-->
zWZ3ZJ90R4zzhbql6NUZDSuEAK5vmsQ96TEJw5QR
Bookmark

DİVAN ŞAİRLERİNİN İLK ÜSTADI ŞAİR ŞEYHİ

Şair Şeyhi


Şair Şeyhi kimdir


Şair Şeyi kimdir, 15 Asrın ilk yarısında yaşayan ve Kütahyalı olduğu için şeyhi Germiyani ismi ile ve tabip olması sebebi ile Hekim Sinan olarak anılan Şeyhi :
Divan
Harname ve Hüsrev-ü Şirin 
Adlı eserleri ile büyük Şöhret kazanmış olup devrinde şeyhi Şuara adına layık görülmüştür.

Divan şiirinin ilk büyük Üstadı Şeyhi'dir 

Şair Şeyhi'nin hayatı 
Hayatı, Asıl adı Yusuf Sinan olan Şeyhi Kütahya'da doğmuştur 
Doğum tarihi tam belli değildir 
Birinci Sultan Murat devrindeki kaynaklarda kaydedildiğine göre 
1370 1375 yılları arasında doğmuş olmalıdır 

Türkmen asıllı olduğu söylenen şeyhinin babasının adı Ahmet Mecdettin dir
Şeyi tahsiline devrinin  kültür merkezlerinden biri olan memleketi Kütahya'da başlamış
Şair Ahmedi ve diğer bilginlerden ders almıştır.
Daha sonra 
Tahsilini devam etmek üzere İran'a gitmiştir .
Orada  tasavvuf Hikmet ve Tıp tahsil eden Şeyhi ;
Seyyid Şerif Cürcani ile ders arkadaşlığı yapmıştır .

İran dönüşü sırasında 
Ankara'da Hacı Bayram Veli'ye intisap eden ve bu sebeple şeyhi mahlasını alan şair 
Memleketine döndükten sonra bir Attar Dükkanı açarak doktorluğa başlamıştır
Bu arada 
Germiyan Bey'i ikinci Yakup hakkında kasideler yazan şair 
2.Yakup'un hususi Tabibi ve dahi muhasibi olarak Şöhret kazanmıştır
Bu şöhreti Dolayısıyla Karaman seferi sırasında 
1415 de Ankara'da rahatsızlanan Çelebi Sultan Mehmed'in tedavisine çağrılmış olup.
Başarı gösterdiği için taltif edilerek kendisine Tokuzlu Köyü tımar olarak verilmiş ilaveten Sultan'ın hususi tabipliği ne tayin edilmiştir

Tarihi kaynakların  birçoğunda şeyhinin Topuzlu köyüne giderken o tımarın eski sahipleri tarafından tecavüze uğradığı 
Ve durumu Harname Risalesi ile Çelebi Sultan Mehmed'e bildirdiği belirtilmektedir
Daha önce Emir Süleyman çelebi'ye intisap etmek sureti ile .
Osmanlı hanedanı ile ilk temasını Kuran Şeyhi :
Bilhassa II Murat tarafından himaye edilmiştir .
Asıl münasebeti  2 Yakup ile olan ve ;
Hayatının uzun bir kısmını onun özel Tabibi ve musahibi olarak geçiren ;
Ona birkaç kaside ve Nazım hediye eden şeyhinin
2. Murat dan sonra, Osmanlı Sarayı ile ilişkisi artmıştır .

Şeyi en büyük eseri olan Hüsrev ü Şirin mesnevisini :
II Murat adına yazmıştır.
Şair Germiyanoğlu Yakup Bey ve Osmanlı sultanlarından başka Mehmet Paşa adındaki bir zat ile 1426 ve 1427 yıllarında Anadolu Beylerbeyi olan Hamza bey içinde kasideler yazmıştır
Hacı Bayram veliye intisab etmiş olan Şeyhi’nin Hayat safhalarından başka biri de, Tasavvufla olan ilgisidir

Eserlerinde tasavvuf izlerine bolca rastlanan şeyhinin .
Bir fiil şeyhlik yaptığına dair kaynaklarda açık bir kayıt yoktur 
Şeyhi 
Büyük bir mutasavvıf olmamakla beraber 
Gerek divanında 
Gerek Hüsrev ü şiirlerinde 
Tasavvuf Umdelerinden çok faydalanmıştır.
Şeyhinin son yıllarını nerede ve nasıl geçirdiği belli olmadığı gibi .
Ne zaman öldüğü de bilinmemektedir.
Ölüm tarihi kaynaklarda değişik şekillerde gösterilmektedir
Bazı belge ve ipuçlarına göre 1429 dan bir müddet sonra vefat ettiği söylenebilir .
Şeyh’inin kabri Kütahya'da Yoncalı yolu üzerinde 
Bir adı da Dumlupınar olup şehre 7 kilometre mesafede bulunan çiftepınar Köyü'nün kıyısında ve .
EErenler başı diye tanınan yerdedir 
1961'de yeniden yaptırılmıştır

