KENDİME YAZILARIM
Türkiye sosyolojisi siyaset ekonomi tarih felsefe ve genel kültür düzeyinde makaleler

ÇÖKMEKTE OLAN AKP'Mİ - SİYASAL İSLAM'MI ?

AKP'nin çöküşü siyasal İslam'ın da çöküşü mü olacak
 
akp ve siyasal islam çöküşte


Geçenlerde eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün bir açıklaması oldu, ''Siyasal İslam çöktü, lakin kimse üzerine alınmak istemiyor'' çöken Siyasal İslam'mı idi Yoksa AKP'mi, yoksa her ikisi de mi 
İyi veya kötü bir Patagonya gibi de olsa laik demokratik bir Türkiye vardı, öylesine bir hışımla geldiler ki ! ülkenin tüm ayarlarını bozdular, tüm kurum ve kuralları yerle yeksan ettiler 
  • Adaletten,
  • Hukuktan.
  • Ekonomiden
  • Sosyal hayata varasıya kadar Tüm kavramların içini boşalttılar.
Ülkenin çivisi çıktı.
Devlet aygıtı bozuldu .
Toplum sürü toplumu haline geldi 
Toplumu kendi cehalet düzeylerine indirgeme azmindeler. 
 Kendileri çökerken ülkeyi de çökerttiler .

Bir ülkenin Ekonomik, sosyal siyasal ve kültürel çöküşün hikayesi .


AKP .
Ekonomik krize giren 
  • Ecevit 
  • Yılmaz ve 
  • Bahçeli iktidarının yıkılması sonucu 
2002'de  anayasayı değiştirebilecek sayıda Milletvekili kazanarak tek başına iktidara geldiler.
Ve Cemaat desteği ile iktidar olan AKP 
Cemaat ile beraber aldı başını gitti .
F.Gülen cemaatinin desteği ile medyadan orduya eğitimden sağlığa cemaatin katkısı ile Türkiye yeniden dizayn edilmeye başlandı
Başlangıçta sol liberal aydınların katkısı da küçümsenemez .
Gerçi AKP devrim ise ;
O devrim ilk fırsatta sol liberal evlatlarını yedi.
Bu gün hepsi ya Silivride, ya da AKP tarafından tu kaka edildi, aynı İran devriminde olduğu şekli ile.
  • Biat ettilerse ne ala !
  • Etmeyenler ise Silivriye
  • En arsız ve utanmazları ise ;
  • Bu gün İkbal için yeniden Gül, ve Davutoğlu'nu ve Babacan'ı parlatma arayışında
Seçilerde Kürtlerden aldığı oyun diyetini ;
Kürt açılımı adı altında ödemek istedi ,
Kürtlerin aşırı akıl almaz istekleri yüzünden de masa devrildi .
Erdoğan masaya tekmesi bastı devirdi .
Burada hakkını yemeyelim
Ne demişti Hasip Kaplan meclis kürsüsünde
  • Güneydoğu bizin siz karışmayacaksınız, batıda ise ortağız
2019 Mahalli seçimlerinde ise;
Kürt halkından oy alamayacağını gören Erdoğan bu kez hiç yüzü kızarmadan Öcalan kardeşlerden yardım istedi
Osman Öcalan'ın ise belediye seçimlerinde kurtarıcı gibi TRT ekranlarına çıkarıldığı hiç hafızalardan silinmedi
Abdullah Öcalan’ın İmralı notlarında bu ilişkiyi ;
  • Erdoğan’a söyleyin iki kez onu kurtardık diye özetleyecekti.
AKP ilk kuruluş gününden bu güne dek gerek ABD ve gerekse  batıdan inanılmaz destek aldı
BOP projesi adı altında .
Ortadoğu da adeta ABD'nin maşası oldu
  1. Mart 2008 tarihinde yaşanan kapatma davasında
  2. 2010 Referandumu’nda,
  3. 15 Temmuz Darbe Girişimi’nde de Batı sürekli Erdoğan’ın arkasında durdu.
Dışarıdan gelen siyasi ve ekonomik destek içeride AKP’nin elini çok rahatlattı.
Görünürde hiç engel kalmamıştı.
Emniyet bile cemaat desteği ile çoktan denetime geçmişti.
Ordu engeli Ergenokon davalarıyla aşılmıştı.
Ardından yargıda işi bitirdiler.
Gözdağı gibi 
Uzan'ların kellesi alındıktan sonra 
İş dünyası anında tırstı.
İlk yıllarda seçmenin tepkisini almaktan çekindiği için Siyasal İslam karakterini gizleyen AKP yıllar içinde devleti ve milleti gerici bir zihniyet ile dizayn etmeye yöneldi .
AKP’li yılların en belirgin özelliğinden biri ;
Toplumsal tabanda Tarikat/Cemaat ağlarının artan etkisi oldu.
AKP , Kısaca tarikat cemaat devletine dönüştü
Sol siyasetin etkisi kırıldı
İktidarın toplum yapısına uygun bir atmosfer yaratıldı

