-->
zWZ3ZJ90R4zzhbql6NUZDSuEAK5vmsQ96TEJw5QR
Bookmark

Demokrasi mi ekmek mi hangisi daha öncelikli olmalı

Demokrasi mi ekmek mi

Demokrasi mi ekmek mi, Türkiye gerçek anlamda demokrasiye geçebilir mi, demokrasi denilen şey sofraya konup yenen bir nesne midir, çarıklı ve sarıklıların hâkim oldukları bir toplumda demokrasinin anlamı nedir, Türkiye'de yönetim sistemi ne olmalıdır, muhalefetin kurtuluş önerisi olarak getirmek istediği demokratik parlamenter sisteme geri dönüşün sofraya katkısı olacak mıdır 


Türk Toplumunun demokrasi anlayışı nedir 


Demokrasi her şeyden önce toplumların birlikle yaşamını düzenleyen kurallar kaideler ilkesidir, demokrasi ya vardır ya da yoktur, yarım yamalak demokrasi sadece güçlülerin haklarını koruyan demokrasidir, ne demiş atalarımız
  • Yarım hoca dinden
  • Yarım doktor candan
  • Yarım demokrasi de ekmekten eder 
Önce demokrasi tanımını doğru yapmak gerekir.

Demokrasi nedir

Demokrasi bir halkın kendi kendini idare etme şeklidir kısaca, burada bir soru ortaya çıkmaktadır, halkın kendi kendini idaresi
Peki demokrasi, idare edecek kimseleri tasvir ediyor mu?
Kimler olacağı ve nasıl seçileceği.
Tasvir halk şeklinde, o zaman şu soruyu sormak gerekir, idare edecek olanlarda ne tür özellikler aramak gerekir.
Ülkeyi bir kabzımalın ya da bir berberin ya da bir bakkalın idaresine bırakabilir misiniz 
Elbette edemezsiniz
Ülkeyi idare edecek olanların dış politika, ekonomi, sosyoloji, teoloji, Tarih, coğrafya bilgilerinin tam olması gerekir, kısaca ülke yönetiminde eğitimli ve bilgili olması gerek.
Siyasetçinin her şeyi bilmesine gerek yoktur, der politikacılar, siyasetçi karar alma mekanizmasıdır, bürokratlarına danışmanlarına sorar onlarda aldığı fikir sayesinde karar alır.
Peki o zaman ülkeyi kim yönetiyor
Bürokrasi ve danışmanlar
O zamanda şöyle bir sonuç çıkıyor ortaya
Size ne gerek var.

Türkiye de demokrasi anlayışı nedir

Türkiye'de demokrasi anlayışı, Parti liderliğini eline geçirenlerin belirledikleri milletvekili adaylarını halkın onayına sunmasıdır, liderler delegeleri, delegeler liderleri seçer, halk ise önüne dayatılan kişilerden, kendisine iş imkânı sağlayacak, oğlu gelinini işe sokacak ulaşabileceği bir aday kimse, ya da bağlı olduğu tarikat ve cemaat kime oy verilmesini tavsiye ederse ona oy verir.

Eğitiminin kalitesi, adayın geçmişi ve arka planının hiçbir değeri ve önemi yoktur 

 

Demokrasinin kurallarını, halkın aday seçim imkanını en başından elinden alan parti liderleri ta başından itibaren kısıtlamıştır çünkü 
Bunun adı yarım demokrasidir.
Halkın değil, Parti başkanının belirlediği bir aday ise, halka değil parti liderine ve partiye hizmet eder 
Parti liderleri de iktidarda kalmak adına her türlü iç ve dış güç odaklarına ödün vermek zorunda kalırlar, ülke yerinde sayar.

Halkın değil siyasi parti liderlerinin belirlediği bir aday seçiminde demokrasi var mıdır?
Vatandaşın sofrasına bir ekmek fazla koymak adına seçildiğini söyleyenler böyle bir ortamda kime hizmet ederler, elbette kendisini aday gösterene.
Farklı fikir ve düşünceleri vatan hainliği ve bölücülük ile itham edildiği bir ülkede demokrasinin varlığından söz edilebilinir mi?
Elbette edilir
Türkiye'de bunun adına da demokrasi denir.

Demokrasi bir anlamda eşit paylaşım, herkesin hakkının ve hukukunun korunduğu bir yönetim biçimi değil midir?
Güçlülerin demokrasisinde zayıfların hakları korunabilir mi?
Herkese yetecek kadar hatta fazlası ile ekmek varsa bir ölçüde paylaşımda adalet sağlanabilir.

Ya tam tersi olur ekmek az paylaşacak kimse çok ise temsilde hata olmaz, yani!

Kemik az köpek çok ise

Bu paylaşımı nasıl yapacaksınız, elbette yapamazsınız, güçlüler paylaşım ortamında en büyük parçayı alacaktır.

