-->
zWZ3ZJ90R4zzhbql6NUZDSuEAK5vmsQ96TEJw5QR
Bookmark

Türkiye ve Mülteci Sorunu

Sığınmacıların gittikleri ülkeler üzerinde ekonomik siyasal sosyal ve kültürel etkileri


Sığınmacıların gittikleri ülkeler üzerinde ekonomik siyasal sosyal ve kültürel etkileri

Türkiye, dünyanın en fazla mülteciye ev sahipliği yapan ülkelerden biri. Bu durum, hem sosyal hem de ekonomik açıdan birçok sorunu beraberinde getiriyor, Türkiye'nin mülteci kriziyle başa çıkmak için uygulayabileceği somut çözümler neler olabilir.

Dünyanın en zengin devletleri, Amerika duvar örüyor, Avrupa tel örgüler çekiyor biz Arap ülkelerinin bile almadığı Arapları Ensar yutturmacası ile bağrımıza basıyoruz, bu dünyada bizden daha büyük ahmak yok herhalde.

Basından izlediğim kadarı ile Avrupa şu anda büyük bir şok yaşıyor. Aşırı sağ partiler, son parlamento seçimlerinde tüm Avrupa'yı etkisi altına aldılar. Fransa'da Macron, parlamentoyu feshederek seçimlere gidiyor. Belçika başbakanı ise istifa etti.
Avrupa'nın kurduğu sömürü düzeni şimdi onları etkiliyor, sığınmacı sorunu gibi küresel sorunlar Avrupa siyasetini değiştiriyor.

Avrupa bir müddettir üç kuruş para vererek kaçak sığınmacı ve mültecileri Türkiye'ye kilitliyor, amacı hem sığınmacılardan kurtulmak hem de Türkiye'nin ekonomik ve siyasi olarak çöküntüye uğramasını sağlamak, bir taşla iki kuş.

Bu dalganın Türkiye'yi de etkilememesi mümkün mü? 
Özellikle sığınmacı sorunu Türk siyasetini etkiliyor, bu göz ardı edilmemeli.
Örneğin, Zafer Partisi'nin yükselişi buna bir işarettir.
Böyle giderse ilk seçim sonra Türk siyasetinde merkez tamamen çökebilir.

Kim haklı sığınmacılar mı ev sahipleri mi?


Her ülkenin kendi kaderini yaşaması gerektiği ve yanlış giden şeyleri kendi düzeltmesi gerektiği doğrudur. 
Ortadoğu ve Afrika ülkelerinde hastalık, kıtlık ve iç savaş gibi sorunlar varken, nüfusları artmaya devam ediyor. 
Ancak bu sorunlarını çözmek için bir şey yapmıyorlar. 
Kendi sorumluluklarını yerine getirmeyen insanların başkalarından yardım beklemeye hakları yok. 

Avrupa bin yıldır birbirini savaşarak geçirdi ve bugünkü düzenlerini kurmak için çok bedel ödediler. 
Bu nedenle kurdukları düzeni paylaşmak istememeleri anlaşılır bir durum. 
Özellikle düzenlerini mahvetmek isteyenlerin geldiğini düşünürsek, onların bu konudaki tutumları haklıdır. 
Sol hümanist düşüncelerin, sağa göre daha çok kan dökülmesine sebep olduğu ve sadece süslü laflardan başka bir şey sunmadığı doğrudur. 
Gelecekte Hırvatistan, Polonya gibi mülteci kabul etmeyen ülkeler, daha güvenli ve refah seviyesi yüksek ülkeler olacak.

Avrupa halkının seçimlerdeki tutumunu takdir ediyorum, çünkü sığınmacılar konusunda ülkelerinin geleceğini düşünerek oy kullandılar. Türk halkının da aynı duyarlılıkla hareket etmesi çok önemlidir. Sığınmacılar Türkiye'nin milli güvenlik sorunları arasında yer almaktadır.

