-->
zWZ3ZJ90R4zzhbql6NUZDSuEAK5vmsQ96TEJw5QR
Bookmark

NUTUK - ASKERİ NİGEHBAN CEMİYETİ

nutuk Askeri nigehban cemiyeti



NUTUK

Efendiler, 
Hepiniz biliyorsunuz ki, İstanbul’da Askeri Nigehban Cemiyeti diye bir bozguncu grubu peydah olmuştu, o zaman ki bilgilere göre, bu bozguncu grubun başında bulunanlar .
  • Kiraz Hamdi Paşa, hırsızlıktan dolayı ordudan kovulmuş
  • Kurmay Albay Refik Bey
  • Eski Halaskâr Grubu’ndan Binbaşı Kemal Bey,
  • Eski Bandırma Sevkiyat Başkanı Topçu Binbaşılarından Hakkı Efendi 
  • Ve daha bu dernekle ilişkisini kesip kesmediği bilinmeyen ve ordudan atılmış bulunan Kurmay Binbaşı Nevres Bey gibi çeşitli yolsuzlukları yüzünden ordudan atılmış, yahut da emekli edilmiş bulunan kimselerle, ahlâksızlıkları ile tanınmış az sayıdaki kimselerden ibaretti.
Söz konusu bu dernek, İkdam Gazetesinin 23 Eylül 1919 tarih ve 8123 sayılı örneğinde bir bildiri yayınlamıştı, dernek, bu bildirisiyle, kendilerine vatan ve milletin bekçisi süsünü vermek istiyordu. 
Cevat Paşa’nın Harbiye Nâzırlığı zamanında, bu dernek hakkında kovuşturmaya başlanmıştı, değişikliklerden dolayı arkası kesildi, böyle bir derneğin varlığı ve faaliyeti ordu mensuplarının sinirlerini geriyordu. 
Hey’et-i Temsiliye’ye başvurular başlamıştı.
12 Ekim 1919 tarihinde, Harbiye Nâzırı Cemâl Paşa’dan, kendi başarısı bakımından, bu fesat yuvasının kökünden sökülüp atılmasını ve mensuplarının şiddetle cezalandırılmalarını ve bu yoldaki işlemlerin orduya bildirilmesini rica ettim.

Cemâl Paşa’dan 14 Ekim’de aldığım “bu kesin olarak kararlaştırılmıştır” şeklindeki kısa ve kesin dilli telgrafı 15 Ekim’de bütün orduya özel olarak duyurdum.
Fakat, Cemâl Paşa’nın bu kesin kararının hiçbir zaman uygulandığını hatırlayamıyorum.
İşgali Suçlamayan Bir Siyaset
Efendiler ;
Hatırlayacaksınız, İngilizler Merzifon’u ve arkasından da Samsun’u boşaltmışlardı,bu münasebetle ve Ferit Paşa Kabinesinin düşmesi üzerine, Sivas halkı fener alayı düzenledi ve gösterilerde bulundu. 
Birtakım söylevler verildi, bu sırada halk da, 
kahrolsun işgal
Diye bağırdı.
Sivas’ta yayınlanan İrade-i Millîye Gazetesi, bu olayı olduğu gibi yazdı, dahiliye Nâzırı Damat Şerif Paşa, bu gazetenin haberlerine dayanarak, Sivas iline yaptığı bir bildiride
kahrolsun işgal” şeklindeki yazılar, hükûmetin bugünkü siyasetine uygun değildir diyordu.
Bu ne demektir .
Efendiler? 
Hükûmet işgali suç saymayan bir politika mı güdüyordu? Yoksa, 
kahrolsun işgal” dedikçe,
Memleketi daha çok işgale mi yol açılacaktı? İşgal ve saldırı karşısında, milletin sessizlik ve sükûnet içinde kalması, işgalden tepkilenmiş görünmemesi mi akla ve politikaya uygundu?

Böyle sakat ve hayvanca bir düşünce, çöküş ve yokoluş uçurumuna kadar tekmelenmiş bir devleti kurtarabilecek siyasete temel olabilir miydi?
İşte bu münasebetle
12 Ekim 1919 tarihinde, Harbiye Nâzırı Cemâl Paşa’ya yazdığım bir telgrafta: 
Vatanın bir kısmının boşaltıldığını gören milletin, bu şekilde, hattâ daha da belirgin bir şekilde, duygularını açığa vurmuş olmasını pek uygun ve yerinde gördüğümüzü ve milletin gerçek
duygularına dayanarak hükûmetin bu haksız işgalleri siyasî bir dille resmen reddetmesini, bugüne kadar Ateşkes Anlaşması‘na aykırı olarak yapılmış müdahaleleri protesto ederek, yapılanların düzeltilmesini isteyeceğini beklemekteyiz” 
Dedikten sonra, “bu vesileyle, hükûmetin gütmekte olduğu politikada Hey’et-i Temsiliye’ce henüz bilinmeyen noktalar varsa, aydınlatılmasını” rica ettim.
Temsilcimiz ve Harbiye Nâzırı Cemâl Paşa’nın cevabı pek ilgi çekicidir. 
18 Ekim 1919 tarihli olan bu cevapta şu cümlelerin taşıdığı anlam dikkate değer: 
Millî dâvâ çerçevesi içinde işleri yürütme sorumluluğunu yüklenmiş olan İstanbul
Hükûmeti, tutumunda ve işlerinde siyasî mecburiyetleri kollamak, yabancılara karşı daha konukseverce ve yumuşakça hareket etmek zorunda”dır.

Yorum Gönder

Yorum Gönder

Yorumlarda lütfen saygılı olun