KÜTAHYA MİLLİ MÜCADELE KAHRAMANI TEPECİKKÖYLÜ HALİL EFE

Kütahya milli mücadele kahramanları Tepecik köylü Halil Efe, Kütahya tavşanlı Millî Mücadele Osmanlı İmparatorluğunun son yıllarıdır.

Millî mücadele de Kütahya
Kütahya Millî Mücadele


Millî mücadele de Kütahya

Düşman Anadolu'yu işgal etmiş bununla birlikte siyasi otorite boşluğundan faydalanan çapulcu Ermeni çeteleri kol gezmektedir.

Tepecik Köylü Çolak Efe ve Kabakçı çetesi Yunan birliklerine aman vermiyordu.
Yunanlılar tarafından Tavşanlı'ya bucak müdürü olarak tayin edilen Ethem Ruhi de Türk Ajanlığı yapıyordu.
Yunanlılar hesabına köylere teftişe çıkıyor görünerek elde ettiği haberleri Türk Milli Hükumetine ve bağlı kuvvetlere haber veriyordu.

7 Ay sonra Ermenilerin bunu fark edip şikâyet etmesi üzerine Ethem Ruhi Tavşanlı'dan alındı.
Tavşanlı’nın işgal günlerinde Tepecik Köylü ‘Çolak Efe’ Yunanlıların gündemindeki en tehlikeli isimdir.
Zira bu çevrede yapılan tüm çete savaşlarında düşmana en ağır darbeyi vuran kişidir.
Bilhassa ‘Ceviz deresi Savaşında’ siper ettiğini dürbünle fark eden Yunan subayı kesif bir hücumu onun üzerine yaptırmasına rağmen kendisini korumuş, üstelik oradan düşmanın kaçırdığı silah ve cephane yüklü katırı çevirerek cephane sıkıntısı çeken çetelere ulaştırmış olup bunların moral kazanmaları ile Ceviz Deresi’nin Yunanlılara mezar olmasına sebep olmuştur.


Çolak Efe üstün nişancılık kabiliyetini, zekâsı ile birleştirerek katıldığı bütün çete savaşlarının zamanlamasını çok güzel planlıyordu.
İcap ettiği yerde çekilmesini, görünmesi gereken yerde de görünmesini iyi biliyordu.

En Önemli meziyetlerinden biri de, çevre halkına çok zarar veren, eşkıyaların amansız düşmanı olmasıdır.
O dönemler de Tavşanlı İlçe Jandarma Komutanı Hurşit Bey’le beraber bu tip eşkıyaların hepsini teker teker temizliyorlar.
İstiklal Harbinden sonra ömrünün büyük bir kısmını avcılıkla geçirmiş, köyüne bir camii yaptırmış (Çolak Camii) ,1961’de Tepecik Köy’ de vefat etmiştir.

Yunanlıların Tepecik Köye en ufak bir zararının dokunmamasında Çolak Efe’nin önemli bir etken olduğu biliniyor.
1922 İlkbaharında Emet ve Sülya da bazı vatandaşların oradaki Yunan karakollarında birkaç İşgalci Yunanı öldürmesi üzerine, buralara Yunan Taburu gönderen Kütahya'daki Yunan İşgal Bölge Komutanlığı birliklerinin ve Zamanistin yok edilmesi üzerine (Ceviz dere savaşları) Tavşanlı'ya bir general 35 Subay ve yeteri kadar asker göndermişlerdi.

Askerler Tavşanlının etrafında çadırlı ordugâh kurdular. Tavşanlı, Emet ve Sülya yakılacaktı.
Tavşanlının yakılacağını Tavşanlıda ki yerli Ermeniler öğrenmiş müthiş bir telaşa kapılmışlardı.
Zira kendi evleri ve malları da yanacaktı.

Telaş halinde o devirdeki Belediye başkanı, ileri gelenleri ve müftü ye başvurarak yardım istediler ve beraber bölgedeki Yunan generaline çıktılar. Tavşanlı da hemen hemen hiç erkek kalmadığını, kalanların ise kadın ve çocuklar olduğunu, bu sebepten dolayı kimseye zararları dokunmayacağını söylediler.

Tavşanlı'nın yakılmaması için Trikopisten izin alınmasını istediler.
Durum telsizle Trikopis'e bildirildi.
Yakılmaması için emir geldi.
Tavşanlı böylelikle yakılmaktan kurtuldu.

26 Ağustos 1922 Taarruzu Yunan generalini, subaylarını ve Tavşanlıda ki Ermenileri şaşkına çevirdi.
2 Eylül 1922 günü öğleden sonra Tavşanlı'yı boşaltmaya başladılar.
3 Eylül günü askerlerin hepsi yerli Ermenilerle beraber Kütahya istikametine gittiler.

Yunanlılar Tavşanlıyı 14 Temmuz 1921 günü işgal edip 3 Eylül 1922 de boşalttılar, işgalin sürdüğü 1 yıl 1 ay 15 gün sonra bölgeye huzur günleri geldi.

Tavşanlı halkı topladığı paralarla 400 mavzer satın alarak çok sayıda gönüllü birlikler oluşturmuş, bu birlikleri Salihli ve Emet cephesine sevk ederek Ülkenin istiladan kurtulmasına önemli katkılarda bulunmuştur.


Kaynak: Fevzi Çoşgun - Tavşanlıda Zaman/Sayfa.65

0 Yorumlar

Yorumlarda lütfen saygılı olun