Şair Şeyhi’nin şahsiyeti ve dünya görüşü


Şairin felsefesini ve dünya görüşünün temelleri 
Pek tabii olarak dini esaslara ve İslami ideolojiye dayanmaktadır.
Tasavvuftan Nasibedar olduğu için 
Onda bu sisteminde tesirleri açıkça görülmektedir.
Onun hayat felsefesi üzerinde Mutasavvıf İran şairlerinin de büyük etkileri olmuştur
Şeyhi çevresinden ve yaşadığı dönemden şikayet etmektedir .

Bu tür şikayetler.
Sanatının anlaşılmaması 
Hasetçilere ve rakiplerinden çektikleri, takdir edilemediği için .
Refah içinde yaşamaması gibi hususlardan kaynaklanıyor olabilir.

Şeyhi’nin 
Sanatının anlaşılamaması ve takdir edilememesi hakkındaki iddiası ;
Germiyanoğlu 2 Yakup Bey'in şiirinden pek de anlamadığı gibi bazı hususlar göz önünde tutulursa da.
Bir dereceye kadar kabul edilebilir.
Fakat bir köşede aç kimsesiz hasta ve muzdarip bir halde yaşadığını söylemesi ise.
Herhalde sanatkarane bir mübalağa dan ibaret olmalıdır.
Her büyük sanatkar gibi 
Etrafını kıskandıran şeyhinin şikayet ettiği hususların başında gelen kıskançlık meselesi gerçektir
Bu yüzden de bir takım zararlara da uğramıştır

Şeyhi :
Harname adlı eserini bu kıskanç rakipleri ile alay etmek için yazmıştır .
Şeyhi kıskananlar arasında.
Padişahın ihsanından dolayı onu çekemeyen 
İznikli Hümami gibi şairler de vardır.

Şair şeyhi'nin içtimai fikirleri 
Harname de ele aldığı meseleden ve 
Hüsrev ü Şirin de II Murat'a ettiği nasihatlar dan çıkarılabilir
Harname rakipleri ile alay etmek için yazılmış olmakla beraber ;
İçtimai Musavatsızlık meselesini önümüze koymaktadır.

Zenginlik ve fakirliğin adilane olmayan bir şekilde dağılışını ele alan 
Ve bu muvazenesizlik karşısında önce şaşkınlığını ifade eden Şair;
Meseleyi 
Yapılan işi
Rızık hasıl etmek bakımından değerine 
Ve ilahi kadere bağlaması suresi ile halle çalışmıştır.

Şeyhi 
Hüsrev ü Şirin de II Murat'a hitap ederken 
Bazı nasihatlar da bulunmuş
Padişahı 
  • Cömertlik
  • Secaat 
  • Adalet ve 
  • Diyanet olmak üzere dört şeyin gerektiğini göstermiştir
Şeyhi’nin bu düşünceleri üzerinde İranlı büyük hakim Şair Sadi'nin
Gülistan ve Bostan 
Adlı eserlerindeki görüş ve düşüncelerinin büyük etkisi olduğu söylenebilir


Virdi harâba gönlümi şol gam didükleri
Bulunmadı bu derdüme merhem didükleri
Def’-i melâl kılmaga âlemde bir nefes
Çog istedüm bulunmadı hemdem didükleri
Sîmurg-ı kimyâ-yı vefâ gibidür adem
Yâr u harîf ü mûnis ü mahrem didükleri
Ölüyi diri kıldugın işitse leblerün
Dogurmaz idi Îsâ’yı Meryem didükleri
Ka’be yüzinde benlerüni kılmayınca yâd
Virmez safâ şu Mervü vü Zemzem didükleri

ŞAİR ŞEYHİ’NİN ESERLERİ



Şeyhinin bugün elde bulunan eserleri
  • Divan
  • Harname ve
  • Hüsrev ü Şirindir
Bunlardan başka 
Neyname adlı ufak bir mesnevisi ile 
Tıbba dair manzum bir eseri ve adını taşıyan 
Farsça'dan tecrübe edilmiş tercüme edilmiş bir mesnevisinin daha bulunduğu bazı kaynaklarda kaydedilmiştir

1, Divan

İstanbul kütüphanelerinde oldukça fazla sayıda bulunduğu gibi 
Avrupa kütüphanelerinde de vardır.
Millet Kütüphanesi Ali Emiri kısmındaki Türk Dil Kurumu tarafından yayınlanmıştır, şeyhinin 
Ayrıca Nazire mecmualarında ve 
Şiir mecmualarında da birçok şiiri görülmektedir
Profesör Ali Nihat Tarlan tarafından incelenmiş, şeyhi'nin şiirleri 
  • Hafız-ı Şirazi ve 
  • Şelman'ı Kahveci gibi 
İran şairlerinin eserlerinin tesirinde olduğu için .
Zamanında bazı müellifler tarafından tenkit edilmiştir.


