İsrail Ya Büyüyecek Ya Yok Olacak Türkiye Ne Yapacak
Türkiye'nin Ortadoğu Labirentinde Kaybolmaması İçin Acil Strateji: Sınırlarımızda Kale Kurma Zamanı!
Merhaba arkadaşlar, ben Ahmet ATAM, bu blogda yine açık açık konuşuyorum. Siyaseti ve stratejiyi seven biri olarak, son günlerde kafamda bir senaryo dönüp duruyor.
Ortadoğu'nun karmaşık yollarında ilerlerken, Türkiye'nin dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olma riskiyle karşı karşıya olduğunu görüyorum.
İsrail ise küçük ama kurnaz bir tilki gibi bu oyunda sıkışmış durumda ve hipersonik füzeler, gökten inen yıldırımlar gibi ölümcül bir tehdit oluşturuyor.
Eğer Türkiye akıllıca hamleler yapmazsa, bu karmaşadan çıkmak kolay olmayacak.
İsrail'in Sıkışmış Tilki Stratejisi: Küçük Alan, Büyük Amaç Jeopolitik Tehditler
Düşünün: İsrail, küçücük bir toprak parçasına sıkışmış bir tilki gibi.
Çevresi ateş çemberiyle sarılmış, hipersonik füzeler bu çemberin en keskin okları.
Güçlü bir saldırı gelse, yerle bir olur.
Nüfusu az, alanı dar, her darbe doğrudan evin çatısını deler.
Bu nedenle, hayatta kalabilmek için çevresine müttefikler örmeye başladı.
- Enerji kaynakları için Barzani ve PYD ile,
- Su havzaları Fırat Dicle için PKK'ya göz kırpması oldukça olası.
Tam bir "susuz çölde vaha arayan kervan" metaforu, değil mi?
Bu ittifaklar tesadüf değil.
Arkasına ABD ve İngiltere gibi dev kalkanlar alan İsrail, ekonomik krizin pençesindeki Türkiye karşısında üstünlük sağlıyor.
Bizim mücadele şansımız mı?
Düşük, hem de yerde sürünüyor.
Pandora'nın kutusu açıldı, içinden çıkan her şey zehirli duman gibi yayılıyor.
İsrail, hedeflediği plana ulaşmadan durmaz; bu bir domino etkisi, ilk taş devrildiğinde gerisi gelir.
- Anahtar Öngörü: İsrail'in bu adımları, bölgenin su ve enerji damarlarını ele geçirme savaşı. Türkiye bu oyuna katılırsa, kendi bahçesindeki sebzeleri kaybeder.
Türkiye Ne Yapmalı? Birlikleri Çek, Kale Kur: Savunma Hattı Zamanı!
Peki, ne yapmalıyız?
Panik yok, ama tetikte olmalıyız.
Önerim basit: Kuzey Irak ve Suriye'deki birliklerimizi hemen geri çekelim.
Neden mi?
O uzak topraklara tutunmaya çalışmak yerine, kendi evimizi güçlü bir kale haline getirelim.
Savunma hatlarını kendi sınırımızda kuralım ki kıçımız açıkta kalmasın.
Sınırda, doğu ve güneydoğu hattında beton bir savunma duvarı inşa edelim hipersonik füzelere karşı Hisar, sızan tehditlere karşı sınırda kale.
Edirne'den Van'a kadar sınır savunmamızı güçlendirelim.
Hayal edin:
Sınırlarımız bir ejderhanın sırtı gibi kıvrılsın, her kıvrımda bir kale, her kalenin tepesinde bir gözcü.
Bu noktada, "kale içindeyken fırtınayı dışarıda karşıla" metaforu tam yerine oturuyor.
Açıkta kalan bölgeleri bırakıp kendi topraklarımızı sıkı bir şekilde savunalım.
- Adım 1: Birlikleri geri çek – gereksiz riskleri en aza indir.
- Adım 2: Sınır hattını donat – dronlar, sensörler ve hızlı müdahale ekipleriyle güçlendir.
- Adım 3: İçeride ekonomik toparlanmayı başlat
Bu strateji, Türkiye'nin askeri gücünü boşa harcamadan, akıllıca koruma altına alır.
Gazze'yi kurtarmak mı?
Hikaye arkadaşlar, masal gibi.
Ne ekonomik gücümüz var o yükü taşımaya, ne de askeri filomuz.
Filistin devleti falan romantik hayaller gerçekçi olalım, Ankara'nın gözü önce kendi çıkarlarında olmalı.
Şimdi en hassas noktaya gelelim: İttifaklar.
Araplar ve Kürtlerle İttifak? Boşuna Zaman Kaybı, Gerçekçi Bakış Açısı Şart!
Şimdi en hassas noktaya gelelim: İttifaklar.
Ne Araplarla ne de Kürtlerle birleşmenin bir faydası var, net.
Gerçekçi olalım.
İsrail ve ABD, bölge halkına "Kürdistan" vaadiyle göz boyarken, Türkiye böyle bir vaatte bulunamaz.
