İslam Dünyasının Kanayan Yarası: Mezhepçilik
🔥 “Aynı kıbleye dönerken, birbirine Sırtını Dönen Ümmet
Mezhepçilik, İslam Ümmetinin Kendiyle Kavgası. Bir düşün: Aynı Allah’a inanıyoruz, aynı peygambere ümmetiz, aynı kitaba sarılıyoruz. Ama birimiz “o Şiî” diyor, öbürümüz “bu Sünnî” diye burun kıvırıyor. Ne oldu bize? Ne zaman kardeşlik yerini kimlik savaşına bıraktı?
Tarihte bu ayrılıklar ilk başta fikir farklılığıydı. Ama sonra ne olduysa oldu, farklılık düşmanlığa dönüştü. Sanki Allah bizi “hangi mezheptensin?” diye sorguya çekecekmiş gibi...
🩸 “Mezhep değil, mezar kazıyoruz birbirimize”
Tarihte bunun acı örnekleri çok. Kerbelâ’da Hz. Hüseyin’in şehit edilmesi sadece bir trajedi değil, mezhep ayrılığının kanla yazılmış ilk satırlarından biri. Sonra:
Her dönemde mezhepçilik kimi zaman devletin sopası oldu, kimi zaman halkın birbirine düşmanlığı.
Bugün hâlâ bazı coğrafyalarda insanlar sırf mezhebi farklı diye camiye alınmıyor, cenazesi kılınmıyor. Oysa ölüm bile ayırmazken bizi, mezhep niye ayırsın?
Bugün hâlâ bazı coğrafyalarda insanlar sırf mezhebi farklı diye camiye alınmıyor, cenazesi kılınmıyor. Oysa ölüm bile ayırmazken bizi, mezhep niye ayırsın?
🧩 “Parçalanmış aynada kendimizi göremeyiz”
Tasavvuf büyükleri bu konuda çok şey söylemiş. Nesîmî der ki: “Ben ben değilim, ben Hakk’ım.”
Yani senin mezhebin, benim mezhebim yok aslında. Hepimiz aynı hakikatin parçalarıyız. Ama biz ne yapıyoruz?
Yani senin mezhebin, benim mezhebim yok aslında. Hepimiz aynı hakikatin parçalarıyız. Ama biz ne yapıyoruz?
Aynayı parçalayıp her parçasına bir etiket yapıştırıyoruz:
- Şiî,
- Sünnî,
- Alevî,
- Selefî...
Oysa aynayı birleştirsek, hepimizde aynı yüz görünür: İnsan.
📖 “Kur’an bir, sünnet bir, yol bir… Peki bu kavga niye?”
Kur’an’da “Hep birlikte Allah’ın ipine sarılın, ayrılmayın” (Âl-i İmrân, 103) buyuruluyor. Ama biz ne yapıyoruz? Herkes kendi ipini çekiyor, öbürünün ipini kesiyor.
Peygamberimiz (sav) veda hutbesinde ne dedi? “Ey insanlar! Hepiniz Âdem’densiniz, Âdem de topraktandır.” Ama biz hâlâ “sen bizden değilsin” demeye devam ediyoruz. Topraktan geldik, ama kibirden vazgeçemedik.
🌱 “Çözüm:
Peygamberimiz (sav) veda hutbesinde ne dedi? “Ey insanlar! Hepiniz Âdem’densiniz, Âdem de topraktandır.” Ama biz hâlâ “sen bizden değilsin” demeye devam ediyoruz. Topraktan geldik, ama kibirden vazgeçemedik.
🌱 “Çözüm:
Mezhepçilik, çok konuşan ama az dinleyen insanların işidir. Oysa tasavvuf ehli der ki: “Söz gümüşse, sükût altındır.”
Birbirimizi anlamaya çalışsak, biraz sussak, biraz dinlesek… Belki de fark edeceğiz: Aynı acılara ağlıyoruz, aynı dualara “âmin” diyoruz.
✨ Son Söz
Mezhep farklılıkları olabilir, bu zenginliktir. Ama mezhepçilik, yani bu farklılıkları düşmanlığa çevirmek, ümmetin kalbine saplanmış bir hançerdir. Bu hançeri çıkaracak olan da ne akademik makaleler ne fetvalar… Ancak gönülden gönüle kurulan köprülerdir.
Birbirimizi anlamaya çalışsak, biraz sussak, biraz dinlesek… Belki de fark edeceğiz: Aynı acılara ağlıyoruz, aynı dualara “âmin” diyoruz.
✨ Son Söz
Mezhep farklılıkları olabilir, bu zenginliktir. Ama mezhepçilik, yani bu farklılıkları düşmanlığa çevirmek, ümmetin kalbine saplanmış bir hançerdir. Bu hançeri çıkaracak olan da ne akademik makaleler ne fetvalar… Ancak gönülden gönüle kurulan köprülerdir.
-----
Bir ümmet idik, bölündük hevâya,
Mezhep dediler, dönüştü intikâma.
Tarihî Acı Zâhirde dîn, bâtında kin ve rîyâ,
Hakk’ı ararken saplandık belâya.
Ne Şiî ne Sünnî, ne Hanbelî cân,
Vahdet-i vücûdda yoktur nişân.
Nesîmî gibi aşk ile yan ey cân,
Fuzûlî gibi ağla nedir bu hicrân.
Firkalarla bölünmüş her bir satır,
Her satırda bir yara, bir inkisardır.
Kur’an bir, sünnet bir, yol bir iken,
Neden bu kin, bu nifak, bu diken?
İmamlar dedikçe aşkı beyan,
Talipler döndü hükme, ferman.
Ey Rabb-i Rahîm, birleştir bizi,
Sil kinleri, çıksın aşkın izi.
Bir ümmet idik, bölündük hevâya,
Mezhep dediler, dönüştü intikâma.
Tarihî Acı Zâhirde dîn, bâtında kin ve rîyâ,
Hakk’ı ararken saplandık belâya.
Ne Şiî ne Sünnî, ne Hanbelî cân,
Vahdet-i vücûdda yoktur nişân.
Nesîmî gibi aşk ile yan ey cân,
Fuzûlî gibi ağla nedir bu hicrân.
Firkalarla bölünmüş her bir satır,
Her satırda bir yara, bir inkisardır.
Kur’an bir, sünnet bir, yol bir iken,
Neden bu kin, bu nifak, bu diken?
İmamlar dedikçe aşkı beyan,
Talipler döndü hükme, ferman.
Ey Rabb-i Rahîm, birleştir bizi,
Sil kinleri, çıksın aşkın izi.