AKP iktidarını destekleyenler vatansever olurken
AKP'ye muhalif olanlar ise illet zillet ve nereyse vatan haini ilan edildi
Şüküre ve tevekküle dayanan bir toplum yaratma inşaasına girildi .
Nitekim bunda da bir nebze başarılı olundu .
  • Yoksullaştırılan halk
  • Sadaka ekonomisi ile AKP ye bağlandı..
Dinci örgütlerin en bilineni olan Fethullah gurubu;
Yargı ve emniyette kritik konumlar elde etti.
Orduda da bir askeri darbe girişiminde bulunabilecek kadar önemli mevzilere sahip oldular.
15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminin ardından ‘FETÖ’ olarak anılmaya başlayan bu hareket, devlette yuvalanan tek gerici unsur değildi, Fethullah'çıların yanı sıra
  • Menzilciler,
  • Süleymancılar ve
  • İsmailağa Cemaati gibi ;
Nice dinci yapı, belli bakanlıklarda kadrolar kazandı.
Dün aşırı Büyütülen tarikatların, bu gün devlet içinde kazandıkları güçle yarın hangi işe soyunacakları artık üç bilinmeyenli denklem, muamma.
Yeter mi, yetmedi, ilaveten Müslüman kardeşlerin ve Suriye'den kaçan on binlerce kafa kesici İslam'cıların sığınağı barınağı haline getirtildi Türkiye ..
İşte bu gün Türkiye için en büyük tehdit ülke içindeki bu cihatçılardır
Din tandanslı bir örgütlenme ile
  • Ensar 
  • İlim yayma ve 
  • Tüğva ile eğitim alanında baş gösterdi
Bu yapılar, hem Eğitim Bakanlığı’yla ortak protokoller imzalayarak sınıfların içlerine kadar girdiler.
Hem de düzenledikleri sosyal etkinlikler ve açtıkları yüzlerce öğrenci yurduyla ülkede eğitimi kontrol edecek güce eriştiler.
Türkiye’nin her köşesinde, dini eğitim fiilen okul öncesi eğitime;
Hatta kreşlere kadar indirdiler
Milli eğitim bakanlığı ve diyanet işbirliği ile okul öncesinde kreşlerde fiilen dini eğitim başladı.
  • Dindar ve kindar nesil yaratma hedefi doğrultusunda ;
  • Fizik ve Kimya kitaplarına dahi dinsel veriler yüklendi.
  • Din temelli uygulamalar kamusal alanı da etkisi altına aldı.
  • Belediyelere ait işletmelerde de içki satışına son verildi.
  • Eğlence vergisine oldukça fahiş zamlar yapıldı.
  • İçkiye ve sigaraya getirilen yüksek ÖTV ile Türkiye bu alanda dünya lideri oldu.
  • Sigaraya haram fetvası veren Diyanet
  • Devletin gelir kaynakları olarak kullandığı
  • Faizde kumarda sesini çıkarmayarak güvenirliliğini zedeledi
Türkiye’deki içi boş ve cemaati olmayan camilerin sayısı ise kontrolsüz bir şekilde arttı. 
Dönemlerinde yapılan cami sayısı okul sayısını kat kat geçti
2017'de başkanlık sistemi getiriyoruz kandırmacası ile  kurumsallaşan :
Tek adam
Rejimi ise, siyasal İslamcılığa dönüşümün zirve noktası oldu.
Laikliği rafa kaldırıldı,
Vatandaşlık fikri yerine tebaa kültürünü yaygınlaştırıldı
İktidar kutuplaşma üzerine bina edildi
Ve muhalif kesimleri “dinsiz” olarak yaftalandı
Çağdaş demokrasilerin olmazsa olmazları hiçe sayılarak, tüm devleti 
Tanrısal’ yetkilerle donatılmış tek adamın şahsına indirgediler
Güçlendiler, güçlendikçe her şeyi yuttular, yuttukça şiştiler.
Artık kendilerini, engellenemez, durdurulamaz, yenilemez sanmaya başlayarak güç sarhoşu oldular
Bu gün , AKP 20 yıldır iktidarda.
Devleti tam olarak ele geçirdi.
Ülkede yeni bir rejim kurdu, kurmaya çalışıyor. bu doğru.
Lakin en az bu kadar doğru daha var ki ;
O da tam olarak kendi istediği gibi bir toplum inşa edemedi, bu gün iş ekmek korkusundan Silivri korkusundan sesini çıkaramayanları da kendine biat etmiş görüyor.
Yarın en büyük tepkiyi bugün sesini çıkarmaktan korkanlardan görecek
 
