-->
zWZ3ZJ90R4zzhbql6NUZDSuEAK5vmsQ96TEJw5QR
Bookmark

İsrail Türkiye savaşı

İsrail Türkiye savaşı
İsrail Türkiye savaşı

İsrail'in Lübnan, Suriye ve İran'dan sonraki hedefi Türkiyemidir? Türkiye İsrail savaşı olur mu, bu savaşı kim kazanır?

Türkiye ve İsrail arasında olası bir savaşın nasıl gelişebileceği senaryosunu değerlendirirken birçok faktör göz önünde bulundurulmalıdır. Türkiye ile İsrail arasında kara sınırı olmadığı için, böyle bir savaş deniz ve hava kuvvetleri üzerinden gerçekleşecektir. Karşılıklı füze kapasiteleri, hava kuvvetlerinin modernizasyonu, deniz gücü ve lojistik unsurlar önemli rol oynar.

Türkiye’nin Füze Kapasitesi

Türkiye'nin envanterinde İsrail’i vurabilecek menzilde balistik füzeler mevcuttur. Bunlardan en önemlisi Bora füzesidir. Bora, yaklaşık 280-300 km menzile sahiptir ve kara konuşlu bir balistik füze sistemidir. Bu füze İsrail’in bazı bölgelerini vurmak için yeterli menzile sahip olmasa da Türkiye’nin balistik füze kabiliyetini gösterir. Bunun dışında Türkiye'nin SOM seyir füzesi gibi daha uzun menzilli ve hassas güdümlü füzeleri vardır, bunlar havadan ateşlenerek belirli hedeflere ulaşabilir. Lakin sadece son füzesi ile de savaş kazanılamaz.

İsrail’in Füze Kapasitesi

İsrail'in füze savunma sistemleri oldukça gelişmiştir. Demir Kubbe (Iron Dome) kısa menzilli roket ve havan toplarına karşı etkili bir savunma sağlarken, David's Sling ve Arrow gibi daha uzun menzilli füze savunma sistemleri balistik füzelere karşı kullanılmaktadır. Ayrıca İsrail'in Jericho III gibi kıtalararası balistik füze kapasitesi bulunur, bu da İsrail'in stratejik caydırıcılık gücünü arttırır.

Hava Kuvvetleri

Türkiye: Türk Hava Kuvvetleri, F-16 savaş uçaklarının yanı sıra modernize edilmiş envantere sahip olup, insansız hava araçları (İHA) teknolojisinde de önemli ilerlemeler kaydetmiştir. Bayraktar TB2 ve Anka-S gibi silahlı İHA’lar, kara ve deniz hedeflerine karşı etkili olabilir.

İsrail: İsrail Hava Kuvvetleri, modern F-35I savaş uçaklarıyla dünyanın en ileri gelen hava kuvvetlerinden biridir. Ayrıca İsrail, geniş İHA filosu ve hassas güdümlü mühimmatla hava operasyonlarında son derece başarılıdır. İsrail, Türkiye'ye karşı saldırı ve savunma amaçlı hava üstünlüğünü elde etme kabiliyetine sahiptir.

Deniz Kuvvetleri

Türkiye: Türk Deniz Kuvvetleri, donanma ve denizaltı gücü bakımından bölgesel bir aktördür. Modern fırkateynler, korvetler ve denizaltılardan oluşan bir filo ile Ege ve Akdeniz’de güçlü bir varlığa sahiptir.

İsrail: İsrail Deniz Kuvvetleri, daha küçük çaplı olmasına rağmen ileri teknolojiye sahip Saar sınıfı korvetler ve Dolphin sınıfı denizaltılar gibi stratejik unsurlara sahiptir. Bu denizaltılar, nükleer başlık taşıma kapasitesine sahip olmasıyla öne çıkar. Türkiye'de ise nükleer güç yoktur.

Sonuç

Muhtemel bir Türkiye-İsrail savaşı deniz ve hava gücü üzerinden şekillenir. Türkiye, geniş bir coğrafyada yer aldığı ve donanma gücü güçlü olduğu için Akdeniz’de belirli avantajlara sahip olabilir. Ancak İsrail’in üstün hava gücü, savunma sistemleri ve stratejik füze kapasitesi göz önüne alındığında, hava üstünlüğünü koruyabileceği bir savaş senaryosu mümkündür. 
Ayrıca iki ülkenin de NATO ve ABD ile olan ilişkileri dikkate alındığında, olası bir savaşın bölgesel ve küresel dengeleri derinden etkileyeceği ve diplomatik müdahalelerin kaçınılmaz olacağı öngörülebilir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İsrail’in sonraki hedefinin Türkiye olabileceği yönündeki açıklaması.