Bizim elimizdeki kartlar farklı;
ittifakı zorlamaya kalkarsak elimizdekileri de kaybederiz.
Ortadoğu'yu değerlendirirken her şeyi Ankara'nın perspektifinden görmek gerek.
Arap kardeşlikleri mi?
Geçmişin tozlu sayfaları.
Kürt dinamikleri mi? Karmaşık bir halı, her iplikte bir düğüm var.
Benim tahminim: Bu ittifaklara bel bağlama, kendi işine odaklan.
Yoksa, dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan da oluruz, benden söylemesi!
Arkadaşlar, öngörülerim bir uyarı feneri misali karanlıkta yol gösteriyor.
Sonuç: Pandora Açıldı, Bu günden Sonra Hiçbir Şey Eskisi Gibi Olmayacak Hazır Olun!
Arkadaşlar, öngörülerim bir uyarı feneri misali karanlıkta yol gösteriyor.
İsrail durmayacak,
ABD desteğiyle bu kutuyu daha da sallayacak.
Ancak Türkiye, akıllı hamlelerle birliklerini çekip savunma hattı kurarak ayakta kalır.
Biz bir aslanız, fakat aslan da en güvende olduğu yer inidir.
Elbette avlanacağız,
Ama önce yuvamızı sağlamlaştırmamız gerekiyor.
Tozlu yollar, dikenli bir rüya,
Ortadoğu, yıllardır kanayan bir yara.
İsrail, sıkışmış tilki, minik bir avuç toprakta,
Hipersonik füzeler iner, gökten ölüm yağmakta.
Enerji damarları, suyun altın pırıltısı,
Barzani’yle, PYD’yle, PKK’nın gölgesi.
ABD ve İngiltere, demir bir kalkan ardında,
Türkiye, krizin pençesinde, yorgun aslan aslında..
Dimyata pirinç düşü, bulguru un ufak eder,
Ankara’nın gözü, kendi bağını önce sever.
Gazze masalı, romantik bir serap,
Filistin hayali, çöldeki kuru bir yaprak.
Çekilsin birlikler, sınırlar kale olsun,
Edirne’den Van’a, Anadolu korunsun.
Dronlar uçsun, sensörler nöbete,
Savaş değil, savunma; kale içindeyiz neticede.
Araplarla, Kürtlerle ittifak, kumda kale,
Gerçekçi ol, dostum, bu yol bir serap neticede.
İsrail’in vaadi, Kürdistan’ın balı,
Ümmet diye yutma sakın zokayı.
Pandora’nın kutusu, zehirli duman salıyor,
Ama biz kalemizde, fırtınayı göğüslüyoruz.
Aslan ininde güçlü, yuva çelikten örülür,
Türkiyem uyanık ol, bu ateş söndürülür.
Çöldeki fırtına diner, kale ayakta kalır,
Ankara’nın gözü, kendi çıkarındadır.
Bir meşale yak, karanlıkta yol bulalım,
Kaleyi sınırda kur, biz hep ayakta kalalım.
Çöldeki Fırtına ve Kalenin Gölgesi
Tozlu yollar, dikenli bir rüya,
Ortadoğu, yıllardır kanayan bir yara.
İsrail, sıkışmış tilki, minik bir avuç toprakta,
Hipersonik füzeler iner, gökten ölüm yağmakta.
Enerji damarları, suyun altın pırıltısı,
Barzani’yle, PYD’yle, PKK’nın gölgesi.
ABD ve İngiltere, demir bir kalkan ardında,
Türkiye, krizin pençesinde, yorgun aslan aslında..
Dimyata pirinç düşü, bulguru un ufak eder,
Ankara’nın gözü, kendi bağını önce sever.
Gazze masalı, romantik bir serap,
Filistin hayali, çöldeki kuru bir yaprak.
Çekilsin birlikler, sınırlar kale olsun,
Edirne’den Van’a, Anadolu korunsun.
Dronlar uçsun, sensörler nöbete,
Savaş değil, savunma; kale içindeyiz neticede.
Araplarla, Kürtlerle ittifak, kumda kale,
Gerçekçi ol, dostum, bu yol bir serap neticede.
İsrail’in vaadi, Kürdistan’ın balı,
Ümmet diye yutma sakın zokayı.
Pandora’nın kutusu, zehirli duman salıyor,
Ama biz kalemizde, fırtınayı göğüslüyoruz.
Aslan ininde güçlü, yuva çelikten örülür,
Türkiyem uyanık ol, bu ateş söndürülür.
Çöldeki fırtına diner, kale ayakta kalır,
Ankara’nın gözü, kendi çıkarındadır.
Bir meşale yak, karanlıkta yol bulalım,
Kaleyi sınırda kur, biz hep ayakta kalalım.
[Bu yazı, tamamen kişisel öngörülerime dayanır. Siyasi analizler için uzman görüşleri alın.]
Yorum Gönder