Ne AKP'nin ne siyasal İslamcıların bu ülkede gelecekleri yok.
Siyasal İslamcılığın başarısız temsilcisi AKP için yolun sonu.
  • Rantın
  • Özelleştirmenin
  • İşsizliğin.
  • Borçlanma ekonomisinin sonu AKP ile olacak
Yarın ödemeyecekmişsin  gibi borçlanan,
Aldığı borcu da yandaşların rant ekonomisini köpürtmekte kullanan,
Bulabildiği her şeyi özelleştiren
20 yıllık sanayisizleşme politikasında yolun sonuna gelindi artık.
Havuzu geçin, deniz bitti deniz ..

Sular çekilince kıyıya vuran balık misali çırpınıyor bu gün Türk halkı
Sebep, sıcak paranın kaçması ile birlikte  rant ekonomisi krize girdi.
Bu gün ha bire para basıyoruz
Ha bire  swap anlaşmaları yapıyoruz da, nereye kadar
Siyasal İslamcı AKP'nin  günahlarının bedelini bu gün 82 milyon yurttaşa ödetiyor.
Sadece kendi dönemlerinde;
300 milyar dolardan fazla borç kullanıldı,
65 milyar dolar özelleştirme geliri elde edildi, nereye gitti bu paralar, yol yaptık köprü yaptım hastane yaptım demesinler
Onları çok öğündükleri yap işlet devret modeli ile devletin kasasından beş luruş çıkmadan yaptıkları ile öğünenler
Peki topladığınız vergiler
Satıp savdığınız bu milletin mallarının parası nereye gitti
  • Tekel
  • Türk Telekom,
  • Tüpraş,
  • Petkim,
  • Şeker Fabrikaları ve dahası özelleştirildi,
20 yıllık bir istihdamsız büyüme politikası sonunda Türkiye sanayisizleşti.
Dolara basıp kuru sabitlendi
Dışarıdan borç alınan para ile ithalat özendirildi
Ulan taşa toprağa gömdünüz, tarikatlara cemaatlere yem ettiniz alınan ödünç paraları, bu gün hiç günahı olmayan vatandaşa ödetiyorsunuz utanmadan
Bu alınan borçlar, artık tekrar tekrar tekrar alınan borç ile ödenir hale geldi, faizler ana parayı buldu
Daha düne kadar TV'lerde kredi kartı reklamları geçtim
Sokaklarda kredi kartı dağıttınız
Kredi ile tatile alıştırdınız bu milleti
Kart kullanmayan ve borçlanmayanları dövecekleri bir iklim oluşturdunuz
Sebebi vardı tabii ki bu ölçüde borçlandırmanın
Herkesi borçlandır ki
Borç alan sana secde etsin , emir alsın .