Türkiye-İsrail ilişkilerinde artan gerilimlerin ve bölgesel dinamiklerin bir yansıması olarak yorumlanabilir. Bu tür bir ifade, doğrudan bir askeri tehdit anlamına gelmeyebilir, ancak daha geniş bir stratejik uyarı ya da diplomatik bir mesaj taşıyor olabilir. İşte bu tür bir açıklamanın arka planında olabilecek bazı unsurlar:

1. Bölgesel Jeopolitik Çekişmeler

Türkiye ve İsrail, Doğu Akdeniz’de ve Orta Doğu’da farklı politik çıkarlar ve ittifaklar peşinde koşuyor. Türkiye, Filistin meselesinde açık bir şekilde Filistin’i desteklerken, İsrail ile bu konuda sık sık diplomatik anlaşmazlıklar yaşanıyor. Erdoğan'ın sözleri, İsrail’in bölgede genişleme veya nüfuz alanını artırma çabalarına karşı Türkiye’nin dikkatli olması gerektiği yönünde bir uyarı olabilir.

2. Filistin Meselesi ve Kudüs

Erdoğan’ın söylemi, İsrail’in Filistinlilere yönelik politikalarına ve Kudüs üzerindeki egemenlik iddialarına bir tepki olabilir. Türkiye, özellikle Kudüs ve Mescid-i Aksa konularında hassasiyet göstermekte, bu konular Erdoğan ve hükümeti için iç politikada da önemli bir unsur haline gelmiştir. Bu sözler, Türkiye’nin bölgesel güçlere ve İsrail’e karşı Filistin meselesi üzerinden pozisyonunu koruyacağını vurgulayan bir açıklama olarak da değerlendirilebilir.

3. İsrail’in Bölgedeki İttifakları

İsrail son yıllarda, Türkiye ile bölgesel rakipleri olan Yunanistan, Güney Kıbrıs ve Mısır ile Doğu Akdeniz’de enerji ve güvenlik alanlarında ittifaklar kurdu. Erdoğan’ın bu sözü, İsrail’in Türkiye’yi bölgesel bir stratejik rakip olarak gördüğüne dair bir ima olarak değerlendirilebilir. Türkiye, bu ittifaklar karşısında yalnız kalabileceği endişesiyle stratejik uyarılarda bulunuyor olabilir.

4. ABD ve Batı ile İlişkiler

İsrail, ABD ve Batı dünyasıyla güçlü diplomatik ve askeri ilişkilere sahip. Erdoğan’ın bu açıklaması, İsrail’in Türkiye’ye yönelik ekonomik veya diplomatik bir baskı kurma potansiyeline dikkat çekme amacı taşıyor olabilir. Özellikle savunma sanayi, enerji güvenliği ve bölgesel ittifaklar bağlamında Türkiye’nin İsrail’in etkilerini hissetmesi mümkün olabilir.

5. İç Politikaya Yönelik Mesaj

Bu tür açıklamalar, aynı zamanda iç politikaya yönelik bir söylem olabilir. Cumhurbaşkanı Erdoğan, milliyetçi ve muhafazakâr seçmen tabanını konsolide etmek ve Türkiye’nin dış tehditlere karşı dikkatli olduğu mesajını vermek için bu tür ifadeler kullanabilir. Türkiye'de Filistin meselesine duyarlı geniş bir kitle bulunmakta, bu söylemler o kitleye yönelik bir politik manevra olarak da değerlendirilebilir.

Sonuç

Erdoğan’ın bu açıklaması, İsrail’in Türkiye’ye yönelik askeri bir tehdidinden çok, stratejik, politik ve diplomatik bir uyarı olarak anlaşılmalıdır. Bu tür söylemler, iki ülke arasındaki derin anlaşmazlıkları ve bölgesel çıkar çatışmalarını yansıtsa da, doğrudan bir savaş beklentisini öngörmez. Ancak, Türkiye’nin bölgedeki siyasi, askeri ve ekonomik çıkarlarını koruma gereksinimine dikkat çekiyor olabilir.

Not:

Türkiye ile İsrail arasında direk bir savaş ihtimali çok zayıf olmakla beraber, bu mücadele Suriye coğrafyasında, eğer Türkiye kendi içerisinde Kürt sorununu çözemez ise, İsrail'in PKK/PYD, Türkiye'nin ise İdlip'te Afrin'de bulunan Öso ve diğer örgütler ile vekalet savaşı şeklinde olması kuvvetle muhtemeldir.

Ahmet ATAM
Yorum Gönder

Yorum Gönder

Yorumlarda lütfen saygılı olun