-->
zWZ3ZJ90R4zzhbql6NUZDSuEAK5vmsQ96TEJw5QR
Bookmark

NUTUK HARBİYE NAZIRI CEMAL PAŞAYA ELEŞTİRİ

nutuk seçmeler



Nutuk - Süngülerini Milletin Kalbine Saplayan ve  yabancıları Misafir Sayan Bir Harbiye Nazırı

Efendiler ;
Ali Rıza Paşa Kabinesi ve o kabinede Harbiye Nazırı olan kişi, aziz vatanımızı işgal eden, süngülerini milletin can evine saplayan düşmanları misafir gibi kabul ediyor ve onlara karşı konuk severce ve yumuşakça harekette bir zaruret görüyor. 

  • Bu ne görüştür
  • Bu ne kafadır? 
  • Milli dava bu mudur ?

Harbiye Nazırı .

Özellikle milli teşebbüslerinin yanlış yorumlanması yolunda girişilen faaliyetlerin daha güçten düşmediği şu sıralarda, işaret ettiğim dikkatli davranışların yersiz olmadığı kabul buyurulur 

İnancında olduğunu söyleyerek, milli teşebbüslerden zarar görülmüş olduğunu anlatmaya, bu yüzden meydana gelen kötülüğü tamir için tedbirlerinin yersiz olmadığını bize de kabul ettirmek ustalığını göstermeye çalışıyor.
Harbiye Nâzırı Cemal paşa, telgrafını şu cümle ile bitiriyor:

Olgunluğunu, eserleri ile ispatlamış olan yüce milletin güvenini kazanmış bulunan bugünkü hükûmetin, işlerinde serbest kaldıkça, dışarıya karşı sözünü daha çok dinleteceği açık bir gerçek olduğuna göre, saygıdeğer Hey’et-i Temsiliye’den hükûmetin yaptığı işleri daha çokdesteklemelerini ric a ederim.


Efendiler .

Cemâl Paşa, gerçekten önemli noktalara dokunuyor .
Önce, milletin olgunluğunu ispat ettiğini söyleyerek, bizim millet adına öne düşüp yol göstermemize ihtiyaç olmadığını dolaylı bir şekilde hissettirerek, bizi millet nazarında gereksiz bir takım müdahaleciler sayıyor. 
İkinci olarak, bizim hükûmeti serbest bırakmadığımızı ve bu yüzden dışarıya karşı sözünü dinletmeye engel olduğumuzu söylüyor.

Efendiler, 

Yüce milletimizin olgunluğunu ispat eden eserler, Erzurum, Sivas Kongreleri ile bu kongrede aldığı kararlar, bu kararların uygulanmasına çalışmak şekliyle birlik ve dayanışma yaratılmaya başlanması ve Sivas Kongresi’ni yapanları yok etmeye kalkışan Damat Ferit Paşa Kabinesi’ni
düşürmek gibi işler, davranışlar ve uyanıklıktı, Bu kadarla yetinmek, bütün bu hareket ve faaliyetlerde olduğu gibi bundan sonra da millete önderlik etmek gibi vicdanî bir görevden vazgeçerek hükümeti serbest bırakabilmek, ancak bir şartla mümkün olabilirdi. 

O da, serbest kalmaya lâyık olduğu anlaşılacak, Millet Meclisi’ne dayalı millî bir kabinenin memleket ve millet mukadderatını gerektiği şekilde üstlendiğine inanmaktı. 
Milletin, 

Kahrolsun işgal! 

Şeklindeki protestosunu boğmaya çalışan, duygu ve kavrayıştan yoksun hayvanca insanlardan kurulu ve içinde hainler bulunan bir hey’etin ahmakça, bilgisizce ve miskince hareketlerine seyirci kalmak, akıl ve anlayış sahibi vatansever kimselerden beklenebilir miydi?!..