Peki dışarıdan aldığınız bu büyük krediler nasıl dağıtıldı, yandaşa yalakaya taşa toprağa, halka dağıttığının o küçük kredilerde onları da suç ortağı etmek içindi
Birlikte yedik içtik diye !
Hiç utanmadan Ayasofya önünde dilenip
Sultan Ahmet önünde dağıttınız
Bu gün ise ödeme günü geldi çattı
Yine hurmalar çıkarırken tırmalayacak artık

Komşularla sıfır sorundan , bu gün değerli yalnızlığa…


Şimdilerde muhalefetin içine truva atı gibi yerleştirilen Dönemin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve onun ‘stratejik derinlik’ diye her fırsatta anlattığı çizgi,
Yeni Osmanlıcı yönelime geçişi başlattı, yeni Osmanlıcılık yapılacaksa başlanacak idi ise tek bir yer vardı;
O da Suriye.
İran pek kolay lokma değil çok büyük bir güçtü.
Irak ise hem İran’ın etkisindeydi hem savaştan yeni çıkmıştı, hem Amerika ve Barzani çökmüştü zaten
Hedefiniz Suriye oldu.
Arap Baharı'ndan önce Ahmet  Davutoğlu  bir çok kez Suriye’ye gitti.
Aileleriyle birlikte ortak tatil bile yaptılar
Ortak bakanlıklar dahi kuruldu.
Neredeyse sınırlar ortadan kalkacaktı
Lakin, 2011 yılında yaşanan 
Arap Baharı
İle Türkiye’nin bakış açısı değişiverdi
Müslüman Kardeşlerin iktidara getirilip, üzerine, Erdoğan’ı oturtarak, çakma bir bölgesel lider yaratılacak ve netice itibarı ile  yeni Osmanlıcılık hayali gerçekleşecekti.
  • Tunus’tan El Nahda,
  • Mısırda Mursi,
  • Filistin’de Hamas derken,
  • Suriye’de de Esad’ın düşme ihtimaline tutunan AKP, 
Akabinde  Suriye, 2011 yılında Türkiye'nin “iç mesele” haline getirirdi.
Devamında ise  5 Ağustos 2012’de dönemin Başbakanı Erdoğan’ın ağzından 
Emevi Camisi’nde namaz kılacağız
Söylemi takip etti.
Bop projesi kapsamında Ortadoğu’ya lider olma düşü ile ABD ile birlikte müdahale edilen Suriye’de ;
Emevi Camii’nde namaz kılma hevesleri dillendirilirken, işler terse döndü.
Esad yenilirse onun yerine Müslüman Kardeşlerin  iktidara geleceğini ve hiç istemediği sonuçların yaşanacağını hisseden ABD anında taktik değiştirdi.
  • 2013 Yılında Mısır darbesi,
  • Ardından El Nahta’nın Tunus’ta çökmesi,
  • IŞİD’ın kurulmasıyla birlikte Ilımlı İslam projesi çöktü.
  • Kuzey Afrika ve Büyük Ortadoğu Pojesi rafa kalktı
Türkiye ise tarihinde ilk defa komşu bir ülkede silah zoruyla, iktidar değiştirmeye kalktı.
Yüzlerce binlerce cihatçı eğitildi ve 
Suriye’de savaşmak üzere bu ülkeye gönderildi.
İnanılmaz paralar harcandı
Ya sonra .
Bu bayram Emevi caminde namaz kılan Beşar Esad oldu
Ya Türkiye
Esad'ın Türkiye'ye postaladığı milyonlarca vasıfsız ve niteliksiz insanları doyurmaya çalışırken kendi halkını açlık ve sefalet ile yüz yüze bıraktı
ABD ile Türkiye'nin ortak projesi olan ;
Eğit-donat programında Türkiye’de askeri eğitim verip silahlandırdığı ÖSO mensupları 2015 yılında Suriye’de savaşmaya başladı, maaşlar nereden gidiyor dersiniz.
Beklentilerini ve heveslerini buraya döken AKP için işler ;
Washington’ın eğit-donat sisteminden vaz geçmesi ve ;
Moskova’nın da 2015’te Suriye'de  varlığını kalıcı hale getirmesiyle işler tamamen değişti.
Çökmeye yüz tutmuş Suriye politikası krize girince,
Bu kez AKP’den yeni bir adım geldi.
Rusya ve ABD arasında sözüm ona  denge siyaseti kullanmaya başladığını söyleyen iktidarın denge siyaseti dediği şey aslında
Mekik dokuma' dır.
Cehalet ve aymazlığın geldiği son noktada  ABD’ye karşı Rusya’yı bir dengeleme unsuru yaratalım derken her ikisinin arasında sıkışıp kaldık
Abd' kredi verilmesini engeller korkusu ile Rusya'dan aldığımız S-400'leri kuramıyoruz bile
Ya parasının ödeyip alamadığımız f-35'ler
Gerçi Sn Erdoğan artık F-16'lara bile fit'de
İnanın ABD onu bile vermeyecek
En yeni uçağı 30 yaşında Tanklarının çogu 2. Dünya savaşından kalma
Leopar tanklarına parça tedarikini kesen bir Almanya
15 Senedir, Altay Tankını banttan indiremeyen bir Türkiye
  • Amerika ve Yunan'ın yanlarına Kürtleri de alarak Türkiye'yi bölme planlarının yapıldığı günümüzdeki durum bu dur 
 
