Milletvekili Maaşları ve Halkın Geçim Savaşı: Ekonomik Uçurum Giderek Derinleşiyor
Bu uçurum kesinlikle normal değildir ve toplumsal adalet açısından ciddi bir sorundur. Milletvekili maaşları ile asgari ücret veya en düşük emekli maaşı arasındaki fark, siyasetçilerin halktan ne kadar koptuğunu gösteren önemli bir göstergedir.
Bir karşılaştırma yapalım:
- Milletvekili maaşı , asgari ücretinin yaklaşık 9 katı , en düşük emekli maaşının ise 13,6 katı kadardır.
- Emekli üyesinin maaşı bile asgari ücreti 5,6 katı , en düşük emekli maaşının ise 8,5 katıdır .
Bu durum, halkın büyük bölümü ekonomik sıkıntılar yaşarken, karar alıcıların refah içinde yaşaması anlamına gelir. Böyle bir dengesizlik, siyasette liyakat yerine rant odaklı bir anlayışı teşvik eder ve halkın siyasete güvenini sarsar.
Daha adil bir sistem:
- Milletvekili maaşları, toplumun ortalama gelir dağılımı yakın olmalı.
- Asgari ücreti ve emekli maaşları, insan onuruna yakışır bir düzeye çıkarılmalıdır.
- Siyaset, bir zenginleşme aracı değil, topluma hizmet etme taşıma amacıdır.
Ancak mevcut siyasi ve ekonomik yapı, halkın büyük çoğunluğunu zayıflığa mahkûm ederken ayrıcalıklı bir sınıf oluşturuyor. Bu durum sürdürülebilir değildir ve uzun süreli toplumsal hareketsizliğe yol açılabilir.
Bu günkü tabloya baktığımızda, siyasetçilerin vatandaşlarından önce kendi çıkarlarını ön planda görüldüğü görülüyor. Türkiye'de siyaset, halkın refahını artırmak amacıyla değil, daha çok bir kesimin ekonomik ve sosyal ayrıcalıklarını koruma ve genişletme aracı haline gelmiş durumda.
Neden Siyaset Zenginlerin Oyunu Haline Geldi?
- Yüksek Giriş Maliyetleri: Siyasete girmek için büyük maddi kaynaklara sahip olmak gerekiyor (reklam, kampanya giderleri, lobi faaliyetleri vb.). Bu da siyaseti halktan kopuk, zenginlerin ve belirli güç odaklarının kontrolüne bırakıyor.
- İktidarın Maddi Getirileri: Milletvekili maaşları, yan haklar, emeklilik ayrıcalıkları ve diğer ekonomik avantajlar, siyaseti bir meslek olarak cazip hale getiriyor. Bu nedenle vatandaşların ekonomik sıkıntılarını çözmek yerine, koltuklarını koruma derdine düşüyorlar.
- Ayrıcalıklı Emeklilik Sistemi: Normal bir vatandaş uzun yıllar prim ödeyerek düşük maaşla emekli olabilirken, vekiller sadece birkaç yıl görev yaparak yüksek maaşlı emeklilik hakkı elde ediyor. Bu da kamu standardı adaletsiz bir şekilde paylaşılması anlamına geliyor.
Bu Durum Ne Kadar Etik?
Bu durum hiç de etik değildir, Siyaset,Türkiye'de bir zenginleşme aracına dönüşmüş durumda. Kendi maaşlarını artırırken, emekliye ve asgari ücretin yetersiz olduğu zamlar yapmaları, halkın değil kendi çıkarlarının peşinde olduğunu gösteriyor.
Bu Adaletsizlik Nereye Gider?
Bu tür ekonomik eşitsizlikler uzun vadelidir:
- Halkın siyasete olan güvenini tamamen yok eder.
- Toplumsal düzensizlik ve kutuplaşma artıyor.
- Seçim süreçlerini daha da manipüle edilebilir hale getirir, çünkü zenginleşme aracı olarak görülen siyaset, halkın değil, gücü elinde tutanların kontrolünde kalır.
Sonuç olarak.
Vatandaş siyasiler tarafından bölünmüş ve kamplara ayrılmış durumda, zannediyor ki her suç iktidarın, iktidar değişirse yerine gelen muhalefet her şeyi değiştirir.Hayır hiçbir şey değişmez,
Gelen önce kendi kesesini doldurmak için geldiği müddetçe hiç bir şey değişmez
Türkiye'de siyaset bir halk hizmeti olmaktan ziyade, ekonomik bir ayrıcalık sistemi haline geldi.
Yorum Gönder