TÜRKİYE DE SINIF AYIRIMI

Türkiye'de Sınıf Ayrımı

Türkiye'de Orta Direk Neden Yok Oluyor? Ekonomik Ayrışma ve Toplumsal Etkileri


Türkiye'de son yirmi yılda yaşanan ekonomik değişimler, orta sınıfın zayıflaması ve gelir eşitsizliğinin artması gibi önemli sonuçlar doğurdu. Bu makalede, orta direğin neden yok olduğu, ekonomik ayrışmanın boyutları ve bu durumun toplumsal etkileri üzerinde duracağız.

Türkiye'de Sınıf Ayrımı Ve Orta Direğin Zayıflamasının Nedenleri

  1. Küreselleşme ve Teknolojik Değişim: Küreselleşme, üretim süreçlerinin uluslararasılaşmasına ve rekabetin artmasına yol açtı. Bu durum, bazı sektörlerde iş kayıplarına ve ücretlerin düşmesine neden oldu. Teknolojik değişim ise, bazı mesleklerin önemini azaltarak işsizliği artırdı.

  2. Ekonomik Krizler ve Enflasyon: Türkiye, son yirmi yılda bir kaç kez ekonomik kriz yaşadı. Bu krizler, işsizliği artırdı, gelirleri azalttı ve enflasyonu yükseltti. Enflasyon, özellikle sabit gelirli olan orta sınıfı olumsuz etkiledi.

  3. Eğitim ve İstihdam Politikaları: Eğitim sistemindeki sorunlar ve istihdam politikalarındaki yetersizlikler, gençlerin iş bulmasını zorlaştırdı. Bu durum, orta sınıfın büyümesini engelledi.

  4. Vergi Politikaları: Vergi sistemindeki adaletsizlikler, gelir dağılımını bozdu ve orta sınıfın üzerindeki yükü artırdı.

Ekonomik Ayrışmanın Boyutları

Araştırmalar, Türkiye'de gelir eşitsizliğinin son yıllarda arttığını gösteriyor. En zengin yüzde 1'lik kesim, toplam gelirin önemli bir bölümünü alırken, orta sınıfın payı giderek azalıyor. Bu durum, toplumda ekonomik ayrışmanın derinleşmesine neden oluyor.

Toplumsal Etkileri

  1. Sosyal İstikrarsızlık: Ekonomik ayrışmanın artması, toplumda gerilimlere ve çatışmalara yol açabilir. Orta sınıfın zayıflaması, toplumsal istikrarı tehdit edebilir.

  2. Demokratik Değerlerin Zayıflaması: Ekonomik zorluklar yaşayan insanlar, siyasi sisteme olan güvenlerini kaybedebilirler. Bu durum, demokratik değerlerin zayıflamasına neden olabilir.

  3. Eğitim ve Sağlık Hizmetlerine Erişimde Eşitsizlik: Ekonomik durumu iyi olmayan aileler, eğitim ve sağlık hizmetlerine erişimde zorluklar yaşayabilirler. Bu durum, toplumsal eşitsizlikleri artırabilir.

  4. Tüketim Alışkanlıklarında Değişim: Orta sınıfın zayıflaması, tüketim alışkanlıklarını da değiştiriyor. İnsanlar, temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanırken, lüks tüketime daha az harcama yapıyorlar.

Sonuç

Türkiye'de orta direğin zayıflaması ve ekonomik ayrışmanın artması, önemli bir sorundur. Bu sorunun çözümü için, politikaların yeniden gözden geçirilmesi, eğitim ve istihdam politikalarının iyileştirilmesi ve vergi sistemindeki adaletsizliklerin giderilmesi gerekmektedir. Aksi takdirde, ekonomik ayrışmanın toplumsal etkileri daha da derinleşebilir.

Sınıf Ayrımı Şiiri

Bir şehir düşün, iki yaka:  
Biri toprak, diğeri altın kaplama, 
Bir yanda şampanya patlar, balonlar uçar,  
Öte yanda ekmek kuyrukları uzar  

Bir şehir kuruldu, iki göbekli,
Biri camdan, biri tenekeden.
Camın içinde şampanya köpürür,
Tenekenin dibinde çay demlenir,

Gökdelenler, camdan kaleler,  
İçinde yalnız rüyalar değil, gerçekler de yüzer.  
Aşağıda, sokaklar çamur, umutlar paslı,  
Yukarıda, asansörler yıldızlara yaslı.  

Bir otomobil geçer, camlar koyu renkli,  
İçinde bir çocuk, elinde tablet, neşeli.  
Yol kenarında  bir başka çocuk, 
Ayakkabısı delik, gözleri nemli.
 
Market rafları pırıl pırıldır,  
Açlık ise bir sanat eseri, duvarlara asılıdır.  
Bir tarafta "indirim" yazar dev harflerle,  
Diğer yanda "hayat" indirimsiz, 
Ne dersen de.  

Alışveriş merkezleri, tapınaklar gibi yükseldi,
İçinde markalar tanrı, indirimler ayin.
Bir çocuk, vitrinde gördüğü oyuncağı çaldı,
Diğeri, oyuncağın fiyatını sorunca,
Babası derin bir kedere daldı.

Bankalar, servetin mabedi oldu,
Krediler, dualar gibi yükseldi arşa.
Biri faizle zengin olurken, 
Diğeri talim etti üç kuruş maaşa.
 
Sokaklar, iki renge büründü,
Biri altın sarısı, biri toprak karası.
Altın sarısı, güneşi bile satın aldı,
Toprak karasının elinde
Üçün biri kaldı.

Gelecek, bir tren gibi geçti aradan,
Biri birinci sınıfta, biri vagonda.
Birinci sınıf, menüyü seçti,
Vagondaki,
Menüdeki resme baka kaldı.

Ve bir gün, şehir ikiye bölündü,
Biri yukarıda, biri aşağıda.
Yukarıdakiler, yıldızlara dokundu,
Aşağıdakiler, 
Yıldızların düşen tozunu yaladı.

Sonunda, şehir bir aynaya dönüştü,
Biri baktı, kendini gördü,
Diğeri baktı, 
Kendini kaybetti.

Ve zaman, bir palyaço gibi güldü,
Dedi ki!
Her trajedi, kendi kara mizahını doğurur  
Biri ağlarken biri gülerse
Kıyametin sesi tez vakit de duyulur.

Şiir: Ahmet ATAM
  
Next Post Previous Post