26231957
Bookmark

TÜRKLERİN SONU KEHANETİ 600 YILLIK GİZEM VE GERÇEKLEŞEN ALAMETLER

Laonikos Halkokondyles’in Gizemli Kehaneti: “Türklerin Sonu” ve Modern Yansımaları.
Laonikos Halkokondyles ve Türklerin Sonu: Tarih mi Kehanet mi

Bizanslı Tarihçinin Türkler İçin Kehaneti: 4 Alamet ve Günümüzde Gerçekleşenler


Laonikos Halkokondyles 15 yüzyılda yaşamış İstanbul'un fethine tanıklık etmiş bir Bizanslı tarihçi, Osmanlı'nın yükselişini anlatan eseri "tarihler"  ile bilinir, ancak onun ilginç kılan,. Eserinde yer verdiği ve sonraki yüzyıllarda sıkça atıp yapılan bir kehanettir, Türklerin sonu kehaneti.

Kehanetin Özü: Dört Büyük Alamet.


Laonikos Halkokondyles  eserinde Osmanlı İmparatorluğu'nun bir gün sonunun geleceğini öngören 4 sembolik olaydan bahseder. 

1. Boğazların kapanması birleşmesi: İstanbul Boğazı'nın iki yakasının birleşeceğini ve böylece Asya ile Avrupa arasındaki doğal sınırın ortadan kalkacağını söyler. 
2. Ayasofya'nın yıkılması: fetih ile camiye dönüşen Ayasofya'nın yıkılacağını ve yerine yeniden Bir Hristiyan mabedinin inşa edileceğini. 
3. Büyük bir kıtlık ve felaket; imparatorluğu temelden sarsacak büyük bir kuraklık ve yokluk döneminin geleceğini. 
4. Kızıl elmanın geri döneceği; Batıdan yani eski Roma dünyasından gelen büyük bir gücün kaybedilen Toprakları geri alacağı.

Gerçekleşen Kehanetler? Modern Yorumlar;


Kehanetlerin harfi harfine gerçekleştiğini söylemek Elbette mümkün değil, ancak bazı yorumcular bu imgelerin sembolik olarak modem tarihte karşılık bulduğunu iddia ediyorlar. 

1. Boğazım birleşmesi. Köprüler ve tüp geçit; Laonikos Halkokondyles'in yaşadığı dönemde düşünülemez bir mühendislik harikası olan boğaz köprüleri, fiziksel olarak 2 kıtayı birleştirdi birçok yorumcu Bu durumun kehanetin ilk aşamasını metaforik olarak gerçekleşmesi olarak yorumluyor. 

2 Ayasofya'nın dönüşümü: Camiden müzeye, müzeden tekrar camiye; Ayasofya 1934 yılında cami statüsünden çıkarılıp müziğe dönüştürüldü, Bu bir yorumda kutsal işlevin değişmesi yıkılması olarak görülebilir, 2020'de tekrar cami statüsüne dönmesi ise kehanetti yorumcular arasında tartışma yarattık, kimine göre bu kehaneti geçersiz kıldı , kimine göre ise yıkım sembolizmi siyasi dini kimlikteki köklü bir değişimi ifade ediyordu ve bu süreç hala devam ediyor. 

3. Kıtlık ve felaket ekonomik krizler; Osmanlı’nın son dönemindeki büyük kıtlıklar ve modern Türkiye tarihinde yaşanan ağır ekonomik krizler, özellikle 2001’deki ve yakın dönemdeki yüksek enflasyon süreçleri, bazı kişilerce kehanetin üçüncü aşamasına işaret olarak görülüyor.

4. Kızıl Elma'nın geri dönüşü ; Küresel güç mücadelesi en çok yoruma açık konulardan biridir; kimileri bunu Avrupa Birliği gibi Batılı güçlerin etkisi, kimileri ise küresel siyasetin Türkiye üzerindeki baskısı olarak yorumluyor. Kesin bir geri adım olmasa da jeopolitik rekabetin yoğunluğu bu konunun gündemde kalmasını sağlıyor.

Tarih mi, Kehanet mi, Siyasi Metafor mu?


Laonikos Halkokondyles, bir tarihçi olarak muhtemelen eski Yunan-Roma kehanet geleneğini sürdürmüş ve Osmanlı’ya karşı hissettiği milli acıdan esinlenerek bu imgeleri kaleme almıştır. Amacı, gerçek bir kehanette bulunmaktan çok, umutsuz bir dönemde geleceğe dair bir umut ışığı yaratmak ve tarihsel döngüler fikrini işlemekteydi.

