İslam ve sosyalizm |
İslamiyet ve sosyalizm
Tüm kâinat bir denge üzerinde kuruludur, bir tarafa yığılma bu dengeyi bozar, bozulan denge ise huzursuzluk ve kaos getirir.
Mal mülk yığan bir insan sadece kendini düşünüyor, değerlerini sefalete sürüklüyor demektir
Hayır diyorsan!
Ya sen kendini hiç tanımıyorsun.
Ya da ekonomiden hiç anlamıyorsun!
Ya da ben anlamıyorum...
Ya da olaya farklı açıdan bakıyorum.
Benim bildiğim; Allah'ın, mal yığanlara söyledikleri ve büyük tehdidi.
Kaç ayette İnfak etmeyi fark kılar Kur'an'ı Kerim.
Ya da ben anlamıyorum...
Ya da olaya farklı açıdan bakıyorum.
Benim bildiğim; Allah'ın, mal yığanlara söyledikleri ve büyük tehdidi.
Kaç ayette İnfak etmeyi fark kılar Kur'an'ı Kerim.
Gün gelir o biriktirdikleri altınlar ve paralar cehennem ateşinde ısıtılarak onlarla alınları, yanları ve sırtları dağlanır: "Kendiniz için biriktirdiğiniz işte budur.Biriktirdiğinizi tadın Tevbe/35
İnfak, sadece sadaka vermek değil, kendi ihtiyacından fazlasını dağıtmaktır.
Sen varlıklarını yığdıkça
Bu yığılmış malların, yoksulların çocuklarını nasıl mahrum ettiği...
Onların ekmeğini, sütünü, mamasını boğazlarından nasıl söktüğünü görmezden geliyorsun,
İslam kapitalist değil sosyal bir yapıdır
Komşusu aç iken tok yatanı hoş görmez.
İslam dininin ekonomiye bakış açışı
İslam dininin ekonomiye bakış açısı, kapitalizm ve sosyalizm arasında bir denge kurmaya çalışan bir yaklaşımdır.
İslam, mülkiyet hakkını tanır.
Ancak bunu sınırsız ve mutlak olarak görmez.
İslam, insanların ihtiyaçlarını karşılamak için çalışmalarını, üretmelerini ve ticaret yapmalarını teşvik eder.
Ancak bunu adalet, ahlak ve dayanışma ilkeleri çerçevesinde yapmalarını ister.
İslam, servetin toplumda adil bir şekilde dağıtılmasını sağlamak için zekât, sadaka, faiz yasağı, miras hukuku gibi kurumlar ve kurallar getirmiştir.
İslam, bireyin refahını toplumun refahına feda etmeyen, ancak toplumun refahını da bireyin refahına kurban etmeyen bir ekonomik sistem öngörür.
İslam'ın ekonomiye bakış açısının kapitalizme mi yoksa sosyalizme mi yakın olduğunu belirlemek için, bu iki sistemin temel özelliklerini karşılaştırmak gerekir.
Kapitalizm, bireysel özgürlük, rekabet, piyasa mekanizması, mülkiyet hakkı ve kâr maksimizasyonu gibi değerlere dayanır.
Sosyalizm ise toplumsal eşitlik, iş birliği, planlama, kamu mülkiyeti ve sosyal adalet gibi değerlere dayanır.
Bu değerlerin bazıları İslam ile uyumlu iken, bazıları İslam ile çelişir.
Örneğin, İslam bireysel özgürlüğü tanır.
Ancak bunu Allah'ın emir ve yasaklarına bağlı kılar.
İslam rekabeti teşvik eder.
Ancak bunu adalet ve ahlak sınırları içinde yapar.
İslam piyasa mekanizmasını kabul eder.
Ancak bunu faiz yasağı, tüketim ahlakı, tüketim vergisi gibi düzenlemelerle denetler.
İslam mülkiyet hakkını tanır.
Ancak bunu zekât, sadaka, miras gibi sosyal sorumluluklarla sınırlar.
İslam kâr elde etmeyi yasaklamaz.
Ancak bunu helal yollardan yapmayı şart koşar.
İslam'ın ekonomiye bakış açısının ayetler ile örneklenmesi mümkündür.
Örneğin, Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurulur:
Ey İnananlar! Mallarınızı aranızda haksızlıkla değil, karşılıklı rıza ile yapılan ticaretle yeyin, haram ile nefsinizi mahvetmeyin. Allah şüphesiz ki size merhamet eder." (Nisa 4/29)
Bu ayet, İslam'ın ticareti meşru gördüğünü, ancak bunun karşılıklı rızaya dayanması gerektiğini vurgular.
Ayrıca şöyle buyurulur:
Allah'ın size verdiği rızıklardan infak edin; böylece kendinizi helake sürükleyecek bir cimrilik içine düşmeyin." (Bakara 2/195)
Bu ayet ise İslam'ın servetin paylaşılmasını istediğini ve cimriliği kınadığını gösterir.
- Kapitalizmde, bireylerin mülkiyet hakkı ve serbest piyasa mekanizması vardır, ancak bu, adaletsizlik, sömürü ve eşitsizliklere yol açabilir.
- Sosyalizmde, devletin mülkiyet hakkı ve planlı ekonomi mekanizması vardır, ancak bu, özgürlük, rekabet ve verimlilik kaybına yol açabilir.
- İslam'da hem bireylerin hem de devletin mülkiyet hakkı vardır, ancak bunlar sınırlı ve sorumlu bir şekilde kullanılmalıdır.
Ayrıca hem serbest piyasa hem de planlı ekonomi mekanizmaları vardır, ancak bunlar adalet, paylaşım ve dayanışma ilkelerine uygun olmalıdır.
- İslam'ın ekonomik sistemi, Kur'an ve Sünnette belirtilen bazı temel prensiplere dayanır.
Bunlardan bazıları şunlardır:
- Helal kazanç:
Müslümanlar, yasal ve ahlaki olan yollarla kazanç elde etmelidir. Haram olan faiz, kumar, aldatma, israf gibi yollarla kazanç elde etmekten kaçınmalıdır. (Bakara 2/188, Maide 5/90-91)
- Zekat:
Müslümanlar, belirli bir miktarın üzerindeki mal varlıklarının belirli bir oranını yoksullara, yetimlere, borçlulara ve diğer ihtiyaç sahiplerine vermekle yükümlüdür. Zekât hem bireyin hem de toplumun refahını arttıran bir ibadet ve vergi niteliğindedir. (Bakara 2/43, Tevbe 9/103)
- Faizsiz borç:
Müslümanlar, ihtiyaç duydukları zaman borç alabilir veya verebilirler, ancak bunu faizsiz olarak yapmalıdırlar.
Faiz hem borçluyu hem de alacaklıyı zarara uğratan bir sömürü aracıdır. (Bakara 2/275-281, Al-i İmran 3/130)
- Emek hakkı:
Müslümanlar, çalıştıkları işin karşılığını hak ettikleri şekilde almalı veya vermelidirler.
Emekçilerin ücretleri geciktirilmemeli veya eksik ödenmemelidir. (Bakara 2/279-280, Enfal 8/41)
- Tüketim hakkı:
Müslümanlar, ihtiyaçlarına göre tüketim yapmalı veya yapabilmelidirler.
Tüketimde israf veya cimrilikten kaçınmalıdır.
Tükettiği malların helal ve temiz olmasına dikkat etmelidir. (A'raf 7/31-32, Bakara 2/168)
Yorum Gönder