaran Siyasetçiler mi?" 🌟
Bu vatanı bir tek utanan insanlar kurtarabilir artık, çünkü utanmak "kibir" denilen en büyük günahın da panzehridir.
Türkiye'de siyasetçiler mi? Maskeli Baloda Kızarmayan Yüzlerdir onlar 🎭🍅 Türkiye siyaseti, artık perşembe pazarına dönen bir maske tiyatrosu.Sahnede kürsüleri sallayanlar, öyle yalan ve riyada ustaca rollere bürünmüşler ki yüzlerindeki maskeler adeta tenlerine yapışmış.
Maskeler öyle kalın ki, utanmanın kızıllığı bile sızamıyor dışarı.
Peki ya bir gün bu maskeler düşerse?
Belki de o zaman, “kızarabilen” yüzlerin naftalinli sandıklardan çıkma vakti gelir. 📦✨
Koridorda Koşanlar ve Düşen Şerefler 🏃♂️💨🪞
Türkiye’de siyaset, “güç” denilen bir koridorda soluksuz koşanların hikâyesi.
Ama bu koşu o kadar hırslı ki, düşenlerin sadece ayakkabıları değil, şerefleri de çıkıyor ayaklarından.
Kutuplaşma denilen duvarlar örülüyor koridorun iki yanına; bir taraf “kurtarıcı”, diğer taraf “hain” diye bağırıyor. 🗣️🔥
Pencere yok.
Nefes alacak bir boşluk yok.
Kusturucu olan tiksindirici olan da bu duvarları örenlerin, tuğlaları “hakikat” diye satarken yüzlerinin hiç kızarmaması. 🧱🖤
Kutuplaşma, iki ayrı renge boyanmış bir ayna.
Siyasetçiler aynaya baktıkça sadece kendi tonlarını görüyor, farklı renkleri “ihanet” sanıyor.
Oysa gerçek vatan sevgisi, griyi de kucaklayıp “Biz bu rengi de taşıyabiliriz” diyebilmekte saklı değil mi? 🌈🤝
Mikrofonlar, Paraşütler ve Düşen Vicdanlar 🎤🪂💸
Bugün siyaset arenasında konuşanlar, öyle yükseklerden atlıyor ki, mikrofonları paraşüt yerine geçiyor.
Yere inmeden önce attıkları nutuklar, havada süzülen vaatler…
Ama inişte bir sorun var:
Paraşütler hep yalan ve iftira yükleriyle delik deşik. 🕳️
Yere çakılan ise halkın sabrı oluyor. 💔
Peki neden hiçbirinin bu düşüş sırasında yüzü kızarmıyor?
Çünkü “utanç paraşütü ”nü Kızılay çadırı gibi çoktan satmışlar! 🛒
Bir siyasetçinin yüzünün kızarması için artık “muhalefet partisine laf sokamamak” gerekmiyor; kendi söylediğine yine kendisinin inanması yeterli.
Bir siyasetçinin yüzünün kızarması için artık “muhalefet partisine laf sokamamak” gerekmiyor; kendi söylediğine yine kendisinin inanması yeterli.
Ne yazık ki bu, Türkiye’nin en nadir bulunan madeni. ⛏️💎
Kırmızı Kart Görmeyen Futbolcular ve Siyaset Sahası ⚽🟥🚩
Düşünün bir maç hayal edin: Siyaset sahasi, 90 dakikadır kırmızı kart görmeyen oyuncularla dolu.
Fauller öyle acımasız ki, seyirciler tribünde “UTAN!” diye tempo tutuyor. 🥁
Ama hakem (Tek adam), düdüğünü çaldığı anda kırmızı kart yerine kırmızı halı seriliyor sahaya.
Çünkü bu oyunda kurallar:
Gol atana kadar her şey mübah diyenler tarafından yazılmış. 📜🏆
Bu maçı kurtaracak tek şey, oyuncuların yüzlerinin kızararak “ben faul yaptım” demesi. Belki o zaman, saha “utanç” değil, “onarım” için sulanır. 💦🌱
Utanç, Son Model Bir Tesla mı? 🚗💎🔋
Utanç, Son Model Bir Tesla mı? 🚗💎🔋
Günümüz Türkiye’sinde “utanç” kavramı, artık lüks bir aksesuar.
Tıpkı elektrikli araba gibi:
Herkes övünüyor ama kimse fişe takmıyor. 🔌
Oysa gerçek utancın motoru, insanın içindeki vicdan dinamosu. ⚡
Şarjı bitmiş siyasetçilere sorulsa: “Utanç mı? O da ne?
Bizim zamanımızda yoktu!” ⌛
Meclis’te “utanç” kelimesi geçtiğinde otomatik olarak yasaklanıyor, çünkü sistem bu kelimeyi “tehlikeli içerik” olarak işaretlemiş. 🚨📵
Sonuç: Belki de Türkiye’yi kurtaracak sihirli formül, laboratuvarda değil, insanın yüzündeki kızarma refleksinde saklıdır.
