-->
awTJ8oIyB94nutbC1bJoZn5dMRTh5VC3z3VvpzU4

SAVUNMA

Bookmark

Üniter Devlet Ulus Yapı Yerini Ümmete Bırakırsa

Üniter Yapı Ulus Devlet Yerini  Ümmete Bırakırsa

Üniter Devlet Ulusal Yapı Yerini Ümmet Devletine Bırakırsa

Türkiye Üniter Yapısını Kaybederse Ne Olur? Ümmet Devleti Senaryosu

Bugün Türkiye, üniter yapıya sahip bir ulus devlettir. Tek bayrak 🌟, tek devlet 🏛️, tek millet 🧑‍🤝‍🧑 çatısı altında yaşıyoruz. 
Peki, ya bu çatı çökerse? 
Eğer üniter devlet yapısını kaybeder ve ümmet tabanlı bir devlete dönüşürsek, siyasal, sosyal, hukuksal, ekonomik ve günlük yaşamımızda ne gibi değişiklikler olur?

🏛️ Siyasal Alanda:

Bugün devletin direksiyonunda ulusal bir bilinç hakim. 
Ancak ümmet temelli bir devlet demek, direksiyona farklı ülkelerden, farklı cemaatlerden insanların da müdahil olması anlamına gelir 🚗💨.

  • Ulusal çıkarlarımız yerine “ümmetin çıkarları” ön planda olur.
  • Parlamentoda “şeriat mı, demokrasi mi?” tartışmaları hiç bitmeyen bir kısır döngüye dönüşür 🔄.
  • Türkiye’nin dış politikası artık “komşumuz kim?” değil, “ümmetin sorunları ne?” sorusuyla şekillenmeye başlar. 
  • Bu, kendi evimizin anahtarını komşuya verip, “Sen daha iyi bilirsin, sen ilgilen” demek gibi bir durumu andırır.

⚖️ Hukuk Alanında:

Bugün yasalar Anayasa ve Türk Ceza Kanunu’na dayanıyor 📜. Ancak ümmet devleti senaryosunda, hukukun kaynağı din kuralları olur. 

Kadın-erkek eşitliği yerine “kadının şahitliği yarım” anlayışı ortaya çıkar ⚖️. 
Evrensel hukuk yerine, cemaatlerin ve şeyhlerin fetvaları hayatımıza yön verir 📿. Bu da terazinin bir kefesine hukuku, diğerine fetvayı koymak gibidir ve doğal olarak terazinin dengesi bozulur. 💰 

Ekonomiye gelince: “Cebimizdeki cüzdan değil, gönlümüzdeki sadaka torbası konuşur.” Ulus devlette ekonomi bilimsel kurallara göre yönetilirken, ümmet devleti modelinde faiz haram denilerek bankacılık sistemi çöker 🏦. 

Bilim ve teknoloji yatırımları yerine medreselere ve tarikatlara yatırım yapılır. 
Ekonomi “sadaka taşı” modeline döner: 
Zengin verir, fakir alır ama üretim unutulur 🪙. 
Sonuç? Tenceremiz kaynamaz, pazar filesi boş kalır 🛒.

👥 Sosyal Yaşam:

Bugün farklı kimlikler, kültürler ve yaşam tarzları aynı sokakta yan yana yaşayabiliyor 🏘️. Ancak ümmet devleti senaryosunda yaşam tarzları tek tipleşir.
 
  • Mini etek mi, başörtüsü mü? tartışması toplumu ikiye değil, dörde böler. 
  • Sanat 🎨, müzik 🎶 ve tiyatro 🎭, “haram mı değil mi?” tartışmasının gölgesinde kaybolur

Kısacası, sokaklarımızın renkli mozaiği gri bir renge bürünür.

☕ Günlük Hayat:

  • Sabah uykusunu kesen sabah selası.☕ 
  • Kahvehane sohbeti yerine şeyh sohbeti  📿. 
  • Sabah haberleri yerine “bugünkü fetva ne?” konusu 📺. 
  • Kadınlar toplu taşıma yerine “ayrı otobüs” 🚍, 
  • Erkekler ise kahveye giderken “camiye gitmedin mi?” baskısı . 
  • Hayat, kendi irademizden çıkar ve başkasının “günah-sevap listesine” hapsolur.

🌍 Sonuç: “Çatı çökerse”

Üniter ve ulus devlet yapısı, bizim evimizin çatısıdır 🏠. 
Eğer bu çatı kaldırılır ve yerine ümmet devleti gelirse, yağmur :
  • Siyasetten hukuka, 
  • Ekonomiden günlük yaşama kadar 
Her alana Mart yağmuru gibi yağar. 
Kısacası, Türkiye’nin geleceği ancak üniter yapıyı koruyarak güvence altına alınabilir. Çatı sağlam kalmalı ki hepimiz kuru kalabilelim ☔.

🕳️ Üniter Çatı Çökerse Şiiri

Bir sabah uyandık,
Gökyüzünde kırmızı beyaz bayrak yerine,
Yeşilden dev bir gölge dalgalanıyordu,
Adı “ümmet”ti,
Ama altında herkes karanlığa bürünmüştü.

Adalet artık sarhoştu,  
Terazisi nalbur terazisine dönmüştü.  
Bir kefesinde şeyhin sakalı,  
Diğerinde sus pus olmuş halk...  
Ağır basan elbette sakallıydı.  

Bankalar kapanmış,  
Yerine “sevap vezneleri” açılmış.  
Para yatırana cennet müjdesi verilmiş,  
Ama kasada tek kuruş bulunmamış.  
Marketteki peynir,  
Fetva ile satılır olmuş.  

Sokaklar griye bürünmüş,  
Sanat “günah galerisi” adıyla mühürlenmiş.  
Tiyatroda perde değil,  
Kamıştan örtü inmiş sahneye.  
Müzik susmuş,  
Yerini minarelerden yükselen “Sela” almış.  
 
Sabah kahvesi yerine sabah fetvası,
Bugün kimler haram listesine eklendi?
Televizyon spikeri değil,
Haberleri imam sunuyor şimdi.

Ve biz,  
Çatısı çökmüş bir evin içinde,  
Nemden kabarmış duvarlarla,  
Tavanından damlayan suyun ıslattığı defterler gibi,  
Düşlerimizi kurutmaya çalışıyoruz.  

Ama nafile...  
Çünkü bu hikâyede güneş hiç doğmuyor,  
Sadece mum satıcıları kâr ediyor.  

Bazen bakıyorum, üniter devlet yok, ulusal yapı kaybolmuş, düşünüyorum, birileri gizlice çaldı mı, yoksa biz mi rüya görüyoruz acaba.
Yorum Gönder

Yorum Gönder

Yorumlarda lütfen saygılı olun