Sonuç:

Türklerin son iki hanesi, bir tarihsel metnin yüzyıllar sonra bile farklı bağlamlarda yorumlanabileceğine dair ilginç bir örnektir; bu, yaşanan olaylardan çok sembollerin gücünü gösterir. 

Köprüler, Ayasofya’nın statü değişiklikleri ve ekonomik dalgalanmalar, bu kadim sözlerin zihnimizde yeniden canlanmasına yol açar. 
Bu durum, tarihin ve edebiyatın gerçeklikten bağımsız olarak kolektif bilinçaltımızda nasıl yaşamaya devam ettiğinin kanıtıdır.

Kehanet, belki de bir imparatorluğun kaderinden çok, tarihin tekerrür eden duası ve insanın onu anlamlandırma çabasına dairdir. Peki, bu kehanet sizce sadece tarihsel bir merak konusu olmanın ötesinde, bugünü anlamak için bize ne söylüyor olabilir?



 
<a target="_blank" href="https://www.google.com/search?ved=1t:260882&q=Laonikos+Halkokondyles+Kehaneti+SSS&bbid=5095132293282670981&bpid=8711534782013293947" data-preview>Laonikos Halkokondyles Kehaneti SSS</a>

Laonikos Halkokondyles'in Kehaneti Hakkında Sıkça Sorulan Sorular

15. yüzyıl Bizans tarihçisi Laonikos Halkokondyles'in "Türklerin Sonu" kehaneti hakkında en çok merak edilen sorular ve cevapları

Laonikos Halkokondyles kimdir ve neden önemlidir?

Laonikos Halkokondyles (yaklaşık 1423-1490), 15. yüzyılda yaşamış Atinalı bir Bizanslı tarihçidir. En önemli eseri, 1298-1463 yılları arasındaki olayları anlattığı "Tarihler" (Apodeixis historion) adlı kitabıdır. Bu eser, Bizans'ın son dönemini ve Osmanlı İmparatorluğu'nun yükselişini anlatan en değerli kaynaklardan biridir.

Halkokondyles'in önemi, Osmanlı Devleti'ni bir "Türk imparatorluğu" olarak tanımlayan ilk tarihçilerden biri olması ve eserinde antik Yunan tarih yazımı geleneğini sürdürmesidir. Kehanetleri ise hem tarihsel bir kayıt hem de edebi bir unsur olarak değerlendirilir.

"Türklerin Sonu" kehaneti tam olarak nedir?

Laonikos Halkokondyles'in eserinde bahsettiği kehanet, Osmanlı İmparatorluğu'nun gelecekte çöküşünü öngören dört sembolik olaydan oluşur:

  1. Boğaz'ın Kapanması: İstanbul Boğazı'nın iki yakasının birleşeceği
  2. Ayasofya'nın Yıkılması: Ayasofya'nın yıkılıp yerine yeniden bir Hıristiyan mabedinin inşa edileceği
  3. Büyük Bir Kıtlık: İmparatorluğu temelden sarsacak büyük bir kuraklık ve yokluk dönemi
  4. "Kızıl Elma"nın Geri Dönüşü: Batı'dan gelen bir gücün kaybedilen toprakları geri alacağı
Bu kehanetin tam metni Halkokondyles'in "Tarihler" adlı eserinin 9. kitabında geçmektedir. Tarihçi, bu kehanetin "eski kahinler" tarafından bildirildiğini yazmıştır.
Bu kehanetlerden herhangi biri gerçekleşti mi?

Kehanetlerin harfi harfine gerçekleştiğini söylemek zordur, ancak bazı yorumcular sembolik gerçekleşmeler olduğunu iddia etmektedir:

  • Boğaz'ın Birleşmesi: İstanbul Boğazı üzerine inşa edilen köprüler (15 Temmuz Şehitler, Fatih Sultan Mehmet, Yavuz Sultan Selim) ve Marmaray tüp geçidi, iki kıtayı fiziksel olarak birleştirmiştir. Bu, bazı yorumculara göre kehanetin metaforik olarak gerçekleşmesidir.
  • Ayasofya'nın Dönüşümü: Ayasofya'nın 1934'te müzeye dönüştürülmesi ve 2020'de tekrar cami statüsüne kavuşması, kehanetin bu kısmının yoruma açık olduğunu göstermektedir.
  • Büyük Kıtlık ve Felaket: Osmanlı'nın son dönemindeki büyük kıtlıklar ve ekonomik krizler, bazıları tarafından bu kehanetin gerçekleşmesi olarak yorumlanmıştır.