Özetle,
Türkiye’nin Ortadoğu’da Dubai hariç ilişkileri dibe vurdu,
Körfez’de ise ..
  • Suudi Arabistan
  • BAE
  • Ürdün
  • Mısır ve 
  • İsrail ekseni;
Doğu Akdeniz’de
  • Mısır
  • İsrail
  • Yunanistan
  • Kıbrıs Rum Cumhuriyeti
  • AB ve ABD ekseni karşısında yalnızlaştı, izole edildi
Evet, Suriye artık çıkmaz sokak ve bataklıktır
Erdoğan'ın tek doğrusu , 
Libya'da meşru hükümet ile anlaşmak oldu, lakin bu gün ABD ve AB Türkiye'yi doğu Akdenizden de bir anlamda sürmüş görünmekteler, aylardır sismik gemiler ne Ege'ye ne de Addeniz'e açılamıyor, limanlarda bekletiliyor, Türk halkından gerçeği gizlemek adına Karadeniz gazı öne çıkarılıyor

Siyasal İslamcı AKP'ye birde adınlar tarafından bakalım


Yandaş basının gündemden düşürmediği ‘

Kızlar üniversiteye gidiyor, ahlak sarsılıyor
Nafaka mağduriyeti’, ‘boşanmalar artıyor, aile çatırdıyor.
Kültürel alanı eksik bıraktık

Gibi pek çok serzeniş
AKP’nin başarısız toplum projesinin kadınlar tarafından engellendiğinin itirafı niteliğindeydi.
AKP ve siyasal İslamcılık artık yolun sonuna gelmiştir
Gidiyorlar
Peki, suçlu kimdi ?
  • AKP mi
  • Siyasal İslam'mı ?
  • Erdoğan'mı ?

Sonuç

Sonuç olarak çökmekte olanın siyasal İslam mı 
Yoksa AKP mi olduğunu 
Seçmen önümüzdeki seçimde vereceği oylar ile belirginleştirecek
Babacan ve Davutoğlu'na gidecek her oy Siyasal İslam'a devam , AKP ye hayır anlamı taşıyacak

A.Atam