Türkiye'de sağ partilerin sığınmacı istilasına bakışı:


Normal ülkelerde düzensiz göçmenler ve mülteci krizi sol ve merkez oluşumlarını zayıflatıp aşırı sağı tetiklerken, Türkiye gibi "bozuk" ülkelerde göçmen meselesi sol ve merkez sağ oluşumlar tarafından dile getirilmek zorunda kalır. 
Peki, Türkiye'nin aşırı sağı var mı? 
Elbette var, ancak onlar ülkeyi yöneten Arapçı, ümmetçi gerici sözde muhafazakar sağ ile omuz omuza vererek kendi çapında "derin" devletçilik, mafyacılık oynamaktadır.

Türkiye'de sağ akımın temsilcileri genellikle ümmetçi düşüncelere sahipken, milliyetçi gruplar daha az etkili.
Ayrıca, genetiğiyle oynanmış Türk olarak adlandırılan bir grup da var.
Bu grup, mafya faaliyetlerini milliyetçilik olarak algılayan bir anlayışa sahip. değişmiyor gibi görünüyor.

Sığınmacı sorunu nasıl çözülür?


Son 10 yılda inanılmaz bir artış gösteren ve özellikle 2021 ve bu yıl yoğun mülteci göçüne maruz kalan ülkemiz maalesef ki. Bunun nedeni yanlış göç politikası dışında, mevcut iktidarın Orta Doğu Arap hayranlığının da etkisi oldu. 
Savaştan kaçan Suriyeli sığınmacıları hiçbir Arap ülkesi almazken, hepsinin Türkiye'ye alınmasının ardından diğer birçok ülkenin (Pakistan, Afganistan, Irak, Yemen, vs.) vatandaşları da kaçak yollardan gelmeye başladı. 

Durum öylesine vahim bir halde ki kadınlar bile sokakta rahat gezemiyorlar. Kadınlar, çocuklar ve hatta biz erkekler bile hiçbirimiz güvende değiliz. 
Birimizin başının belaya girmesi an meselesi. 
Peki, ne olacak? 
Bu böyle devam mı edecek? 

Sığınmacı ve mültecilerde rant sağlayanlar:


Ucuz işgücü olan bu sığınmacıları üç kuruşa çalıştıran firma patronları, evlerini 5 kat fazla paraya kiraya veren ev sahipleri, ülkenin bu duruma gelmesinde bizim de payımız olduğunu düşünerek rahatsız olabiliyorlar mı? 
Bence olmuyorlar, olsalar bu durumda olmazdık. 

Çözüm basittir, milli birlik ve beraberlik duygusu içinde hareket etmek ve kaçak hiçbir sığınmacıya ucuz işgücü gözüyle bakmamak, pahalı fahiş fiyata evini kiraya vermemek. 
Şartlar eşit olduğunda onlar da bizimle aynı seviyeye geldiklerinde, emin olun ülkelerini bırakıp buraya gelmeyeceklerdir. 
Benim düşüncem bu.

Sığınmacı konusu er yada geç mutlaka çözülecektir. 


Sorunu Avrupa’nın hatalarına atmak, Ensar gözü ile bakmak topu taca atmaktır 
Bu günkü İktidar ve paydaşlarının küresel güçler ve dini gerekçelere sığınarak ülkede kargaşaya yol açacak politikalar izlemesi ise ülkeye yapılan en büyük kötülüktür.

Ülkemiz, iktidarın para için teşvik ettiği istilacılar tarafından işgal edilmiştir. 
Ülkenin geleceği tehlikededir ve şu anki ekonomik krizin en büyük nedeni, yaklaşık 15 milyon sığınmacıdır. 
Bu kadar insan için konut, gıda, sağlık ve ulaşım gibi temel ihtiyaçlar karşılanamamaktadır. 
Zaten her şey krize dönmüş durumda ve bu durumdan dolayı yetmiyor.

Mülteci ve sığınmacılar üzerinden Türkiye iki kutba ayrılmış durumdadır, kavgaya mahal yoktur, en basit ve herkesin kabullenebileceği çözüm, halk oylamasına referanduma gitmektir.

Ahmet ATAM
Yorum Gönder

Yorum Gönder

Yorumlarda lütfen saygılı olun