Türkiye Filistin ve Kürtler |
Türkiye'nin Filistin ve Kürt Meselelerine Farklı Yaklaşımları
Türkiye neden Filistinlilerin bir vatana sahip olma hakkı olduğunu ve İsrail'in haksız olduğunu dillendirirken, Kürtlerinin bir vatana sahip olma hakkı olmadığını ve onları bastırmanın Türkiye'nin hakkı olduğunu düşünüyor?
Bu soru, Türkiye'nin iç ve dış politikalarında sıkça karşılaştırılan iki hassas konuyu bir araya getirmekte ve oldukça karmaşık bir tartışmayı beraberinde getirmektedir. Bu nedenle, net ve tek boyutlu bir cevap vermek yerine, konunun farklı yönlerini ele alarak daha kapsamlı bir açıklama yapmak gereklidir.
Türkiye'nin Filistin Meselesindeki Durumu:
- Tarihsel ve dini bağlar: Türkiye ve Filistin arasında yüzyıllardır süregelen kültürel ve dini bağlar bulunmaktadır. Osmanlı İmparatorluğu döneminde Filistin toprakları uzun yıllar boyunca Türk yönetimi altında olmuştur. Bu tarihsel ortaklık, Türkiye'nin Filistin davasına duyduğu empatiyi artıran önemli bir faktördür.
- İnsan hakları ve uluslararası hukuk: Türkiye, uluslararası hukukun temel ilkeleri doğrultusunda tüm insanların kendi topraklarında yaşama ve kendi kaderini tayin etme hakkına sahip olduğunu savunmaktadır. İsrail'in Filistin topraklarındaki işgali ve sivillere yönelik şiddet eylemleri, bu temel hakların ihlali olarak görülmektedir.
- İki devletli çözüm: Türkiye, Filistin-İsrail ihtilafının kalıcı çözümü olarak iki devletli çözümü desteklemektedir. Bu çözüm, hem İsrail'in hem de Filistin'in güven içinde yaşayabileceği bağımsız devletlere sahip olmasını öngörmektedir.
Türkiye'nin Kürt Meselesindeki Durumu:
- Terörle mücadele: Türkiye, PKK gibi silahlı örgütlerin şiddet eylemleriyle mücadele etmek zorunda kalmıştır. Bu mücadele sürecinde yaşanan bazı insan hakları ihlalleri olmakla birlikte, Türkiye hükümeti bu konuda reformlar yapmaya çalışmaktadır.
- Ayrılıkçılık ve bölünme endişesi: Türkiye, birlik ve beraberliğin önemini vurgulayarak, ülkenin toprak bütünlüğünün korunması gerektiğini savunmaktadır. Kürtlerin kendi devletleri kurma isteği, Türkiye'nin varoluşsal bir tehdit olarak algılanmaktadır.
- Kültürel haklar ve yerel yönetim: Türkiye, Kürtlerin kültürel haklarını korumak ve yerel yönetimde daha fazla söz sahibi olmalarını sağlamak için çeşitli adımlar atmaktadır. Ancak, bu adımların yeterli olup olmadığı konusunda bölgedeki Kürtler arasında farklı görüşler bulunmaktadır.
Türkiye Filistin ve Kürtler Karşılaştırma ve Değerlendirme:
Bu iki meseleyi karşılaştırırken, şu noktalara dikkat etmek gerekir:
Uluslararası kabul: Filistin davası, uluslararası toplum tarafından daha geniş bir kabul görmektedir. Kürt meselesi ise daha çok iç politik bir mesele olarak değerlendirilmektedir.
Şiddet seviyesi: PKK gibi silahlı örgütlerin varlığı, Kürt meselesini daha şiddetli bir hale getirmiştir. Filistin'deki çatışmalar da şiddet içerse de, uluslararası bir işgal durumu söz konusudur.
Tarihsel bağlar: Filistin ile olan tarihsel ve dini bağlar, Türkiye'nin bu meseleye daha duyarlı olmasına neden olmuştur.
İç politika: Kürt meselesi, Türkiye'nin iç politikasında önemli bir yer tutmakta ve farklı siyasi partilerin farklı çözüm önerileri bulunmaktadır.
Sonuç:
Türkiye'nin Filistin ve Kürt meselelerine yaklaşımı, karmaşık tarihsel, siyasi ve sosyal faktörlerin bir araya gelmesiyle şekillenmiştir. Her iki meselede de haklılık ve haksızlık iddiaları bulunmaktadır. Ancak, şunu belirtmek gerekir ki, bir meselenin haklı olması, diğer meselenin haksız olduğu anlamına gelmez. Her iki meselenin de barışçıl ve kalıcı çözümlere kavuşturulması için yapıcı diyalog ve karşılıklı anlayışın geliştirilmesi gerekmektedir.
Türkiye Kürdistan'a neden karşı çıkıyor?
Türkiye, Filistinlilerin bir vatana sahip olma hakkını desteklerken, Kürtlerin aynı hakkı olmadığını düşünüyor.
Burada yanlış olan bakış açısı, Türkiye, kendi sınırlarını savunurken, başka bir ülkeye yayılmaya çalışan oradan toprak koparmaya çalışan bir terör örgütü ile karşılaştırılıyor.
Kendi sınırlarını savunan bir ülke ile başka bir ülkeye yayılmaya çalışan ayrılıkçı bir gurubu karıştırmamak gerek.
Türkler bölgeyi uzun süredir yönetmektedir. Moğollar ve 1. Dünya savaşı gibi bazı kesintiler dışında, yaklaşık 1000 yıldır bu topraklar Türk toprağıdır.
Kürtlerin çoğunluğu son 500 yılda Osmanlılar tarafından İran'dan getirilmiştir, ne yerlidirler ne de bölgede bir ülkeleri vardır. Oraya davet edilen yayla göçebeleriydiler.
Ancak bugün, dış kışkırtmalar ve destekle bağımsızlık talep etmektedirler.
Buradaki asıl amaç Türkiye'nin bölünmesidir.
Çünkü Türkleri temizleme süreci 1800'lerin başında Osmanlı imparatorluğunun parçalanmasıyla başlamış ve bazı takıntılı insanların gözünde süreç hala devam etmektedir.
Bu süreç yalnızca Atatürk tarafından kesintiye uğratılmıştır.
Irak, Suriye ve İran'da da benzer bir çaba görülmektedir, bu, bir bölgenin sınırlarını yeniden düzenlemek için kullanılan klasik bir stratejidir, özellikle petrol rezervleri için.
İsrail ise bir ülke kurdu ve sonra da Filistin'deki mevcut nüfusunu yok ederek onlarca yıldır açıkça genişliyor.
Kürt ayrılıkçı örgütü PKK, İsrail'e benzer şekilde Türkiye'den toprak kapmaya çalışarak zaman içerisinde, aynı İsrail taktiği gibi kemirme harekatı yapacaktır.
Kürt ayrılıkçı örgütü PKK, İsrail'e benzer şekilde Türkiye'den toprak kapmaya çalışarak zaman içerisinde, aynı İsrail taktiği gibi kemirme harekatı yapacaktır.
Ahmet ATAM
Yorum Gönder