Kürt sorunu mu: Kültür sorunu mu Kürtlerin sorunu mu? Sorunun sadece tarihsel ekonomik ve siyasi yönleri değil, aynı zamanda kültürel bir boyutu da vardır, yazı daha çok olayın kültürel yönünü ele alan bir yazı olacaktır.
Kürt sorunu
Kürt sorunu, etnik bir mesele olmaktan ziyade, vatandaşlar ve devlet arasındaki normal ve hukuki değerlere karşı çıkan gayrimeşru ve yasa dışı bir feodal eşkıyalık asabiyesi şeklinde ortaya çıkan bir medeniyet sorunudur.
Devleti tanımlama ve devlete bakış açıları doğrultusunda kamu hizmetlerini farklı değerlendiren yöre halkı, fatura ödememekte direniyor, denetime karşı çıkıyor, kaçakçılık hızla artıyor, beyaz ticaret ve yeraltı mafya işleri onların kontrolünde. Kanunları hiçe sayıyor, ayrıcalıklı bazı haklar istiyor ancak temel görev ve sorumlulukları yerine getirmiyor, hakkın görevden önce geldiğini var sayıyorlar.
Bütün bu olumsuzluklara rağmen, ayrıcalıklı bazı hakları bir kenara bırakarak, herkesi temel hak sahibi bir vatandaş olarak gören bir cumhuriyet ve her türlü utanç verici duruma rağmen, bölgeye karşı oldukça hoşgörülü bir devlet bulunmaktadır, hem entelektüel hayatta hem de sosyal ve siyasi hayatta.
Sayısız kültürel farklılıklar nedeniyle, Yüzyıllardır Kürtlerle birlikte yaşamamıza rağmen hala tam anlamıyla entegre olamadık. Peki, b kültürlerimiz tamamen farklı olan Araplar ve Afganlarla hatta Afrikalılar ile nasıl bir araya gelecek nasıl bir ortak kültür oluşturacağız?
Şehir yaşamına uyum sağlayanlar da bu sorunla karşılaşıyorlar neredeyse ülke genelinde. Ancak doğdukları yerde yaşayanlar, şehirde getto tarzı bir yaşamı benimseyenler veya aynı apartmana yerleşen ailelerin hepsinde bu tür sorunlar oldukça yaygın.
1937-38 Dersim Harekatı, Cumhuriyet otoritesini reddeden ve kendi feodal düzenlerini sürdürmek isteyenlere karşı gerçekleştirilmiştir. Bölgedeki ağalar, Şıhlar ve şeyhlerin zulmünden ve suçlarından mustarip olan halk, rahat bir nefes almıştır. Lakin aradan 100 yıla yakın bir zaman geçmiş zemin ve şartlar değişmiştir.
Evet, Kürt sorunu, aslında bir medeniyet sorunudur, doğru. Ancak asıl sorun, devletin (ve dolayısıyla egemen halkın da) günün şartlarına uygun çözüm bulamaması yada çözüme yanaşmamasıdır..
Hiçbir siyasi ideolojinin çığırtkanlığını yapmıyorum sade bir vatandaş olarak naçizane çözümüm, Anayasal haklar çerçevesinde daha fazla demokrasi, kültürlere ve yaşam tarzlarına duyarlı bir yönetim biçimi öneriyorum.
Çözüm vardır ve kolaydır toplumun üzerinde uzlaşma sağlayacağı yeni bir anayasa gerektirir kimsenin de burnu kanaması gerekmez, belediyeleri kaldırın, ve valiliklere bağlayın, Valileri de halk seçsin, kısaca 81 İl, 81 Eyalet.
Ahmet ATAM
Yorum Gönder