Ancak akademik tarihçiliğin bakış açısından, bu benzerlikler daha çok tesadüf veya retroaktif yorumlamalardır.

Halkokondyles bu kehanetleri neden yazdı?

Halkokondyles'in kehanetleri eserine dahil etmesinin birkaç nedeni olabilir:

  • Edebi Gelenek: Antik Yunan ve Roma tarihçileri (Herodot, Titus Livius gibi) eserlerinde sıklıkla kehanetlere ve kehanetlere yer verirdi. Halkokondyles bu geleneği sürdürmüş olabilir.
  • Milli Umut: İstanbul'un fethinden sonra moral çöküntü yaşayan Bizans/Yunan toplumu için bir umut ışığı olması amacıyla.
  • Tarihsel Döngü Fikri: Tarihin tekerrür ettiği ve imparatorlukların yükseliş ve çöküş döngüleri olduğu fikrini vurgulamak için.
  • Siyasi Yorum: Osmanlı yönetimine karşı dolaylı bir eleştiri veya direniş mesajı vermek için.

Tarihçiler, bu kehanetlerin gerçek bir kehanetten çok, edebi bir araç olduğu konusunda hemfikirdir.

Modern tarihçiler bu kehanetleri nasıl değerlendiriyor?

Modern akademik tarihçilik, Halkokondyles'in kehanetlerini şu şekilde değerlendirir:

  • Tarihsel Kaynak Olarak: Kehanetler, 15. yüzyıl Bizans entelektüel dünyasının zihniyetini anlamak için değerli bir kaynaktır.
  • Edebi Unsurlar: Kehanetler, Halkokondyles'in anlatım tekniğinin bir parçasıdır ve eserin edebi değerini artırır.
  • Gerçeküstü Değil Sembolik: Çoğu tarihçi, bu kehanetlerin gerçek kehanetler olmadığını, sembolik anlamlar taşıdığını düşünür.
  • Politik Mesaj: Kehanetlerin, Osmanlı egemenliğine karşı bir direniş retoriği olarak işlev gördüğü düşünülmektedir.

Önemli Halkokondyles araştırmacılarından Anthony Kaldellis, bu kehanetlerin Halkokondyles'in "Tarihler" eserinin temel teması olan "imparatorlukların döngüsel yükselişi ve çöküşü" fikrini desteklemek için kullanıldığını savunur.

"Kızıl Elma" sembolizmi nedir ve kehanetle bağlantısı var mı?

"Kızıl Elma" hem Türk hem de Bizans kültüründe önemli bir semboldür:

  • Türk Geleneğinde: Osmanlı'da fethedilecek son hedefi veya dünya hakimiyeti idealini simgeler. Farklı dönemlerde Roma, Viyana veya diğer önemli şehirler için kullanılmıştır.
  • Bizans/Batı Geleneğinde: Kaybedilmiş toprakların veya Konstantinopolis'in geri alınması idealini temsil eder.

Halkokondyles'in kehanetindeki "Kızıl Elma'nın Geri Dönüşü" ifadesi, Bizans perspektifinden yazılmıştır ve muhtemelen Konstantinopolis'in (İstanbul) Hıristiyan güçler tarafından geri alınacağı anlamına gelmektedir. Bu, kehanetin dördüncü ve son aşamasıdır.

İlginçtir ki, aynı sembol iki rakip kültürde tamamen zıt anlamlar taşımaktadır: Biri için fetih sembolü, diğeri için kurtuluş sembolü.

Önemli Not

Laonikos Halkokondyles'in kehanetleri, tarihsel bir metnin parçasıdır ve akademik tarihçilik tarafından gerçek kehanetler olarak değil, dönemin zihniyetini yansıtan edebi ve sembolik unsurlar olarak değerlendirilir. Bu kehanetlerin modern olaylarla bağlantılandırılması genellikle retroaktif yorumlamalardan ibarettir.

Halkokondyles'in "Tarihler" eseri, Oxford University Press tarafından Anthony Kaldellis'in İngilizce çevirisiyle yayınlanmıştır.

Yorum Gönder

Yorum Gönder

Yorumlarda lütfen saygılı olun