Sadaka demokrasisi 

Zayıfın hakkını koruyacak olanlara Sendikalara, sivil toplum kuruluşlarına) siyaset yapma ya da sesini duyurma olanakları da kısıtlanırsa, tam bir Türkiye demokrasisi örneği çıkar
Vatandaşı sadaka bekler hale getirir
Aldığı her sadakaya da inancı gereği şükür eder, lakin hiçbir zaman yoksulluktan kurtulamaz.
Buradan çıkan sonuç sadaka demokrasisinde ancak yaşayabilecek nefes alabilecek kadar bir gelir ile iktifa edilmesinin sağlanmasıdır 
Yarım demokrasi tek kelime ile köle düzeni düzenidir

Türkiye tam demokrasiye geçebilir mi

Geçemez!
Türkiye'de en demokratik anayasa 1960 Anayasası idi, o da bol geldi, 60 anayasasının getirdiği haklar, demokrasi kavramından uzak bir şekilde sonsuz hürriyet olarak algılandı, işçiler grevler ile fabrikaları çalışamaz hale getirdi, sokaklar miting ve gösteri alanlarına döndü.
Akabinde ekonomik krizler ve siyasal sosyal patlamalar ardı sıra sökün etti.
Kimileri halklara özgürlük adına ülkeyi bölmeye kalktı.
Kimiler çalıştığı iş yerinin patronunun kazancına göz dikti, amirinden müdüründen daha fazla maaş talep etti 
Fabrikalar çalışamaz hale geldi, iflaslar ardı ardına patladı, üretim durdu, ihracat bitti, ihracat olmayınca döviz kıtlıkları başladı, ardından devalüasyonlar.

Demokrasi'nin ipleri gevşetilince de olmadı
Ülke 12 Eylül duvarına tosladı.
Demokratik haklar bir kez daha kısıtlanmak zorunda kalındı

Yarım demokrasi olmuyor
Tam demokrasi yine olmuyor, 
Nasıl olacak peki.

Demokrasi kültürü kolay kazanılan bir şey değil, yerleşmesi için yüz yıllar gerek, batı, bu kültüre birkaç on yılda gelmiş değil.
Batı demokrasisinin temellerini, Osmanlının ıskaladığı rönesansa, hatta Fransa ihtilaline, İngiltere'nin sanayi devrimine kadar götürebilirsiniz.

Sadece dua ile gökten sofra inmiyor.
Şükür ile karın da doymuyor 
Üretim olmadan, zenginleşmede olmuyor
Güç odaklarının etkinliğini kırmadan hakça paylaşım ise hiç olmaz 
Dağıtılabilecek bir zenginlik yaratılmadan adil bir bölüşümden nasıl bahsedile bilinir ki !
Olmayan bir şeyin neyini paylaşacaksınız ki 

Türkiye Demokrasinin dar gelenini de denedi, bol gelenini de olmadı, olmuyor, tekrar tekrar aynı şeyi deneyerek farklı sonuçlar beklemek aptalla mahsustur.
Türkiye'nin yeterli kaynakları vardır
Sorun bu kaynakların hem siyaseten hem de ekonomik olarak doğru kullanılabilecek bir sisteminin olmayışından kaynaklanmaktadır.

Demokratik parlamenter sistem çözüm müdür 

Bu sistem bir türlü özümseyemediğimiz ve yarım yamalak kullanmaya çalıştığımız demokratik parlamenter sistem midir?
Yoksa en az bir elli yıl uygulamamız gereken Elitizm' midir?
Türkiye niye başkanlık sistemine geçti, parlamenter sistem yürümediğinden mi, yoksa Sadece Sn. Erdoğan'ı başkan yapmış olma için mi.
Parlamenter sistem olmadı, başkanlık sistemi, başkanlık sistemi de olmadı, geri dönelim, ülke deneme tahtası mı oldu 
Umut olması gereken muhalefet liderlerinin, Türk halkının önüne getirdikleri çözüm önerisi demokratik parlamenter sisteme dönüş, bir çözüm müdür.
Neden hiç ekmekten ve ekmeğin nasıl paylaşılacağından hiç bahsetmezler, sizce düşündürücü değil mi.

Hem demokrasi hem ekmek 

Türkiye öncelikli olarak iç barışı sağlamalı.
Türk kimliğinin muhafaza edildiği merkezi bir yönetim altında, her türlü inancın serbestçe yaşanabildiği.
Ana üretim kaynaklarının kamuya ait olduğu
İl genel meclislerin yerel parlamento gibi çalıştığı
Merkezi bir anayasaya bağlı kalmak kaydı şartı ile yöresel yasaların çıkarılabildiği
Valisini, emniyet müdürünü hatta müftüsünü seçebilen 
Seksen bir eyalet

Yorum Gönder

Yorum Gönder

Yorumlarda lütfen saygılı olun