2. Harname


Şeyhinin bu küçük mesnevisi 
Türk mizah ve Hiciv edebiyatının şaheserlerinden birisidir 
Eserin yazılış sebebi ve 
Kime sunulduğu hususunda değişik rivayetler bulunmaktadır
Kaynaklar'daki delillere göre 
Harnamenin Çelebi Sultan Mehmet e takdim edildiğini kabul etmek doğru olacaktır

Bu malzemenin yazılışına sebep 
Çelebi Sultan Mehmet Karaman seferi sırasında Ankara'da rahatsızlandığı zaman Onu tedavi eden şeyhinin 
Bu başarısı Dolayısıyla 
Kendisine tımar  olarak verilen 
opuzlu köyüne giderken
Tımarın eski sahipleri tarafından tecavüze uğramasıdır.
Şair 
Durumu Harname ile Çelebi Mehmet de bildirilmiştir.
Aruzun failatün mefailün failün vezniyle yazılan w126 beyt'ten ibaret bulunan Harname de 
Şeyhi Tevhid ve padişah övgüsüne ihtiva eden bölümlerden sonra 
Esas hikaye kısmında 
Semiz öküzlerin boynuzlarına izlenen bir çare bir eşeğin başına gelenleri 
Kendi düştüğü hale benzeterek anlatır 
Ve Sultan'dan Adalet ister

Tertip bakımından çok kuvvetli olan bu eser 
Tasvir cihetiyle de çok başarılıdır 
Edebi bakımla büyük değer Taşıyan Harname 
Türk mizah ve Hiciv edebiyatında mühim bir yer tutmaktadır


3.Hüsrev ü Şirin


Şair Şeyhinin en büyük ve en mühim eseri Hüsrev ü Şirin dir
Şeyhi 
Bu hikayeyi kendinden önce ve sonra gelen 
Türk şairleri arasında en güzel İşleyen şairdir
Altınordu sahasında yetişen Kutb ve 
Anadolu'da Aydınoğulları Beyliği'nin yaşamış olan Fahri 
Bu hikayeyi Şeyhi den önce yazmışlardır
Fakat hikaye 
Anadolu'da Şeyhi ve Türkistan'da Nevai'nin kalemleri ile en güzel örneklerini bulmuştur

Şeyhi 
Hüsrev ü Şirin'i ;
II Murat adına yazmıştır 
2. Murat'ın tahta geçmesi ile yazılmaya başlanmış ve şeyhi'nin ölümüne kadar tamamlanamamıştır 
6944 beyitten müteşekkil olan ve 
Aruzun mefailün mefailün failün veznine edilen Eser 
775 beyitlik bir girişten ve 11 bölümden ibarettir
Ayrıca Hüsrev ü Şirin ve Ferhat dilinden söylenmiş 26 gazel ile 
Şairin ağzından yazılmış kaside şeklinde bir münacat ve .
Ferhat'ın dilinden söylenmiş  bir terciibent de bulunmaktadır.

Şeyhi 
Hüsrev ü Şirin İran edebiyatında bu hikayeyi en beğenilen şekilde işleyen genceli Nizami nin Aynı adlı mesnevisinden 
Bazı kısımlarını genişleterek 
Bazı kısımlarını kısaltmak ve 
Bazı ilaveler yapmak suretiyle Türkçeye nakletmiştir.
Bu iş basit bir tercüme değil
Eserin Türkçede yeni baştan işlenmesi mahiyetindedir
Eseri bitirmeden ölmesi Dolayısıyla 
Nizaminin içinde bulunan şiruye Vakası Şeyhi’ninkinde yoktur.
Bu Rumi adlı bir şair tarafından sonradan tamamlanmıştır.
 
Hüsrev-i Şirin
Sasani hükümdarı Hüsrev ile 
Ermeni hükümdarı Mehin Banu'nun yeğeni Şirin arasındaki 
Maddi ve beşeri bir aşkı hikaye eder
Türkiye ve Avrupa kütüphanelerinde 
Pek çok yazması mevcut olan Hüsrev ü Şirin
Türk Mesnevi edebiyatında bir merhale olarak kabul edilmektedir .

Şeyhinin 
Divan, 
Harname ve 
Hüsrev-ü Şirin dışında tıbba dair bir eseri ile 
Hab-name tercümesi ve 
Neyname adlı iki kitabının daha bulunduğu ileri sürülmekte beraber 
Bugüne kadar ele geçmemiştir


Yorum Gönder

Yorum Gönder

Yorumlarda lütfen saygılı olun