Efendiler ;

Cemâl Paşa: 
Milletin güvenini kazanmış bulunan bugünkü hükûmet”sözüyle pek büyük ve apaçık bir yalana başvuruyordu, milletin hükûmete güven duyup
 duymadığı daha belli değildi, bu söz ancak ve hiç olmazsa, kabine Millet Meclisi huzurunda güven oyu aldıktan sonra söylenebilirdi, oysa, daha Millet Meclisi’nin üyeleri bile seçilmiş değidi.
Harbiye Nâzırı bu sözü söylediği dakikada, yalnız bir tek kişinin güvenini kazanmış bulunuyordu, o da devlet başkanlığı makamını kirletmekte olan hain Vahdettin idi .
Hey’et-i Temsiliye’nin kendileri ile uyuşmaya ihtiyaç duymuş olmasını, millet adına güvene sahip olmakmış gibi kabul etmek istiyordu. 
Eğer maksatları bu idiyse, milletin kendilerine güven aracı olan bu hey’eti aradan çıkarma gereği nereden doğuyordu?
Millî Teşkilât Genişliyor ve Güçleniyor

Efendiler ;
Ferit Paşa Hükûmeti’nin düşmesi, memlekette kararsızlık içinde bulunan bazı yerlerin de duyguları ve maneviyatları üzerinde olumlu etki yaptı, her tarafta sivil ve askerî idareciler başta olmak üzere, teşkilâtlanmaya hız verildi.




Ali Fuat Paşa, batıdaki illerin hemen hepsi ile ilgilendi.

Eskişehir
Bilecik ve arkasından 
Bursa bölgelerinde 

Bizzat dolaşmak ve gereken kimselerle haberleşmek şekliyle çalışıyordu.
Balıkesir’de bulunan Albay Kâzım Bey (Meclis Başkanı Kâzım Paşa), o bölgenin millî teşkilât ve askerî hazırlıklarıyla ilgileniyor ve uğraşıyordu.
Bursa’da bulunan Albay Bekir Sami Bey1, 8 Ekim’de, Ferit Paşa’nın adamı olan valiyi İstanbul’a göndererek, Kongre’nin kararlarını uygulatmaya başlatmış ve bir merkez hey’eti oluşturmuştu.
Millî teşkilât ile uğraşıldığı kadar, milletvekili seçimi ile de büyük bir ilgiyle uğraşılıyordu.
Memleketteki bütün millî kuruluşların aynı ad altında, Hey’et-i Temsiliye’ye bağlı olması ilkesi izleniyordu.

  • Eskişehir
  • Kütahya
  • Afyonkarahisar bölgelerinde 

Teşkilâtın kuvvetlendirilmesi için, 

  • Aydın
  • Konya
  • Bursa
  • Balıkesir

Bölgelerinde bağlantı kolaylığı sağlayıcı tedbirler alınıyordu, batı Cepheleri üzerinde Harbiye Nezareti’ne bilgi veriliyor, hükûmetçe ne gibi işler ve tedbirler düşünüldüğü de sorularak hükûmetin ilgisi çekilmeye çalışılıyordu.
Efeler tarafından idare edilen Aydın Cephesindeki kuvvetlere bir komutan gönderme konusu düşünülmeye başlandı. 
İşgal altındaki yerlerde gizli millî teşkilât kurulması için 14 Ekim’de Ali Fuat Paşa’ya ve Afyonkarahisar’daki 23. Tümen Komutanı Ömer Lütfü Bey’e yazıldı, bununla birlikte, bu tarihlerde, daha bazı yerlerden amacın iyice anlaşılamadığı görülüyordu. 
Örnek olarak;
Redd-i İlhak Cemiyetleri’nin kendi adlarına tebliğler yayınladıkları oluyordu 10 Ekim 1919 tarihinde Redd-i İlhak Cemiyeti Başkanı‘nın imzası ile
gönderilen bir yazıda, 20 Ekim’de büyük bir kongrenin toplanacağı, bu kongreye iki temsilci gönderilmesi illerden isteniyor ve bir takım tedbirler alınması bildiriliyordu.

Öbür taraftan ;
Karakol Cemiyeti’nin de İstanbul’dan başka Bursa yöresinde de faaliyette bulunduğu anlaşıldı, bu dağınıklığın önüne geçmek için gereken tedbirler alındı.
Özellikle ;

  • Ali Fuat Paşa’ya, Balıkesir’de 
  • Kâzım Paşa’ya, Bursa’da 
  • Bekir Sami Bey’e, Bursa Merkez Hey’etine gerektiği şekilde yazıldı.

İtilâf ve Hürriyet Cemiyeti de düşmanlarla birlikte Anadolu’da millî davaya karşı örgütlenmek üzere yetmiş beş kişi göndermiş, bu haber alındı. Kolorduların dikkati çekildi, İstanbul’da gizli çalışmaya karar verildi. Teşkilâtın daha da genişletilmesi için Trakya’ya Cafer Tayyar Bey aracılığıyla talimat verildi.


Yorum Gönder

Yorum Gönder

Yorumlarda lütfen saygılı olun