Meclis’te “utanç” kelimesi geçtiğinde otomatik olarak yasaklanıyor, çünkü sistem bu kelimeyi “tehlikeli içerik” olarak işaretlemiş. 🚨📵
Sonuç: Belki de Türkiye’yi kurtaracak sihirli formül, laboratuvarda değil, insanın yüzündeki kızarma refleksinde saklıdır.
Bir gün gelir, bir siyasetçi çıkıp “evet, yanlış yaptım” der ve yüzü kıpkırmızı kesilir. 🍅
İşte O an, halkın gözlerinde parlayan umut, tüm kutuplaşmayı eritecek bir güneşe dönüşür. ☀️
Utanç, siyaset çölünde kaybolmuşlar için son vaha olabilir. 🌵🌴
Utanç, siyaset çölünde kaybolmuşlar için son vaha olabilir. 🌵🌴
Yeter ki kırmızı yüzler,(Bu kez halk) “ben burada bir hata gördüm” diyen birer bayrak olsun. 🚩
Utanmanın erdemi şiiri:
Maskeler düştü, yüzler aşikâr ey ahali,
Kimse utanmıyor artık yalandan, hileden. 🎭
Her biri bir köşede “krallık” kurdu,
Koltuk sevdalısı kifayetsizler, siyaset erbabı oldu ⚔️
Siyaset meydanında kırmızı kart yok,
Siyaset meydanında kırmızı kart yok,
Hile var,
Halk “Utan!” diye haykırsa da,
Halk “Utan!” diye haykırsa da,
Sahaya seriliyor hep kırmızı halılar. 🟥🗣️
Bir yüz kızarsa yere bakarak,
Gerçeğin gülü umut olup, yarınlara açacak 🌹✨
Utanç bir erdem ise, fişi çekilmeli riyanın yalanın,
Vicdanın pili bitmiş, vefa ışığı sönmüş meydanların. 🔋🚫
Ey Tanrım, bu utanmazlar dünyasında,
Bir utanmış yiğit gönder,
Bir yüz kızarsa yere bakarak,
Gerçeğin gülü umut olup, yarınlara açacak 🌹✨
Utanç bir erdem ise, fişi çekilmeli riyanın yalanın,
Vicdanın pili bitmiş, vefa ışığı sönmüş meydanların. 🔋🚫
Ey Tanrım, bu utanmazlar dünyasında,
Bir utanmış yiğit gönder,
Şerefiyle doldursun bu boş kadehleri. 🙏
Yüzü kızaran son insan doğarsa eğer,
Siyaset çölünde o vakit umut şafağı söker 🌅❤️
Yüzü kızaran son insan doğarsa eğer,
Siyaset çölünde o vakit umut şafağı söker 🌅❤️
Pişkinliğin, kibrin gölgesinde kalanlar,
Utanmanın ne demek olduğunu sanırlar.
Hırsızlığın karanlığı kaplarken her yanı,
Utanmanın ne demek olduğunu sanırlar.
Hırsızlığın karanlığı kaplarken her yanı,
Utanmak gerek der, vicdanların feryadı.
Yalanın ağırlığı altında ezilirken,
İftiranın zehri damarlara siner.
Hırsızlığın karanlığı kaplarken her yanı,
Utanmak gerek diyor, vicdanların feryadı.
Pişkinliğin maskesi düşsün artık yüzlerden,
Arsızlığın sesi dinmeli kinayeli sözlerden.
Kızarmalı yüzler dökülmeli gözlerden yaşlar
Özür dilerken yürekler, belki temizlenir kalpler.
Utanmak, kibrin panzehri,
Zifiri karanlıkları bile deler,
Özür dileyebilen yüzü kızaran,
İşte onlarla kurtulacak bu vatan.
Kızarıp bozaran al yanaklar isterim,
Yalan söylemekten utanan gözler.
Yalan dolan, iftira, kibir yasak olsun,
Allah'ım bu ülke artık huzur bulsun.
Şiir. Ahmet ATAM
Yalanın ağırlığı altında ezilirken,
İftiranın zehri damarlara siner.
Hırsızlığın karanlığı kaplarken her yanı,
Utanmak gerek diyor, vicdanların feryadı.
Pişkinliğin maskesi düşsün artık yüzlerden,
Arsızlığın sesi dinmeli kinayeli sözlerden.
Kızarmalı yüzler dökülmeli gözlerden yaşlar
Özür dilerken yürekler, belki temizlenir kalpler.
Utanmak, kibrin panzehri,
Zifiri karanlıkları bile deler,
Özür dileyebilen yüzü kızaran,
İşte onlarla kurtulacak bu vatan.
Kızarıp bozaran al yanaklar isterim,
Yalan söylemekten utanan gözler.
Yalan dolan, iftira, kibir yasak olsun,
Allah'ım bu ülke artık huzur bulsun.
Şiir. Ahmet ATAM
Not: Bu yazıyı ve şiiri okurken yüzünüz kızardıysa, lütfen siyasete aday olun. Çünkü bu ülkenin sizin gibilere ihtiyacı var! 😊🗳️✨